Renkli Dünya
9 dk
Deniz Selin Ünlüdağ, hayal kurmayı sevenlerden. Genç yaşta büyük başarılar elde eden yetenekli eskrimciyle biraz geçmişten biraz da gelecekten söz ettik.
Türkiye'nin eskrimdeki ilk kadın Avrupa şampiyonu, U-23'te Avrupa'nın zirvesine çıkan kadın eskrim takımının en genç üyesi… Deniz Selin Ünlüdağ'ı bu unvanlarla tanıyor olabilirsiniz. Biz de onlardan yola çıkıp genç sporcuyla kariyerini konuştuk. En önemli durağımız da hayalleriydi.
Eskrimle yolun nasıl kesişti? Hep Karayip Korsanları'ndan bahsediyorsun. Eskrimi seçmende filmin etkisi neydi?
Küçükken hareketli bir çocuktum, sporun içinde büyüdüm. Kılıçlara ilgim hep vardı ama bunda Karayip Korsanları'nın rolü cidden çok büyük. Açıkçası o yaşlarda biraz da korsanlığa özeniyordum. Elimde kılıçla aynada kendi kendime dövüşürdüm. Eskrim diye bir spor olduğunu okulumda yapılan tanıtım sayesinde öğrendim. Onun öncesinde bu konuda çok bir bilgim yoktu. Tanıtımın yapıldığı hafta sonu kendimi zorla eskrime başlattım.
İzmir'de yaşarken hedeflerin doğrultusunda Ankara'ya, Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi'nde (TOHM) çalışmaya geldin, bir süre ailenden ayrı yaşadın. Bu kararı nasıl aldın ve o dönem psikolojik açıdan zor oldu mu?
Eskrimde aldığım ilk madalyadan sonra olimpiyat oyunlarına gidip madalya kazanmanın hayalini kurmuş bir çocuktum. TOHM'dan çağrıldığımı öğrenince direkt gitmek istedim çünkü hayalim hep buydu. 14 yaşında kendimi fedakârlık yapmaya hazır hissettim. Hayallerim için arkadaşlarımı ve yaşadığım çevreyi bırakıp başka bir şehre gitmeye karar vermiştim. Ailem ilk başta biraz olumsuz yaklaştı ama sonrasında beni anlayışla karşılayıp desteklediler. Psikolojik olarak zor zamanlar geçirdim ama hem hayallerimi gerçekleştirme arzum hem de psikoloğumun yardımları sayesinde bunları atlattım.
Antrenman programın nasıl? Ankara'ya geldikten sonra çalışmaların değişti mi?
Kampta veya maçta olmadığım zamanlar günde çift antrenman yapıyorum. Bu antrenmanlar okul öncesi ve sonrasında oluyor. TOHM'a geldikten sonra çalışmalarım arttı ve antrenörüm Valery Shturbabin sayesinde daha disiplinli, inançlı ve çalışkan olmaya başladım. Genellikle salonu sabah açan, akşam kapayan ben oluyorum. Yaptığım işte başarılı olmak istiyorsam herkesten fazla çalışmam gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden hep ek antrenmanlar yapıyorum.
Eskrim satranca benzetiliyor. Ani karar alma ve yüksek konsantrasyon gerektiren bir spor dalı. Sen maçlara zihinsel açıdan nasıl hazırlanıyorsun?
Eskrim, satrancın pistte oynanan hâli ama daha hızlısı. Kendimi maçlara müzik dinleyerek hazırlıyorum ve o gün en güzel şekilde sonuç alacağımı hayal ediyorum. Eskrim sayesinde daha odaklı, dikkatli ve disiplinli bir hayatım olduğunu söyleyebilirim.
2018 Avrupa Şampiyonası öncesi geçirdiğin bir sakatlık var. O sakatlık performansını nasıl etkiledi? Sonuçta sezona beklentilerle girmiştin.
O sakatlık beni tam olarak bitirdi zannetmiştim. Sezona güzel sonuçlarla başlayınca hedeflerimi büyüttüm ama sezon ortasında sakatlanınca her şey kötüye gitti benim için. Performans açısından ve psikolojik olarak çöküşe geçtim. Sakatlandığım pozisyon ve ayağımdan çıkan ses aklımdan gitmemeye başladı. O dönem psikoloğum bana çok yardımcı oldu. Maçlar yüzünden tedaviye ancak bir ay sonra başlayabildim. Bir buçuk ay tedavi oldum ama çalışmalarımı bırakmadım çünkü en hızlı şekilde toparlanıp eski performansımı kazanmalıydım. Tedaviden sonra yapabildiğim tek şey, olduğum yerde kılıçla çalışmaktı. Bir de egzersizlerime devam ettim. Kendimi şubat ayında hem fiziksel hem de psikolojik olarak daha iyi bir şekilde toparladım.

