Nasıl Yani?

Asi

NBA kariyerinde 1109 maça çıkan Rasheed Wallace'ın sert karakteri bilinen bir gerçek. Alan açabilmesi ve iyi savunma yapabilmesiyle zamanın ötesinde bir uzun profili çizen Sheed, 2000-01 sezonunda oynadığı 77 maçta 41 teknik faul alarak halen kırılamayan bir rekora imza attı ve bir anlamda bu ünü, basketbolundan daha çok hatırlanır oldu. Rekorunun geçilmesi teorik olarak mümkün ama ufak bir detay söz konusu. 2006'da değişen kuralla 16 teknik faule ulaşan oyuncu, oynadığı bir sonraki maçta cezalı duruma düşüyor ve maç ücretini alamıyor. Yani Wallace'ın 41 teknik faulünü geçmek mümkün ama asi olmanın yanı sıra biraz da cömert olmayı gerektiriyor...

Domi'nin Kavgaları

Tarihinde Wayne Gretzky, Mario Lemieux gibi efsaneleri barındıran buz hokeyini düşündüğümüzde akla gelen ilk şey havada uçuşan yumruklar ve hakemlerin kesinlikle ayırmadığı kavgalar değildir. Fakat oyuncuların devasa cüsseleriyle birbirine 'girişmesi' ve bunun sosyal medyada yayılması, kaosu daha çok seven spor izleyicileri için ilgi çekici olabiliyor. 1989-2006 arasında aktif kariyerini sürdüren Tie Domi, bu süre zarfında tam 333 kavgaya karıştı. Her bir kavgada 5 dakika ceza aldığını da eklersek, Domi'nin kariyerinde paka vurmak kadar kavga etmek de varmış… Buz hokeyi oyunları oynayanlar Domi'nin bu tutkusunu anlayışla karşılayacaktır.

Cesur

İyi yüzmenin temel unsurlarından biri nefes kontrolü. Doğru zamanda nefes alıp vermek oldukça önemli. Ya nefesimizi bir kere alıp hiç vermezsek, ne kadar mesafe yüzebiliriz? Deniz veya olimpik havuz yerine bunu buz altında denesek? Aslında kimsenin gündelik hayatta pek sormadığı bu soruların peşine düşen dört kez dünya serbest dalış şampiyonu Danimarkalı Stig Severinsen çarpıcı bir rekora sahip. Sadece mayosuyla buz altına dalan Severinsen, yaklaşık 1,5 dakikada 76.2 metre yüzerek bu alanda rekoru elinde bulunduruyor. Rekoru geliştirmeye aday bir sonraki kişinin iyi nefes kontrolü kadar yeterli cesareti de olmalı…

Strike!

Bowling, profesyonel düzeyde Türkiye'de çok fazla izleyiciye sahip değil ama AVM'lerde ve oyun salonlarında bowling salonları da eksik olmaz. Ders çıkışlarında topluca bowling oynamaya gidilir ama 'strike' yapmak da sık görülen bir şey değildir. Vuku bulduğunda, yapan kişinin Instagram hesabındaki yerini alır zaten. Şimdilerde antrenörlüğün yanı sıra bowling topları da tasarlayan Chad McLean, Ağustos 2013'te 1 dakikada 12 strike yaparak Instagram'a kendi strike videosunu atamayanları kıskandıran bir rekor elde etti… The Big Lebowski kadar ünlü olmasa da bowling denince akla gelen şeylerden biri de bu rekor. En azından Chad McLean'in aklına...

