Paralel Evren

10 dk

Belki şehre bir Hollywood yıldızı gelir… Galler kulübü Wrexham AFC'yi satın alan Ryan Reynolds ve Rob McElhenney'ye bu kararın arkasındaki sebepleri sorduk.

Dünyanın en eski üçüncü futbol kulübü ya da tarihteki ilk uluslararası futbol maçına ev sahipliği yapmış takım. Wrexham AFC, bu unvanlarıyla paralel evrenlerin birinde başarıdan başarıya koşuyor olabilir. Fakat bizim yaşadığımız evrende pek de şatafatlı zaferlere koştukları söylenemez. En azından şimdilik…

Sinema dünyasının ünlü ismi Ryan Reynolds ve aktör arkadaşı Rob McElhenney, sadece Hollywood'dan Galler'e uzanan hikâyelerinin ilk sayfalarında değiller. Futbol kulübü sahibi olmanın, ortaklıklarının ve taraftarlık öykülerinin de çok başındalar. Welcome to Wrexham (Wrexham'a Hoş Geldiniz) belgeseli ile bu süreci ekranlara taşıyıp kulüp üyeleri ve taraftarlarıyla birlikte global izleyici kitlesini de yolculuklarına dahil olmaya davet ediyorlar. Disney+ platformunda yayımlanacak belgesel öncesi ikiliyle uzaktan da olsa görüşüp sohbet etme şansı bulduk. Siz de sohbetimize davetlisiniz…

Size milyonlarca kez sorulmuş olduğundan eminim ama neden Wrexham AFC?

Rob: (Gülüyor.) Neden olmasın? Geçmişi olan ve hızla büyüyebilecek bir altyapıya ama aynı zamanda kulüplerini seven ve ona hak ettiği saygıyı gösteren taraftar topluluğuna sahip bir takım bulmak istiyorduk. Bu anlamda Wrexham AFC bizim için cazip bir fırsattı.

Kimisi bu durumu kulübü satın almamız olarak nitelendiriyor ama olaya gerçekten böyle bakmayın. Biz bunu; kulübe ve o topluluğa yatırım yapmak olarak görüyoruz. Hedefimiz, kulübü kurulduğu zamandan daha iyi bir yere getirerek hak ettiği başarıları elde etmesini sağlamak.

Ryan: "Neden Wrexham FC?", sürecin başından bugünlere geldikçe cevabını giderek daha da iyi karşılayabildiğimiz bir soru oldu. Ve cevap, kulübün gerçekten sahip olduğu yeteneği ve potansiyeli keşfetmek için sahada amansızca mücadele ederken sürekli gelişmeye ve evrilmeye devam ediyor.

Welcome to Wrexham'ı kimin için yapıyorsunuz, izleyici kitlesi kim?

Ryan: Ben, bu sorunun mükemmel bir cevabı olduğumu düşünüyorum. Bu işe, kayda değer bir futbol bilgisine veya tutkusuna sahip olmadan başladım.

Gösteri dünyasındaki hayatım dışında girişimcilik, iş kurmak ve büyütmek, altyapı inşa etmek gibi derin tutkularım var. Alkol, telekomünikasyon ve pazarlama gibi çeşitli alanlarda girişimlere sahip biri olarak Wrexham AFC'yi de bunlardan çok farklı görmüyorum. Çoğu işletme önceden var olan ve yeni kurulan ilişkiler ile bunlar arasındaki dürüstlük üzerine kuruludur. Dolayısıyla bu işe de biraz bu açıdan bakıyorum. Bunu yaparken sadece spora ve futbola değil; etrafındaki topluluğa, kültüre ve birçok insan için ne anlama geldiğine de takıntılı bir şekilde kafa yormaya başladım. Futbol, bir bütün olarak gerçekten de ölüm kalım mücadelesi gibi ve hayatımda gördüğüm en tutkulu hikâye anlatım biçimlerinden.

Halktan birinin, eğer başarılı olursanız bunun Wrexham tarihinin en büyük dönüm noktalarından biri olabileceğinden bahsettiği sahne, fragmanda en çok dikkatimi çeken kısımlardan. Bu sizce bir baskı mı yoksa motivasyon kaynağı mı?

Rob: (Gülüyor.) Kesinlikle her ikisi de... Muazzam bir sorumluluk hissediyoruz. Sadece Wrexham AFC'ye değil, şehrin kendisine de yatırım yaptık ve bu işte başarılı olabilmek için her türlü imkânı değerlendiriyoruz. Her gün aklımızda türeyen yeni sorular, bitmek bilmeyen gözlemler, bu sırada halktan bize gelen pek çok insan, taraftar forumları ve onlarla bu konuya dair sohbetlerimiz… Tüm bunlar süreç boyunca bizi, neden devam ettiğimize dair düşünmeye itiyor. Bizi motive eden şeylerin arkasındaki nedenleri ve amaçlarımızı sormaya, düşünmeye devam ettikçe her seferinde aynı sonuca varıyoruz ve aslında doğru yolda olduğumuzu bir kez daha anlıyoruz. Bu sorumluluk bizim kesinlikle üstlenmek istediğimiz bir şeydi.

