
Piramidin Altındakiler
10 dk
Bölgesel Amatör Lig, pandeminin başından bu yana kapalı. Amatör futbolun emekçileri ise Türkiye Futbol Federasyonu tarafından görmezden gelinmekten şikâyetçi…
Eski Mısır tarihine, Keops zamanlarına dönüp futbolu bir piramit gibi düşünürsek tabanda yer alan bloklar amatörler olurdu. Üstlerinde bulunan liglerin kusurlarını, taleplerini karşılamak için oyunun esas yükünü taşıyanlar… Ne yazık ki yıllar boyunca yaş sınırı, statü değişikliği gibi birçok konuyla uğraşan Bölgesel Amatör Lig (BAL) futbolcularının talepleri hiçbir zaman yetkili kurum Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından önemsenmedi ve piramidin altı hep ihmal edildi.
İş bilmez yöneticilerin elinde oyuncağa dönüşen futbolun emekçileri, pandemi döneminde de taca atılan taraftı. Süper Lig'den 3. Lig'e kadar bütün ligler başlarken onların durumu dergimiz matbaaya giderken hâlâ belirsizdi. Fakat tabanda yer alan blokların artık bu ağırlığı taşıyacak daha fazla gücü yok. Yüzlercesi çaresizliklerini anlatmak ve TFF'yi protesto etmek için Riva'da bulunan tesislere akın etti; ancak telkinden, sükûnet çağrısından başka bir şey elde edemedi. Futbolun temelinde yer alan amatörler yine bir kenara itildi, üstelik alaycı ve umursamaz bir tavırla.
Biz de bu sorunun derinine inmek istedik ve mevzubahis eylemde yaptığı konuşmayla sosyal medyada büyük yankı uyandıran Kars 36 Spor'un sağ beki Barış Altıntaş, Tonya Doğanspor'un orta sahası Ümit Kocabaş ve Sultangazispor'un genç oyuncusu Ömer Faruk Aras başta olmak üzere birçok futbolcuyla yaşadıkları mağduriyeti konuştuk.
Türkiye futbolunun gerçek emekçilerinden biri olan ve profesyonel olarak başladığı kariyerine gelen yaş sınırı nedeniyle yola Bölgesel Amatör Lig'de devam etmek zorunda kalan Barış Altıntaş, sorunlar yığınına pandemiyle giriş yapıyor: "Amatör futbolcuların futboldan başka bir işi yok. Zaten her hafta kamp, antrenman, maç derken başka bir yerde çalışmaya vaktimiz de yok. Profesyonel futbolcularla aynı tempoya sahibiz yani. Bu yüzden sekiz ay boyunca oynamamamız bizi hem maddi hem de manevi anlamda çok sarstı. Birikimi olan parasını harcadı, olmayan başka işlere girip çalışmaya başladı. Birçok arkadaşımız futbolu bırakmak zorunda kaldı. Biz hâlâ beyefendilerin alacağı kararı bekliyoruz ama dayanacak gücümüz de kalmadı. Kendileri zahmet edip ligleri oynatma kararı alırsa biraz olsun sıkıntılarımızdan kurtulacağız."
Tonya Doğanspor'lu Ümit Kocabaş da benzer sıkıntılardan dert yanıyor ve herhangi bir güvenceleri olmadığının altını çiziyor: "Bizim bilgilerimiz tıpkı 2. ve 3. Lig gibi TFF'nin sitesinde kayıtlı. Profesyoneller gibi antrenman yapıp onlar kadar çalışmamıza rağmen hiçbir güvenceye sahip değiliz. Ne bir sözleşmemiz ne de sağlık sigortamız var. Tamamen oynadığımız kulüplerin yöneticilerinin insafına kalmış durumdayız. Oynarken bile böylesine büyük sorunlarla baş etmek zorundayız. Bir de oynamadığımız şu sekiz ayda yaşadıklarımız bizi fena halde etkiledi."
