
Resital
10 dk
Tommi Makinen; motor, gaz, fren ve egzoz sesleriyle bezeli Dünya Ralli Şampiyonası etaplarında ilgiyi daima üzerine çekti. Bazen sıradışı yetenekleri, bazen de taklalarıyla…
“Juha Kankkunen ve ben, 80’lerin sonundan itibaren Dünya Şampiyonası sahnesinde yeni Fin pilotlar olmadığını konuşuyorduk. Bunun için ne yapabileceğimizi düşündük ve araştırma yapmaya başladık. Karşımıza Tommi’nin ismi çıktı.” -Timo Jouhki (Yetenek avcısı ve menajer)
Uzun, sık ağaçlarla bezeli bir kar sessizliğindesiniz. Nefesiniz vakit geçirmeden buz kristallerine dönüşürken sabahın bu saatinde başka bir nedenle soğukta dikilip dikilmeyeceğinizi sorguluyorsunuz. Kar tepelerinin boğduğu ufak tefek seslerden mahrum kalınca düşünme fırsatınız oluyor. Tıpkı sizinle bekleyen 10-12 kişilik bir grup gibi, başka bir şey olsa hayatta bu saatte kalkıp soğukta durmayacağınıza karar veriyorsunuz. Tam o sırada, uzaklardan bir ses geliyor. Bu gürültü; yükselen, alçalan ve yer yer bir ritim tutturan çatırtılar, patırtılarla dolu. Alelacele analog fotoğraf makinenizi gözünüze götürüyorsunuz. Tommi Makinen, Mitsubishi’siyle yan yan geçiyor önünüzden. Fotoğraflar banyo edilene kadar iyi bir kare yakalayıp yakalayamadığınızı bilemeyeceksiniz. Makinen’in gürültü senfonisi uzaklaşırken kar, soğuk ve sessizlikle bir kez daha baş başa kalıyorsunuz. Etaplar tıpkı Tommi Makinen’in kendisi gibi, normal şartlarda gayet sessiz, sakin ve hatta huzurlu. Ve tıpkı Makinen gibi, tüm o huzur, WRC aracı ortaya çıktığında yerini gürültücü bir sürüş gösterisine bırakıyor.
“İsveç Rallisi öncesinde test yapacak vakit bulamamıştım. Lasse Lampi aracı test etmişti. Ben sıfır testle araca oturdum, ralliyi kazandım. Takımla aranızda iyi bir ilişki olması çok önemli, birbirinizi anlamalısınız.”
1996 İsveç Rallisi, bu anlamda Makinen’in kariyerinde bir dönüm noktasıydı. Daha önce Finlandiya Rallisi’ni kazanması, bir Fin pilot olarak onu özel biri yapmıyordu. Ancak İsveç’in karla kaplı etaplarından kimseyi yanına yaklaştırmayarak çıkan Makinen, Mitsubishi’nin doğru kararı verdiğini kanıtladı. 1995-2000 yılları arasında Ralliart adını taşıyan Mitsubishi fabrika takımının yöneticisi Phil Short, Fin pilotun potansiyelini şöyle açıklıyordu:
“1994’te Finlandiya’da kazandığında insanlar çok şaşırmamış ya da onu takibe almamıştı. Bir Fin pilotun Finlandiya Rallisi’ni kazanması doğaldı, bu ralli onların bölgesiydi. Tommi’yi başka şartlar ve çevrelere götürüp oralarda izledikten sonra potansiyelinin farkına vardık.”
Makinen’in kariyerindeki ilk WRC galibiyetini izleyen seyircilerin arasında, gelecekteki co-pilotu Kaj Lindström de vardı:
“1994 Finlandiya Rallisi’nde seyirciydim. 90 derecelik bir sağ virajın oradan etabı seyrediyordum. Tommi o viraja yan yan geldi, virajdan çıkarken ‘Aa, burada seyirciler varmış’ dercesine yan camından seyircilere bakıyordu. Özgüveni dışarıdan bile belli oluyordu.”
Lindström’ün bahsettiği, hayatta tam olarak yerini bulmuş bir adamın taşıdığı özgüvenden başka bir şey değildi. Kameralar önünde ve mikrofonların karşısında hep çekingen ve sessiz sakin görünen Tommi Makinen’in gerçek evi, aracının kokpitiydi.
Bir dönem Mitsubishi’nin WRC’deki test pilotluğunu yapan tecrübeli Lasse Lampi, Tommi Makinen’i şöyle anlatıyor: “1997 İsveç Rallisi’nde ilk kez sıralı şanzıman kullanıyorduk. Sadece garanti olsun diye vites kutusunu değiştirmiştik, aslında bir sorun yoktu. Ama serviste bir sorun çıktı ve maksimum zaman cezası aldık. Tommi neredeyse ralliden diskalifiye edilecekti. Lider giderken bunları yaşadıktan sonra yavaş yavaş, temkinli bir hızla tırmanarak geri gelmeyi başardı. Son gün, tekrardan galibiyet için savaşıyordu. Sonunda kazanamadı; çünkü sondan ikinci etapta spin attı, yine de sadece birkaç saniye ile kaybetti.”
Ama WRC’nin sessiz Fin pilotu, her zaman bu kadar hesaplı bir sürüş stiline sahip değildi. Rakibi Colin McRae’in “Şüpheye düştüysen, tam gaz git!” bakışından çok uzak olmayan Makinen, sıklıkla kendini ters dönmüş olarak bulabiliyordu. 2003 Dünya Ralli Şampiyonu Petter Solberg’in co-pilotu Phil Mills, Makinen’in ilk dönemine şahitlik edenlerdendi.
“1990’larda yarışmaya başladığımda Nissan’daydık, Tommi de Nissan için yarışıyordu. Onu ilk tanıdığım dönemde ya inanılmaz etap dereceleri yapıyor ya da çok büyük kazalar yapıyordu. Ortası yoktu.”
Bir dönem motor sporları tanrılarının sırf kâfiye olsun diye Formula 1’de Hakkinen, WRC’de ise Makinen’i şampiyon yaptığı zamanlar, neredeyse 20 yıl önceydi. Şimdilerde İsveç Rallisi’nin etaplarında o bembeyaz ve sessiz soğukta beklediğinizde, bazen sesini duyuran pilotlar çıkabiliyor. Ama Tommi Makinen’in gürültüsünü bekleyenler için, sessizlik bir türlü bozulmuyor.