Sakatlığın sonrası Romanya'da çeyrek final kaybettin. Yenilgiden hemen sonra "Avrupa şampiyonu olacağım" dedin.
Hayatta her zaman hayallerim ve hedeflerim oldu. Hiçbir zaman olumsuzlukların beni bitirmesine izin vermedim. O gün madalya alamamak beni derinden yaraladı. Sakatlığım sonrası küçük bir motivasyona ihtiyacım vardı ama olmadı. Hayatımda beni destekleyen insanlar kadar hayallerimi yıkmak isteyenler de vardı. Aslında hem insanlara sakatlığın beni bitirmediğini kanıtlamak hem de bunu gerçekten başarabileceğimi göstermek istiyordum.
2018 Yıldızlar ve Gençler Avrupa Eskrim Şampiyonası'na altın hedefiyle gitmiştin. Bunun ışığında turnuva nasıl geçti?
Finalden bir gece önce içimde tatlı bir heyecan vardı. Bu yüzden iyi uyuyamadım. Sabah salona adımımı attığımda tüylerim diken diken oldu ve dedim ki "Bugün benim günüm. Avrupa şampiyonu olacağım!" Bazen sanki bütün güzellikler sizin yanınızda olacak gibi hissedersiniz. O gün benim için öyleydi. Çok farklı bir atmosferdi. Kelimelerle anlatılacak gibi değil. Günün başından sonuna kadar güzel ve zorlu maçlar geçirdim. Beni Avrupa şampiyonu yapan son tuşu aldığımda gururlu ve mutluydum. Annemin doğum günüydü. Bu yüzden ona güzel bir doğum günü hediyesi vermek en özeliydi. Ayrıca derin bir nefes alıp verdim çünkü geçirdiğim sakatlığın, akıttığım gözyaşlarının, döktüğüm terlerin ve çektiğim bütün acıların karşılığını almıştım. Bu duygunun tarifi zor.
Final maçı nasıldı? Hedefine o kadar yaklaşmışken maça odaklanmak diğer maçlara nazaran daha zor muydu?
Aslında başta tedirgindim çünkü rakibim dünya klasmanında ilk sıradaydı. Hiçbir zaman ikinciler hatırlanmaz. Her zaman şampiyonlar hatırlanır. Bu yüzden kendi kendime baskı yapmıştım. Final öncesi her zaman dinlediğim müzikleri dinleyip bu zorlu maçı aldığımı düşündüm. O baskı ve tedirginliği birkaç dakika sonra yok ederek piste rahat bir şekilde çıktım.
"Hevesim kırılmıştı"
Bir dönem eskrime ara vermişsin. Neden?
2014'teki bir maçta yaşanan bazı problemlerden ötürü hevesim kırılmıştı, eskrime ara verdim. Koca bir yılı spor yapmadan geçirdim diyemem çünkü aktif olarak basketbol oynadım. Herhâlde eskrimden sonra en sevdiğim spor da basketboldur. 2015'te tekrar eskrime başlamak istedim. Benim için zordu çünkü bir sene antrenman yapmamak performansımı düşürmüştü.
Biraz daha geriye saralım. Eskrime Epe'de başlayıp sonra kılıca geçiyorsun. Neden kılıcı tercih ettin?
Eskrim bizim okulda ilk epe branşında tanıtıldı. İki hafta sonra kendi isteğimle kılıca geçtim. Sanırım o zamanlar kılıç branşı, daha hızlı ve aksiyonlu gelmişti.
İtalyan eskrimci Arianna Errigo, flörede yarışıyordu, artık kılıca da geçti ve 2020'de iki dalda birden yarışma hedefi var. Sence aynı anda hem kılıç hem flöre yapılabilir mi?
Errigo'nun yaptığı gerçekten zor bir iş çünkü iki branş da birbirinden farklı kurallara, silahlara ve tekniklere sahip. Aynı anda hem kılıç hem de flöre yapabilir ama sadece birinde çok iyi olabileceğini düşünüyorum. O da kendi branşı olan flöre.
Yurtdışındaki sporcuların antrenman şekillerini gözlemleme şansın oldu mu hiç? Özellikle eskrimde geçmişi olan Rusya, İtalya gibi ülkeler neyi farklı yapıyorlar sence?