"Halı sahalar açık"
Tolga Deniz (Çiğli Belediyespor): Birçoğumuz kendi çabalarımızla antrenman yapmaya çalışıyoruz. Aylardır bir gelirimiz yok ve hazırdan yiyoruz ancak o da bitti sayılır. Bu süreçte bireysel antrenörlük, garsonluk yapan arkadaşlarımız oldu. Türkiye'de halı sahalar açık, tüm ligler oynanıyor, amatör ligler hâlâ neden oynanmıyor anlamıyorum. Virüs sadece amatör liglerde mi var? Ben bunun tamamen bir rant meselesi olduğunu düşünüyorum
Beşiktaş'ın altyapısından yetişen, geçirdiği sakatlıklar nedeniyle BAL takımlarından Sultangazispor'a transfer olan 19 yaşındaki Ömer Faruk Aras da bu dönemde çektiği sıkıntıları şu ifadelerle anlatıyor: "Sekiz aydır hiçbir gelir kaynağımız yok. Genci, tecrübelisi hepimiz mağduruz. Ben aynı zamanda eğitimime de devam ediyorum. Bu süreçte aileme yük oldum. Bir an önce ligler başlamalı, bizi umursamayan yetkililere tepkiliyiz."
Aynı zamanda amatör futbolcuların temsilcilerinden biri olan Barış Altıntaş'a TFF Başkanvekili ve Amatör İşler Sorumlusu Ali Düşmez'le yaptıkları görüşmeyi sorduğumuzda ise ülke futbolunu yönetenlerin lakayt iş yapma şekillerini bir kez daha görüyoruz: "Ali Düşmez'le hemen hemen her sezon öncesinde bir görüşme yaparız. Bu sezon da ligler başlamayınca amatör futbolcuları temsilen altı kişi ofisine gittik. Yaşadığımız problemleri, sıkıntıları anlattık. Elli bin amatör futbolcunun antrenman yapamadığını, ligler başlamazsa bu sporcuların her geçen gün geriye gideceğini anlattık. Onun cevabı, 'Ben her sabah Yeniköy'de yüzüyorum. Sizler de bunu yapabilirsiniz' oldu. Bizim her sabah yüzecek maddi durumumuz mu var? Kendisinin tuzu kuru olabilir ancak elli bin insanın sekiz aydır geliri yok. Bir yönetici bu kadar ciddiyetsiz olabilir mi?"
Kocabaş da Düşmez'in amatörleri aşağıladığını belirterek sert ifadelerle yöneticiye yükleniyor: "Amatörleri küçümseyen biri amatörlerin başkanı, temsilcisi olabilir mi? Kendisi sürekli güçlünün yanında saf tutuyor. Futbolun emekçilerini düşünmüyor. Canımı en fazla acıtan olaysa bize 'Sizin problemlerinizi çözeceğiz' dedikten sonra kulüp başkanlarından 'Oynamak istemiyoruz' diye imza almaya çalışması."
"Hayatım futbol"
Batuhan Altın (Çiğli Belediyespor): Benim bütün hayatım futbol. 19 yaşımda profesyonel oldum. Yıllarca genç milli takımlarda futbol oynadım. Sonra çeşitli sebeplerden dolayı amatöre dönmek zorunda kaldım. Çok iyi bir sezon geçirdikten sonra 3. Lig'de oynamayı beklerken pandemi bir anda bizi bu duruma getirdi. Ben genç bir futbolcuyum, ailemle kalıyorum, daha önceden birikmiş param var, bu şekilde yaşamımı sürdürüyorum ancak tüm geçimini buradan sağlayan arkadaşlarım var. Bazen geceleri uyuyamadığım zamanlar oluyor. TFF yetkililerinin bir an önce karar almasını bekliyoruz.