Dublör

Hepimiz hayatımızın belli bir döneminde koşmuşuzdur. İlkokulda, lisede veya profesyonel yaşamımızın herhangi bir aralığında... Sosyal medyanın da etkisiyle herkesin daha fazla koştuğu günümüzde Amadei Weiland da bu işi profesyonel düzeyde yapanlardan, ama biraz farklı şekilde... Haziran 2012'de duvarda -evet, duvarda- 3,5 metre koşmayı başaran Amadei Weiland, duvar üzerinde en fazla mesafe kat eden insan oldu. 'Free running' alanında uzman olan Weiland aynı zamanda 2017 yapımı Örümcek-Adam: Eve Dönüş filminde başrol Tom Holland'ın dublörlüğünü yapan kişi. Bu iş için biçilmiş kaftan olduğu kesin.

Magic, Jordan, LeBron, Thad...

Magic Johnson, Larry Bird, Michael Jordan, LeBron James… "Bu dört oyuncuyla aynı sınıfta yer alan kimler vardır?" diye sorsak çok sayıda cevap gelmez muhtemelen. Ama o cevaplardan biri Thaddeus Young, evet yanlış okumadınız. Ancak onu da bu dörtlüyle aynı sınıfa koyabileceğimiz bir kategori söz konusu. Fox Sports Pacers rejisinin 2018 NBA play-off'larında hazırladığı listeye en az 800 maç oynayan oyuncular arasında 13.5 sayı, 5.9 ribaund, 1.4 top çalma, yüzde 49 saha içi isabeti ve yüzde 30 üç sayı isabeti bulan isimler konulmuştu. Thaddeus Young için hazırlanan bu listede onun olmaması düşünülemezdi.

Bolt da Kimmiş?

Spotta da belirtmiştik, Usain Bolt'un 9.58'lik 100 metre rekoru bu dosyada yer almıyor. Zaten Jamaikalı efsaneye ve kırıp geçtiği derecelere dair daha ne anlatılabilir ki?

Socrates ofisinde geniş bir ekiple yaptığımız derinlemesine araştırmalar sonucunda Bolt'un yerini ikame etmesi açısından Kenichi Ito'yu buraya koymayı uygun gördük. Ito, iki ayağı ve iki eli de zeminde olacak şekilde 100 metreyi en hızlı koşan insan konumunda. 15.71'lik derecesiyle rekoru elinde bulunduran Ito'dan önce böyle bir girişimde olan çok kişi var mıydı, onu bilmekse pek kolay değil…

Lanet Olsun

Futbolda kısa sürede gerçekleşen aksiyonlar hep ilgi görür. Mesela oyuna girer girmez atılan goller ilk olarak akla gelen örneklerden. Peki ya söz konusu gol atmak yerine kırmızı kart görmekse? Yarı zamanlı olarak futbol oynayan ve esas işi tuğla ustalığı olan Lee Todd bu konuda kötü bir anıya sahip. 2000'de Cross Farm Park Celtic ile Taunton East Reach Wanderers arasında oynanan Pazar Ligi maçının henüz ikinci saniyesinde başlama düdüğünün şiddetinden ötürü hakeme küfreden Todd, kırmızı kartla oyundan atıldı. Fakat takımı onun eksikliğini hissetmemiş olacak ki Taunton'u o maçta 11-2 mağlup etti.

İkinci

Profesyonel olarak yapılan herhangi bir sporda başarıyı yakaladıysanız, daha sonrasında uzun süre boyunca aynı istikrarı korumanız pek kolay değil. Charlotte Kalla ise hem başarıyı farklı tanımlamamızı sağlayan hem de o istikrarı koruyan sporculardan. Kayaklı koşu uzmanı Kalla'nın çıktığı üç kış olimpiyatında kazandığı dokuz madalyanın altısının gümüş olması, onu kış olimpiyatı tarihinin en çok kez ikinci olan sporcusu yapıyor. Kariyerinde kürsünün birinci basamağından çok ikincisinde yer alan Kalla için başarısız diyebilir miyiz? Bu soruya evet cevabını versek bu dergiyi çıkarmamızın bir anlamı olmazdı...

Barda Tek Başına

Spor salonlarında barfiks çeken insanları görmüşsünüzdür. Tek seferde ulaştıkları sayı ise istisnalar haricinde 10'dan fazla değildir.

