
Parçalardan Bütüne
5 dk
Oksana Grishuk-Evgeni Platov ikilisinin 1998 Nagano'daki performansı buz dansı tarihini sonsuza kadar değiştirdi. İyi ve kötü anlamda...
1998 Nagano Kış Olimpiyat Oyunları’nda, kış sporlarının en taraflı puanlama sistemine sahip olduğu için eleştirilere maruz kalan buz dansının madalya mücadelesinde nefesler tutulmuştu. Çiftler üç farklı programda yarışıyordu ancak buna rağmen ilk turdan son tura kadar puanlar arasında çok az fark vardı. Nihayetinde gerçekten de itham edildiği gibi jürinin bloklaşacağı ve oylamada öznelliğini sonuna kadar kullanacağı bir yarış olacak ve buz dansının olimpiyat oyunlarındaki tarihi tamamen değişecekti.
Fakat o günkü mücadelede buz dansının tarihini değiştiren bir başka şey daha olacaktı. White Ring Arena’daki yarışmanın tam ortasında yarım saat elektrikler gitmiş, seyircilere heyecan, patencilerin gerginliğine ise bin kat daha gerginlik eklenmişti. Britanyalı Michael Nyman'ın bestelediği duygu yüklü ama bir o kadar da güçlü ve dinamik Memorial Requiem hoparlörlerden duyulduğunda altın madalya mücadelesi de başlamıştı.
Oksana Grishuk, dans partneri Evgeni Platov ile 1976’da oyunlara dâhil olan buz dansında ikinci kez üst üste olimpiyat şampiyonu olup tarihe geçmek üzere buzdaydı. Nyman bu eseri 1985’te Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası final maçında çıkan arbedede 39 kişinin hayatını kaybettiği Heysel Faciası için bestelemişti. Grishuk ise gece mavisi asil kostümünün önüne işlenmiş dev bir beyaz haç ile buza çıkmış, müzikle birlikte bu simgeler ikilinin Bosna Soykırımı’nda öldürülenlerin anısına sergilediği saygı duruşuna dönüşmüştü.
Sportif performansın en üst seviyesine ulaştığı dört dakikalık sürede, bir patenciyi olimpiyat şampiyonluğuna taşıyan tüm o yüksek teknik beceriler unutulmuş, izleyenler bir duygu bulutunun içinde kaybolmuştu. Çift, hepimizin entelektüel olarak çok iyi bildiği ve düşünebildiği ‘uyumla bir bütün olma’ fikrini, izleyenin fiziksel bedeninde bir algıya, kalbinde bir duyguya dönüştürmüştü.
Uyum sadece buz dansında değil, aslında buz pateninin doğasında var; çünkü hem tekler hem de çiftler bu konuda farklı sınavlardan geçmek zorunda. Patenci, zihni ve bedeniyle; yani özgüveni, sağlığı ve tüm bunları sağlayan antrenörüyle uyum içinde olmaya çalışır. Bir çift içinse partnerlerin birbirleriyle iletişimi önem sırasında öne geçer. Onlar da aralarındaki güveni geliştirmek için yerdeki antrenmanlarda birbirlerini tanımak, buz üzerinde devleşmek için de birbirlerine uyum sağlamak üzerine yoğunlaşır. Buz dansı, ahengi diğer teknik kategorilerden biraz daha parlatır çünkü aslında bu disiplin, temelini salon danslarından almıştır ve salon dansları da zaten erkek ve kadın arasındaki uyumun zirve yaptığı noktadır.
Tüm bu dinamiklerin ve küçük bileşenlerin bütünü oluşturduğu performansta patenciler hiç zorlanmıyormuş gibi görünürler. Mesela erkek, sanki gündelik hayatta incecik bir demirle tek ayağı üzerinde kayarken bir kadının vücudunu omuzları üzerinde taşımayı ve bu esnada yere paralel durmayı sıradan bir şeymiş gibi gösterir. Tam da bu anda, izleyicisine zaman ve mekânı unutturmayı başarır. Ve bunu hakkıyla yerine getiren bir çift varsa o da Grishuk-Platov ikilisidir. Grishuk’un dönüşlerde kendini kaybettiği anlarda sanki onu varlığıyla dünyaya geri döndüren Platov’ken, güçlü fiziğinin altında dışa vurmak istediklerini onun adına zarafetle sergileyen de Grishuk’tur. Onlar birbirlerini mükemmel bir şekilde dengeleyerek bir bütün olurken izleyici de tutkunun ve kimyanın patlama anının ve o son sürat devam eden sekansta çiftin göz göze geleceği tek bir saniyeyi yakalamanın peşine düşer.
İşte bu yüzden, Nagano’daki jüri üyelerinin de bir anlığına görevlerini unutup duygularına yenik düşmüş olabileceklerini ve tüm puanlama gerekçelerinin böylesi saf nedenlere dayanabileceğini düşünmek istemişimdir. Zira jüri üyelerinden birinin puanları önceden işlemeye çalışırken yakalandığı görüntüler bir başka jüri üyesi tarafından ifşa edilse de Grishuk- Platov ikilisinin kusursuz performansı, o geceki hakem skandalıyla gölgelenemeyecek kadar muhteşemdi. Bu sebeple o gece yaşananları ikiye ayırmak gerekiyor. İlki, malum skandalın sonunda buz dansının puanlama sistemindeki eksiklerin giderilmesini sağlayan yolun açılması; diğeri ise 12 kez olimpiyat podyumunun sıralandığı buz dansı tarihinde Grishuk-Platov ikilisinin art arda iki olimpiyatta altın madalya alan tek çift olarak tarihe geçmesi. Bizi büyüleyen kısım da elbette ikincisi...