TFF, amatör ligleri başlatmamasının en önemli sebebi olarak koronavirüs testlerinin ücretlerini gösteriyor. Yaklaşık 1 milyar TL'yi bulan yıllık bütçeye sahip bir federasyonun bu ücretleri karşılamaması başlı başına problem. Ancak bu süreçten bıkan futbolcular, test ücretlerinin kendi aldıkları paradan kesilmesine bile razı. Barış Altıntaş, "Yeter ki lig başlasın. Biz yıllık ücretlerimizin bir bölümünden feragat etmeye razıyız" diyor.
Amatörlerin pandemide yaşadıkları kısaca böyle. Fakat piramidin altındakilerin sorunları pandemiyle de sınırlı değil. TFF'nin deney tahtası haline gelen Bölgesel Amatör Lig öyle bir statüde yönetiliyor ki olan bitenlere herhangi bir noktada anlam vermek imkânsız. Detayları Barış Altıntaş'tan dinleyelim: "BAL'da çok saçma bir statü var. Grupta bulunduğun ilin tek takımıysan ligi ikinci-üçüncü bitirsen dahi play-out maçı oynuyorsun. Bunun en iyi örneğini geçen sezon Silifkespor yaşadı. Son haftaya kadar zirve mücadelesi veren, averajla şampiyonluğu kaçıran takım, grupta kendi ilinin tek takımı olduğu için alt ligden gelen ekiple play-out maçı oynadı ve yenilip küme düştü. On gün önce şampiyonluk hayalleri kuran takım bir anda kendini alt ligde buldu. Statüye bakar mısınız? Biz artık ağlanacak halimize gülüyoruz. Saygıdeğer yöneticilerimiz bu statüyü üst liglerde uygulayabilir mi, merak ediyorum. Kesinlikle sağlıklı bir kafayla alınmış bir karar değil. Bir an önce normal lig statüsüne geçmemiz gerekiyor."

"On gün önce şampiyonluk hayalleri kuran takım bir anda alt lige düştü. Statüye bakar mısınız?"
Silifkespor örneği tek değil. Benzer akıbeti Kars 36 Spor da yaşamış. Problemler bu saçma statüyle de bitmiyor. 2010'dan itibaren alt liglere getirilen yaş sınırının mağdur ettiği Altıntaş, yaşadıklarını şu ifadelerle anlatıyor: "2009-2010 sezonunda 3. Lig'e 25-29 yaş arasındaki oyuncular için 4+2 kuralı geldi. 30 yaş ve üzeri oyuncular ise komple yasaklandı. Ben o dönemde 3. Lig'de oynuyordum, 25 yaşında yaşlı olduk ülkede. Birçok arkadaşımız bu kural nedeniyle futbolu bıraktı, askere gitti. Piyango yine bize vurdu yani. Bir-iki sezon sonra 30 yaş üstünü serbest bıraktılar, 25-29 arasındaki sınır aynı kaldı. Yine üç sezon sonra 25-29 sınırını 10'a çıkarttılar. Sürekli değişen kurallar nedeniyle BAL'a gitmeye karar verdim. BAL'da da 27 yaş üstü oyuncuları 4'le sınırlandırdılar. Sonra 4 olan sınırı 5 yaptılar. Biz o dönem mağdur olduğumuz için Ali Düşmez'e gidip kuralın değişmesini istedik, yaş sınırını sırasıyla 28-29 yaptıktan sonra geçen sezon 30'a çıkarttılar. Son değişiklikle BAL'da takımlar 30 yaş üstü beş oyuncu oynatabiliyor. TFF bizi deney tahtası yapmış durumda."
Ümit Kocabaş, sürekli değişen yaş kuralının genç oyuncuları geliştirmek yerine geriye götürdüğü görüşünde: "BAL'da 20 yaş altı en az iki oyuncunun her maçta oynama zorunluluğu var. Bu kural gençlere 'Nasıl olsa oynayacağım' rahatlığı getiriyor ve bu rahatlığa alışan gençler kendini geliştirmek için çabalamıyor. Bir de genç oyuncularını yetersiz gören antrenörler kural zorunlu olduğu için bazı genç oyuncuları oyuna sokup bir-iki dakika sonra geri alıyor. Girdikten sonra oyundan çıkan futbolcu hem mental hem de teknik olarak kendini nasıl geliştirebilir?" Henüz 19 yaşında olan Ömer Faruk Aras da Kocabaş'a katılıyor: "Yaş sınırının biz genç oyuncuları geliştirdiğini düşünmüyorum. Gelişmek için rekabete ihtiyacımız var. Serbest bıraksalar hak eden formayı alır bizim için de daha sağlıklı bir ortam oluşur."