Aslında şu anki antrenörümüz Valery Shturbabin, bizi onlarla aynı seviyede iyi ve sıkı şekilde çalıştırıyor. Rusya, İtalya ve Fransa gibi ülkelerde çok fazla sponsor desteği var. Bence bizim en büyük eksiğimiz kimsenin bize sponsor olmaması. Bu yüzden bazı şeyler çok zorlaşıyor.
Valery ile çalışmak, onun sistemine ayak uydurmak cidden zordur. Size bir anımı anlatmak istiyorum. Dört sene önce ilk kez Ankara'ya gittiğim zamanlarda salona bir dakika geç girmiştim ve beni salondan çıkarıp kapıyı kilitlemişti. O günden beri antrenmanlara erken gidiyorum. Antrenörüm bana disiplini, çalışkan ve inançlı olmayı aşıladı. Onu antrenörden çok ikinci babam olarak görüyorum. Başarımın arkasındaki en büyük kahramanlardan biri...

Yıldızlar kategorisinde Avrupa şampiyonu oldun, bundan sonrası için ne düşünüyorsun? Oyununda geliştirmek istediğin, "Bu yönüme daha fazla eğilebilirim" dediğin şeyler var mı?
"Bir defa şampiyon oldum, artık bitti" diye düşünemem. Bu şampiyonluk çok güzeldi ama benim için geçmişte kaldı. Yeni şampiyonluklar için çok çalışmam lazım. Kendi oyunumu her yönden geliştirmeli, her zaman daha iyisi olmak için bütün hareketlerimi çok çalışmalıyım.
Olimpiyatın hedeflerin arasında olduğunu biliyorum. 2020 Tokyo için bireysel elemelere hazırlanıyor musun?
Evet, hazırlanıyorum. Bu kolay bir yol olmayacak çünkü artık iş ciddileşiyor. Olimpiyat sezonu nisan ayında başladı. Bir sene boyunca en iyi şekilde puan toplamaya çalışacağım. En büyük hayalim oraya gitmek ve bunun için elimden geleni yapacağım.
"Asıl problem"
Türkiye, sporda da çok fazla cinsiyet eşitsizliğinin olduğu bir ülke. Kariyerinde bu ayrımcılığı hissettiğin noktalar oldu mu? Neler söyleyebilirsin bu konuda?
Evet, oldu. Özellikle insanlar bir kadının kılıçla spor yapmasına çok şaşırıyor. "Kadın kılıç kullanır mı? Neden daha 'kızsal' bir spor seçmedin? Kılıç erkek işi değil mi?" gibi birçok şey söyleyen insanlar oldu. Asıl problem zaten burada başlıyor. Biz toplumca sporu cinsiyetçileştirmişiz... Bu, sadece bana özel değil. Bütün kadın sporculara benzer tepkiler veriliyor. İnsanlar daha anlayışlı olmalı ve bir kadının yapabileceklerini kısıtlı görmemeli. Sadece sporda da değil, sanatta, bilimde, her yerde büyük işler başaran kadınlar var.
2017'de takım hâlinde kadınlar U-23 Avrupa şampiyonluğunuz var. Bir takımın parçası olarak başarı kazanmak nasıldı?
O gün çok farklıydı. Takım arkadaşlarım ve ben elimizden gelen her şeyi piste koyduk. Birimiz hata yapsa diğerimiz onu hemen düzeltirdi. Hiçbir zaman birbirimize kızmadık. Tam tersine hep destek verdik ve şampiyon olduk. O takımın en genci bendim. Takımla şampiyonluk yaşamak beni çok mutlu etmişti. O altın madalya benim ilk uluslararası madalyam ve en özeli.
Peki takım olarak olimpiyat şansımızı nasıl görüyorsun? Tokyo'ya gidilebilir mi yoksa 2024 daha gerçekçi hedef mi?
Şu an dünya klasmanında en genç yaş ortalamasına sahip takımlardan biriyiz. Birçok takım bizden daha tecrübeli ve yaş olarak büyük. 2024'e gidip madalya kazanabilme ihtimalimiz daha yüksek. Lakin bu 2020'ye gidemeyeceğimiz anlamına da gelmiyor.
Başarılarından söz ederken hayal kurmanın önemine de çok sık vurgu yapıyorsun.
Bana göre hayalleriniz olmadan bir işte başarılı olamazsınız. Hayal kurmak başarı yolunun yarısını oluşturuyor. Belki de küçükken korsan olmayı hayal etmeseydim eskrime başlamayacaktım. Bu yüzden hayal kurmak çok önemli.
Hayallerin olmadığı bir dünya düşünebiliyor musunuz? Her şey simsiyah olurdu bence. Hayal kurmayı seviyorum. Dünyayı daha renkli bir yer yapıyor.