Avustralyalı Eva Clark'ın kırdığı rekorlar tek seferde barfiks çekmeyle ilintili değil ama kendisi 1 saat (725), 12 saat (2740) ve 24 saat içinde (3737) kadınlarda en çok tekrar yapma rekorlarına sahip konumda. Öyle ki fiziksel gücü ve dayanıklılığıyla öne çıkan Eva Clark, bir dönem Avustralya ordusuna dahi katılmış. Muhtemelen bu satırların sonlarında "Ben hayatımda kaç kez barfiks barında bulundum?" sorusunu kendinize soruyorsunuzdur.

Sakar

Amerikan futbolunda fumble'ı, topun kontrolüne sahip olan oyuncunun savunmacının müdahalesiyle ya da kendi hatasıyla elinden düşürmesi olarak tanımlamak mümkün. Kariyerinde 166 kez fumble yaparak bu alanda NFL tarihinin zirvesinde yer alan isimse Brett Favre, yani Aaron Rodgers öncesi dönemde Green Bay Packers tarihine adını altın harflerle yazan bir efsane. Kabataslak bakıldığında 'sakarlık' olarak görülebilecek olan -ki gerçekten de öyle- bu olayın kahramanının bir Super Bowl şampiyonluğu ve 3 NFL MVP'si apoletlerinin bulunması da önemli bir şeye işaret ediyor: Efsaneler de hata yapar. Hem de yüzlerce kez.

Kelepçe

Gündelik hayatta yüzmek kolay bir şey olarak addedilir hep. Yüzme bilmeyenler kimi zaman alay konusu olur, kimi zaman ise kendilerine yüzme öğretilmeye çalışılır ama asla başarılı olunamaz.

İranlı yüzücü Elham Sadat Asghari ise bu işe farklı bir boyut katanlardan. Ellerini kelepçeleyip sadece bacaklarını çalıştırarak yüzen Asghari, bu şekilde yaklaşık 5,5 kilometre yüzmeyi başararak halihazırda elinde bulundurduğu rekoru geliştirdi. Kim bilir, belki de Guinness Rekorlar Kitabı'na geçen bu başarısı yüzme bilmeyenlere ilham kaynağı olur…

3.47

Teoriye göre 3x3x3 bir rubik küp 22 hamle yaparak bozulabilir. Peki ya bir rubik küpü bitirmek için kaç hamle ya da kaç saniye gerekir? Çinli Yusheng Du'nun bu soruya cevabı tamı tamına 3.47 saniye. 1982'de rubik küp için düzenlenen ilk dünya şampiyonasında kırılan rekorun 22.95 saniye olduğunu ele alırsak, kat edilen yol oldukça fazla. 1974'te küpü icat eden Macar mimar Erno Rubik işin bu noktaya geleceğini tahmin eder miydi, pek sanmam... Ama internet ortamında sık kullanılan bir klişe olan "Siz bir işi ne kadar iyi yaparsanız yapın, Çin'de sizden daha iyi yapan bir çocuk vardır" sözü rubik küp alanında da geçerli gibi...

Podyumsuz Günler

Formula 1'de dokuz yıl ve 179 Grand Prix!

Bu süre zarfı podyum görmek için yeterli sayılabilir, en azından kesintisiz olarak Formula 1'de tutunabilme istikrarını gösteren biri için. Ancak Nico Hülkenberg için işler pek de öyle gitmedi Geride bıraktığımız sezonun sonunda takımı Renault'dan ayrılan Hülkenberg, halihazırda podyum görmeden en çok yarışa çıkan pilot unvanının sahibi. Gelecek sezonda F1'de yer alması beklenmeyen Hülkenberg'in bu rekorunu kim kırar bilinmez ama Netflix belgeselinde iyi bir bölümün başrolü olacağı kesin...