Şeyh

14 dk

Keskin bir crossover ile devre dışı bırakılan savunmacılar… Kyrie Irving'in stilini bu minvaldeki övgülerle anlatabilirdik. Ama o bir kez daha parke üzerinde kırdığı bileklerle değil, saha dışında kırdığı kalplerle manşetlerde.

Kyrie Irving bir paylaşım yaptı. Bu bildirim, son yıllarda menajerinden takım arkadaşına, yöneticilerinden ailesine etrafındaki herkesi tedirgin etmeye yetiyor. Bu kez takvimler 3 Ekim 2022'yi gösteriyordu ve karşımızda çok masum bir resim vardı. 6 yaşındaki kızı Azurie Elizabeth'le basketbol oynadığı fotoğrafın altına "Prensesim, 'Baba bu yıl olay çıkarma, herkesin gözü üzerinde olacak' dedi" yazmıştı. Ya Azurie Elizabeth çok zekiydi ya da Kyrie, olay çıkarmadan duramayacağını içten içe seziyor, kendine ödev verircesine herkese açık dijital günlüğüne bu notu düşüyordu. Sular, yalnızca birkaç hafta durgun kaldı. Kyrie, yaptığı retweet'le bu kez hiç de masum olmayan fikirleri milyonlarca takipçisiyle buluşturdu. Sonra da fırtınalar koptu.

Kyrie Irving, ilk kez polemik yaratmıyor. Peşine düştüğü ilk büyük komplo teorisi, Dünya'nın düz olduğuydu. Şubat 2017'de bu savını açıkça dile getirmiş, gelen tepkiler neticesinde şaşkınlığını gizleyememişti. Önce şaka yaptığını, bir süre sonra aslında tam da şaka yapmadığını söylemişti. Ekim 2018'de katıldığı bir söyleşide "O dönem 'Ben bir komplo teorisyeniyim, bana bir şey anlatamazsınız' diye düşünüyordum. Tüm o tantana için üzgünüm" demiş, düz Dünya teorisini savunduğu için özür dilemişti. Öte yandan, Richard Jefferson ve Channing Frye'ın sunduğu Road Trippin' adlı podcast'e konuk olduğu bölümde dile getirdiği teoriler, bununla sınırlı değildi. John F. Kennedy suikastinin nedenini 'dünyadaki banka karteline son vermek istemesine' bağlıyor, CIA'in, Bob Marley'i öldürmek için Jamaikalılarla işbirliği yaptığını söylüyor, dinozorların aslında hiç var olmadığını savunuyordu. Bunlar, ilk bakışta gülüp geçilebilecek görüşler gibi dursa da 'post-truth' (gerçek ötesi) çılgınlığında neyin geniş kitlelerde yankı bulabileceğini kestirmek güç olabiliyor. Bir başka deyişle ünlü kişilerin hesapları, kontrolsüz sosyal medya çağında birer propaganda aracına dönüşebiliyor.

ABD'de ortaokul öğretmenliği yapan Nick Gurol, bunu yaşayarak öğrenmişti. 2017'de NPR'da çıkan bir habere görüş veren Gurol, öğrencilerinin bir süredir Dünya'nın yuvarlak olduğuna inanmadıklarını söylüyordu. Ne kadar anlatsa, sebeplerini açıklasa, konu hakkında videolar izletse de onlara erişemediğini hissediyordu. Üstelik, çabalarında ısrarcı olduğunda, sınıftakiler kendisini 'yuvarlak Dünyacı komplonun bir üyesi' olarak niteliyordu. Evet, ahir zamanda derslikler de kocaman bir Twitter atışmasına dönüşebiliyordu. Çocuklar, bir podcast dinlemiş, sevdikleri Kyrie Irving'in bu konudaki görüşlerini benimsemişti. Gurol kendinden şüphe etmeye başlamıştı. Sırf bir basketbolcu öyle söyledi diye öğrencileri Dünya'nın düz olduğuna nasıl inanabilirdi?

İlk Günah

Tuhaf zamanlarda yaşıyoruz. Beslenme tavsiyelerini 'influencer'lara, sağlık ipuçlarını Facebook paylaşımlarına borçlu insanlar var. Belki bir ölçüde, bu hep böyleydi. Ondan önce televizyonlardan, daha da öncesinde eş dosttan, konu komşudan duyulan hurafeler vardı. İnsanoğlu tembeldi ve ciddi bir kısmı bilimsel temellere dayanan kaynaklara vakit ayırmak yerine duyduklarıyla yetinmeyi yeğleyebilirdi. Eski çağlarda Kyrie Irving de mahalle kahvesinde Heredot lakabını alabilir, anlattığı yalan yanlış şeylerle insanlara keyifli vakit geçirtebilir ama bu anlatılar etraftaki birkaç mahalleyle sınırlı kalabilirdi. Bugünse o düşünceler filtrelenmeden, yeterince araştırılmadan saniyeler içinde onu Instagram'dan takip eden 17 milyon takipçisine ulaşabiliyor. Ve bazen bir kısmına doğrudan zarar verebilecek nitelikte olabiliyor.

