Şakası Yok
3 dk
Aryna Sabalenka sadece Belarus'un değil, dünyanın en büyük yıldızlarından biri olmaya geliyor. Artık mesele bir devin ayak izlerini takip etmek ve zirveye çıkmak.
Victoria Azarenka, 2012 yılının Ocak ayında kariyerinin ilk Grand Slam zaferi olan Avustralya Açık şampiyonluğuna ulaştığında aynı zamanda dünyanın yeni bir numarası olmuştu. Bu esnada Belaruslu hakkında söylenenlerin başında, kadın tenisinin yeni dönemdeki en büyük yıldızı olacağı vardı. Ertesi sene Melbourne'de unvan korumasıyla birlikte yarattığı etki de ayyuka çıktı. Vika'nın tam da turu yıllarca hegemonya altına alacağı düşünüldüğü noktada başlayan düşüşü ise tahmin edilenden büyük oldu. Sakatlıklar, özel hayatındaki iniş çıkışlar ve hamilelik gibi faktörler üst üste gelecek ve onu tenis sahnesinin hayli arka planına atacaktı. Belarus gibi küçük ve iddiasız bir ulusun beklentileri de bir noktaya kadar karşılanmasına rağmen suya düşecekti. 2017, benzer beklentilerin yeniden belirdiği yıl oldu; özne ise 20 yaşındaki genç bir yıldız adayıydı.
Hokey oyuncusu bir babanın kızı olan ve sporcu bir aileden gelen Aryna Sabalenka, seçeceği hayatı en başından beri DNA'sında taşıyordu. Küçük yaşlarda babasıyla yaptığı seyahatler sırasında gördüğü kortları çok seven ve vaktinin çoğunu oralarda geçirmeye başlayan Sabalenka, tahmin edileceği üzere tenise yöneldi. Erken yaşta profesyonel olmasına ve uzun yıllardır oyunun içinde bulunmasına rağmen, adını duyurmak için de bir önceki tenis sezonuna kadar bekledi. 2017 Fed Kupası Finali'nde ABD, Belarus'u çok yakın bir mücadele sonunda geçerken Sabalenka'nın ülkesi adına verdiği çaba dikkate değerdi. Zaten bu noktadan sonra bir daha arkasına bakmadı ve koşar adım zirve yolculuğuna başladı.
2018 tenis sezonunda Connecticut Açık ve Wuhan Açık'ı kazanarak, WTA düzeyinde ilk turnuva zaferlerine imza atan Sabalenka sıralamada da yükselişe geçti. İlk 20'ye adım attıktan kısa bir süre sonra, Ekim ayında dünya 11 numarası oldu. Bu sıralama, Sabalenka için bir kariyer zirvesi ama yanına 'şimdilik' notunu düşmek gerek zira aksi şaşırtıcı olur. Üstelik en büyük sahne olan Grand Slam'lerde de ilk görkemli performansını son Amerika Açık'ta verdi. New York'ta oynadığı muhteşem tenis, gelecekte slam şampiyonluğu için de ciddi bir aday olduğunu gösterdi.
Genç raketin oyununa eğilecek olursak karşımıza muazzam bir vuruş kabiliyeti çıkıyor. Savunma veya hücum pozisyonunda oluşu fark etmeksizin, iki kanattan da anormal güç üretebilen Aryna'nın bize hatırlattığı başka büyük şampiyonlar var. Belaruslu, bu meziyetleriyle özellikle de Serena Williams'ı anımsatıyor ve kortlarda aynı ekolü sürdürebilir. Tenis oynarken acımasız bir ruh hâline bürünen Sabalenka, koçu Dimitry Tursunov'un da söylediği üzere son bir yılda muhakeme yeteneğini hayli geliştirdi ve kritik anlarda daha doğru oynamaya başladı. Sırada Azarenka'nın ayak izlerini takip etmek var. Sabalenka eğer selefinin başarılarından ilham ve düştüğü hatalardan da ders alırsa, Belarus yeniden dünya bir numarası çıkarabilir. Hem de bu kez daha uzun vadeli olmak kaydıyla...