Futbolun temeli olan amatörlerin yaşadıklarına kısaca bir göz attık. Altta olmanın dikkate alınmamayla eşdeğer olduğu ülkemizde sosyal adaletsizliği her geçen gün daha fazla hissediyoruz. Amatörlerin anlattığı, bir nevi yalnızlaştırılan ve geçim sıkıntısıyla yaşam kalitesinden her geçen gün ödün veren bizlerin de hikâyesi...
"TFF, bize sırtını döndü"
Doğan Acar (Ardeşen Gücüspor): Biz yaklaşık sekiz aydır futbol oynamıyoruz ve hiç para kazanamadık. Alacaklarımız vardı fakat oynamadığımız ve sözleşmemiz olmadığından hiçbir hak talep edemedik. Tek işi futbol olan ve aile geçindiren arkadaşlarımız var. Pandemi boyunca ne yaptılar; nasıl geçindiler, kiralarını ödeyebildiler mi? Bunu hiçbir kulüp ve federasyon yetkilisi sormadı. Bir arkadaşımın çocuğu, "Baba akşam gelirken bana bir şeyler getir" demiş. Arkadaşım, çocuğunun istediğini alamadığı için eve çocuğu uyuduktan sonra gitmiş.
Federasyon her yıl kulüplerden katılım ücreti alıyor ve kulüplere maddi olarak hiçbir destekte bulunmuyor. İlk defa böyle zor bir durumla karşı karşıya kaldık, bize sırtını ilk dönen de yine TFF oldu. Şimdi merak ediyorum bunlar hâlâ neyi bekliyor? Diyorlar ki test maliyeti yüksek. Devletimiz 25 ülkeye tıbbi malzeme göndermiş. Bu dönemde bakanlar, milletvekilleri deseler ki biz bir aylık maaşlarımızı amatör sporculara veriyoruz ortada hiçbir sorun kalmazdı. Testlerin parası da karşılanırdı. Hiçbir güvencemizin olmaması zaten bir sorun. Sakatlandığımız zaman tedavimizin yapılması tamamen kulübün vicdanına kalmış. Sözleşme konusunda ben yıllar önce TFF'yi aradım, "BAL'da neden sözleşmeyi zorunlu tutmuyorsunuz, biz gerçekten mağdur oluyoruz" dedim. Bunla ilgili çalışmamız var diye cevapladılar ama altı-yedi yıldır ilerleme yok.
Yaş sınırı yanılmıyorsam bir bizim ülkemizde bir de Meksika Kadınlar Ligi'nde uygulanıyor, çok gereksiz bir kural. Şöyle düşünün, profesyonel takımların altyapıları var ve altyapı hocaları özel olarak seçiliyor, A takıma futbolcu yetiştirmek için. Bu işi o hocalar yapamıyor, BAL hocaları mı yapacak? BAL'daki teknik adamların tek bir amacı var, o da ligde şampiyon olup bir üst lige çıkmak ama bizim çok bilmiş federasyonumuz "Sen genç futbolcu da yetiştir" diyor. Genç oyuncu zaten ya üst lige çıkar ya da BAL'da direkt oynar, sen niye kulüplere bu durumu zorunlu kılıyorsun ki? Bir de genç oyuncu oynatma zorunluluğu var. Teknik direktör genç futbolcuyu ilk 11 başlatıyor, beş dakika sonra kenara alıyor, böyle olunca genç arkadaşımızın psikolojisi de darmadağın oluyor.