Covid-19 salgınına karşı üretilen aşıları tercih etmeyen tek sporcu Kyrie Irving değildi. NBA'de Bradley Beal, tenisteyse Novak Djokovic örnekler arasındaydı. Beal, "Aşı olanlar da hastalığa yakalanabiliyorsa ne gerek var buna?" gibi sığ bir görüş ortaya koymuş, Djokovic de dünyadaki en sağlıklı bedenlerden birine sahip olduğunu düşünerek ekstra bir desteğe ihtiyaç duymadığına inanmıştı. Yakınlarının, spor tesislerinde çalışanların, onlarla iletişim kurmak zorunda olan görevlilerin ve ailelerinin sağlığını önemsemeyen, bencilce görüşlerdi bunlar. Kyrie'yi onlardan ayıransa, bu kararına dair verdiği sinyallerin yine tuhaf komplo teorileri üzerine kurulu olmasıydı. Matt Sullivan, Rolling Stone'da yayımlanan yazısında, o ipuçlarının da peşine düşmüştü. Irving, Instagram'da @ambassadorprincemichael hesabını takip ediyor, aşı hakkındaki safsatalarını beğeniyordu. Onlardan birinde, gizli örgütlerin şeytanın planı dahilinde bu aşılar vasıtasıyla siyahlara çip yerleştirip, onları bir ana bilgisayara bağladıkları anlatılıyordu. Benzerleri Türkiye'de de dillendirilen çip iddialarının gizemine kendini kaptırmıştı.

James Harden, Kevin Durant, Kyrie Irving

James Harden, Kevin Durant, Kyrie Irving

Irving, New York eyaletinin aşı olmayanları kapalı salonlara girmekten meneden kararı uyarınca geçtiğimiz sezonun ciddi bölümünü kaçırdı. Bugün gülünç duruma düşen Nets camiası için ilk fitil orada ateşlenmişti. Öte yandan, bu mühim değildi. NBA'de birçok büyük hayal, o ya da bu sebepten suya düşebilirdi. Nets zaten başarısızlıklara alışıktı, şampiyonluk hasretini Durant-Irving-Harden üçlüsü dindiremese de olurdu. Asıl mesele, bu denklemin sosyal boyutuydu. Toplumsal konulardaki görüşleri artık bir referans noktasına dönüşen Kareem Abdul-Jabbar, kaygılarını şöyle açıklıyordu: "Siyah sporcuların bu tavırları yüzünden, toplumdaki bilimsel dayanakları okuyup rasyonel sonuçlara varmaktan aciz cahiller olduğumuz yönündeki önyargının güçlenmesinden endişeliyim."

Kareem haksız değildi. Nesiller boyu sistemsel ırkçılığa maruz kalmış Afrikalı-Amerikalılar için beyaz adamın sözündense kendi rol modellerinin görüşleri daha güvenilirdi. Mesleği bir doktor yerine basketbolcu olsa dahi... Birleşik Devletler'deki Hastalık Koruma ve Önleme Merkezleri'nin sürekli güncellediği verilere göre, 23 Kasım 2022 itibarıyla ırklara göre en az bir doz aşı olma verilerinde siyah Amerikalılar, yüzde 50,3 ile son sırada. Belki Kyrie Irving bunun tek sebebi değil ama sahip olduğu 17 milyon takipçiyle kelebek etkisinin bir köşesinde yer aldığı da su götürmez bir gerçek.

Kyrie’yi Ayıran

Azurie Elizabeth'in kehanetinden birkaç hafta sonra özne yine Kyrie, adresse sosyal medya hesaplarıydı. Siyah Amerika Uyan adlı bir filmi retweetledi. 2018 yapımı film, birkaç sene önce aynı isimle yayımlanan kitabın beyazperde uyarlamasıydı. Filmde antisemitizm savunucusu ifadeler, nefret söylemleri, Yahudi Soykırımı'nın bir uydurmaca olduğuna dair görüşler ve hatta gerçek olmayan Adolf Hitler alıntıları dahi vardı. Çok büyük tepki doğdu; sivil toplum örgütlerinden Nets'in sahibi Joe Tsai'a, NBA yönetiminden bazı sponsorlarına bir kınama yarışı başladı.