Ryan: Baskı olmadan gerçek bir motivasyona sahip olabileceğinizi düşünmüyorum. Baskı ister dışarıdan dayatılsın ister kendi kendine empoze edilsin, motivasyonun yakıtıdır. Tutkunu olduğunuz herhangi bir şeyi inşa etmek çok önemlidir.

ABD'de futbol, son yıllarda biraz yükselişte olsa da yeri ve algısı bakımından hâlâ çok üst seviye sayılmaz. Bunun nedeni ile ilgili bir fikriniz var mı? Bunu değiştirmeyi hedefliyor musunuz?

Rob: Umarım şu an yaptığımız şey budur. Çabamızın büyük bir kısmı sadece Wrexham kulübünü değil, futbolun kendisini de ABD'de geliştirmek. Meslek olarak yaptığımızı göz önünde bulundurduğumuzda, biz aslında hikâye anlatıcısıyız. Welcome to Wrexham ile futbol kelimesini ABD'nin her yerine yaymaya devam ettiğimizden emin olmak ve belki de bırakın futbol seyircisi olmayı, spor seyircisi bile olmadıklarını düşünen insanlara bu imkânı sunmak istiyoruz. Fark ettiyseniz ikinci bölümün sonuna kadar oyunun kendisine değinmiyoruz bile. Bu, bilerek kurguladığımız bir şey ve insanların bunu fark ettiğinden emin olmak istiyoruz. Günün sonunda hiç kimse sahada, kortta veya ringde ne olduğunu umursamıyor. Çünkü asıl önemli olan, nesiller boyunca takımları ve maçları takip ederken, bu tutkuyu paylaşan insanlar arasında yaşananlar. Yani, göstermeyi umduğumuz şey tam olarak insanların aralarında kurdukları bu bağlantılar diyebiliriz.

Ryan: Bu arada ABD'de futbol bizle ya da bizsiz gelişiyor ve gelişmeye de devam edecek gibi görünüyor. Önceleri futbolun popülerliği kademeli olarak artıyordu ama şimdi gerçekten hız kazandığını fark ediyorum. Gitgide daha büyük yayın anlaşmalarının imzalanması, ABD'nin her yerinde biletlerin yok satması... Üstelik bu anlattıklarım hem kadınlar hem de erkekler ligi için geçerli. Bu oldukça heyecan verici. Kanada için de aynı şeyleri söyleyebilirim.

Wrexham'lı oyuncular, Disney+ gibi büyük bir çevrimiçi platformda yer alacakları fikrini nasıl karşıladılar?

Rob: Bu harika bir soru. Bu konuda başından beri çok dikkatliydik, etrafta kameralarla takımı baltalamadığımızdan emin olmak istiyorduk. İyi haber şu ki takımdaki gençlerin bazıları, -bulunduğumuz kültürel noktanın doğası gereğibu duruma oldukça hızlı uyum sağladılar. Biz yine de istemiyorlarsa asla kameralar önünde konuşmak zorunda olmadıklarını, etrafta kameralar olmasından rahatsızlık duyuyorlarsa bunu mutlaka bize bildirmelerini ve bu konuda beraber bir çözüm geliştirebileceğimizi vurguluyoruz. Mesela bazı oyuncular ailelerinin öne çıkarılmasını pek istemiyor, biz de buna saygı duyuyor ve ona göre hareket ediyoruz. Özetle bu durumu son derece düzenli ve yakından takip ettiğimizi söyleyebilirim.

Son olarak gelecekten bahsedelim. Uzun vadeli planlarınız neler? Premier Lig ya da Şampiyonlar Ligi gibi hedefleriniz var mı?

Rob: Elbette var. Bu işe ilk atıldığımızda bazı insanlardan "Pekâlâ, harika, bir veya iki lig atlayacaksınız. Ancak bu, eninde sonunda sona erecek. Premier Lig'e gitmenize imkân olmadığını biliyorsunuz" gibi heves kırıcı geri dönüşler alıyorduk fakat açıkçası bunları hiç üzerimize alınmadık. Büyük hayallerimiz var ve bunların uzun zaman alacağının farkındayız. Üst sıralara yükselmek için gerekli olan altyapıya sahip olduğumuzu düşünüyoruz. Zaten buna inanmasak, kendimizi adamayacak olsak neden bu işe girişelim ki! Daha yolun en başında olsak da şunu biliyoruz ki iyi oynamak ve dünyanın en iyilerine karşı mücadele vermek istiyoruz.

Socrates Dergi