Akabinde söz, yeniden Irving'deydi. 35 sayı attığı Pacers mağlubiyetinin ardından, basın toplantısındaki gazetecilerin gündeminde o paylaşım vardı. Kyrie kızmıştı; basitçe adının İbranice karşılığı olan kelimeyi Amazon'da arattığını, karşısına o filmin çıktığını, izlediğini ve kendi topluluğuyla paylaştığını söyledi. 2022 yılında tarihin artık gizlenemeyeceğini, meselenin antisemitizm değil Afrika kökenleriyle alakalı olduğunu epey karmaşık şekilde ekledi. Bir noktada, büyüdüğü bölgenin tam bir 'mozaik' olduğunu, "Benim de Yahudi arkadaşlarım var" söylemini anımsatacak cümlelerle açıkladı.

Gazeteci Nick Friedell, bu kez Kyrie'ye birkaç hafta önce yaptığı bir başka paylaşımı anımsattı. O paylaşımdaki video, Alex Jones'a aitti. Birleşik Devletler'in en büyük komplo teorisyenlerinden biri olarak görülen Jones, geçtiğimiz ay 1 milyar dolara yakın bir cezaya çarptırılmıştı. Sebebi, 2012'de 26 kişinin hayatını kaybettiği Sandy Hook İlkokulu'na yapılan silahlı saldırının uydurmaca olduğunu iddia etmesiydi. Jones'a göre, ölenlerin aileleri olarak ekranda görülen kişiler, aslında birer 'kriz aktörü'ydü. Aileler çocuklarını kaybetmekle kalmamış, bir de üzerine Jones'un bu ithamları yüzünden sayısız tehdit almışlardı.

Irving, Friedell'e cevabında Sandy Hook olayında Jones ile aynı görüşü paylaşmadığını, o videonun eski bir konuşmadan alındığını ve orada geçen 'Bir tarikatın Birleşik Devletler'deki gizli örgütlerine' dair söylediklerinin doğru olduğunu savunuyordu. Hesabındaki o paylaşımda geçen cümlelerin bazıları şöyleydi: "Kendine 'Yeni Dünya Düzeni' adını veren bir tiran, üzerimize hastalıklar, virüsler ve salgınlar göndererek bizi zorla sistemlerine çekmeye çalışıyor." Klibin üzerindeyse "Alex Jones bizi uyarmıştı" yazısı dikkat çekiyordu.

Pandemiye dair görüşlerini gizli örgütlerin oyununa bağlayan bu şemada geçen Yeni Dünya Düzeni emaresine dikkat çekmekte fayda var. İlk kez orijinal dili Rusça olan ve İngilizceye The Protocols of the Elders of Zion adıyla çevrilen 1903 tarihli kitapta rastlanan bu tabir, Yahudilerin küresel hâkimiyet için tek hükümetli bir dünya düzeni kurmayı planladıklarına dair bir komplo teorisi. Kitap da baştan sona antisemit ifadelerle bezeli.

Bu kaos bulutunun içinde belli ki Kyrie de yer yer kendini kaybediyor. Bazılarını doğru buluyor, kimi yerlerineyse pek bulaşmıyor. Kareem Abdul-Jabbar, bu durumu bir otel mutfağına benzetiyor: "Kyrie, bu yaptıklarıyla tarihin nasıl işlediğine dair farkındalıktan yoksun olduğunu ortaya koyuyor. Tarih, bağlama dair hiçbir şey anlamadan sadece aralarından hoşunuza gidenleri çekip alabileceğiniz bir açık büfe kahvaltısı değildir."

Irving, basın toplantısının devamında soru sormaya çalışan gazetecilerle laf dalaşına girdi, "İllegal bir şey mi yaptım?" diye sordu ve "Herkes istediğini paylaşıyor, ben yapınca ne fark ediyor?" çıkışıyla sosyal medyanın etkisini epey hafife aldığını gösterdi.

Takip eden günler, o yapınca ne fark ettiğine dair birkaç örnek ortaya koydu. İlki, bu tartışmaların ardından aldığı 5 maçlık cezayı takip eden Memphis maçından önce yaşandı. Kyrie Irving'in dönüş maçı öncesi Barclays Center'a doğru yürüyenler, karşılarında mor tişörtler giymiş bir kalabalık buldu. "Asıl Yahudiler Bizleriz" diye bağıran, Israel United in Christ adlı grubun üyeleri, bir yandan da ellerindeki broşürleri dağıtıyorlardı. Orada, "Kendilerine Yahudi diyenler aslında değildir, onlar şeytanın sinagogundandır" gibi ifadeler de bulunuyordu. Irving'in açtığı kapıdan, nefret söylemleriyle bezeli bir grup, kolayca geçebilmişti.

Bir başka örnek, paylaştığı filme konu olan kitabın nasıl bir anda popülerleştiğiydi. Kitap, Irving'in paylaşımının ardından, Amazon'da üç farklı kategoride en çok satanlar listesine girmişti. Kyrie Irving ya da milyonlarca takipçisi olan başka biri ile herhangi bir sosyal medya kullanıcısı arasında gözle görülür bir fark vardı.

İnce ve Kalın Çizgiler

Sporcular, artık ciddi bir platforma sahipler. Eskisi gibi mesajlarını yaymak için gazetelere, televizyonlara ihtiyaçları yok. Tek tuşla, orta ölçekli bir metropol nüfusuna erişebilecek güçteler. Hal böyleyken onlardan spor dışında bir konuya karışmamalarını beklemek, çok gerçekçi değil. Bunu nasıl kullanacaklarıysa onlara kalmış. Geçtiğimiz sezonlarda WNBA oyuncuları, ortak bir mesaj için bir aradaydı. Siyah Hayatlar Değerlidir hareketine destek vermelerini eleştiren Atlanta Dream takımının sahibi, senatör Kelly Loeffler'a karşı farkındalık yarattılar; sıradaki seçimde rakibi Raphael Warnock'a oy vermeleri için seçmenleri sandığa çağırdılar ve sonunda, Loeffler'ın hem senatodaki koltuğunu kaybetmesini hem de takımı satışa çıkarmasını sağladılar. Mogi das Cruzes'li Neymar ile Bayrampaşalı Arda'nın, ülkelerinde karşıt görüşleri düşman ilan eden popülist liderler için oy istemeleri, -büyüdükleri mahallelerdeki komşularının hayatı her geçen gün zorlaşırken tavırlarına anlam vermek zor olsa da- ifade özgürlüklerinin bir parçasıydı. Onları eleştirebilirdik ama ağızlarını bantlamaya çalışmak, demokratik bir tavır gibi görünmüyordu.

Kyrie Irving'in paylaştığı açıklamalardaysa bu kez kalın çizgilerle ayrıştırmamız gereken nefret söylemleri mevcut. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, çizginin iki yakasını şöyle açıklıyor: "Nefret söylemine karşı aksiyon almak, ifade özgürlüğünü sınırlamak ya da yasaklamak değildir. Bu, nefret söyleminin uluslararası hukukta da yasaklanan ayrımcılık, kin, şiddet gibi tahriklere ivmelenmesinin önüne geçmektir." Bu tanım, Jaylen Brown ve LeBron James'in, Irving'e verilen beş maçlık cezaya dair eleştirilerine karşı da öne sürülebilecek bir gerekçe. Neticede bugün belli bir duruş gösterilmediğinde, yarın o kalabalık grupların şehrin neresinde, ne tür bir eylemle yeniden su yüzüne çıkabileceklerini öngörmek kolay değil.

Cezasının bitmesine yakın SNY'dan Ian Begley'ye mini bir röportaj veren Irving, "Yahudi topluluğunda yarattığım olumsuz etkiye odaklanmak istiyorum. Olası bir tehdit yarattıysam, o paylaşımdan bugüne dek geçen süredeki tüm hareketlerim için özür dilemek istiyorum" dedi. Artık Yahudi yakınları ve kardeşleriyle arasındaki yakın bağı iyileştirmeye odaklanacağını ifade etti. Bu cümlelerin bir kısmının, tartışmalar üzerine lig komisyoneri Adam Silver'la yaptığı görüşmenin yansımaları olduğu aşikâr. Ne kadar samimi olduğunu göstermek için önünde bolca zamanı var.

Kyrie Irving, geçtiğimiz birkaç yılda okumak için çok fazla vakit bulduğunu ve kendini eğittiğini söylüyor. Okullarda kendisine öğretilenlerin yalan olduğunu, asıl gerçeğin peşinde koştuğunu ifade ediyor. Öte yandan, birçok cümlesine ve alıntıladığı kişilere bakınca, bir entelektüelden ziyade bir tarikatın üyesi gibi görünüyor. Sporu bıraktıktan sonra başına geçmeyi planladığı ya da sıfırdan kuracağı bir tarikatın...

Socrates Dergi