Stil Sahibi

5 dk

Raphael Varane, Fransa'nın yeni jenerasyonunun sağlam parçalarından biri. Real Madrid ile başarıdan başarıya koşan genç oyuncu ile Madrid'de buluştuk ve farklı tellerden çaldık.

Madrid’deki havaalanından Braun Global Medya Günü için otele giderken sohbet konumuz Real Madrid’in sormamıza izin vermediği sorulardı. Sonra Raphael Varane’ın bizi beklediği odaya çıktğımda o görkemli dünyanın içinde mütevazı ve kibar bir yıldız ile karşılaştım. Odadaki kulüp yetkililerinin izin verdiği her soruya da cevap verdi...

Büyürken futbol stili olarak kimlerden ilham aldınız?

Hiçbir zaman benzemek istediğim tek bir idol olmadı. David Beckham hem moda hem futbolda iz bıraktı ama bugün Cristiano Ronaldo da var, o da çok etkili. Ben kimseye benzemek istemedim. Küçükken çok sevdiğim için futbol oynardım. Benden daha çok, erkek kardeşim tüm oyuncuları takip ederdi; her birinin kilosunu, boyunu, her şeyini bilirdi. Ben sadece eğlenmek için oynardım ve yavaş yavaş profesyonel oyuncu olma olasılığı belirdi. Ama odasında oyuncuların formaları asılı olan çocuklardan değildim. Sadece eğlenmek ve futbol oynamak istiyordum.

Madrid’deki ilk sabah nasıldı?

Özel bir andı, çok stresliydi. Elbette ben çok gençtim, 18 yaşındaydım. Tek kelime İspanyolca bilmiyordum ve çok az İngilizce konuşabiliyordum. Bu yüzden biraz zordu. Biraz çekingendim ama çok iyi karşılandığımı hatırlıyorum. Elbette gözlerimi dört açtım, etrafta olan biteni görmeye ve Real Madrid gibi bir ortamda her şeyin nasıl olduğunu takım arkadaşlarımdan öğrenmeye çalıştım.

Real Madrid her zaman, özellikle de UEFA Şampiyonlar Ligi’nde muazzam başarı yakalayan bir takım. Sizce bu takımı bu derece eşsiz kılan nedir?

Özel bir takımız çünkü rekabet gücümüz çok fazla ve her zaman kazanmak için oynuyoruz. Beklentiler çok yüksek. Taraftarları takımlarının tarihinden büyük gurur duyuyor ve her zaman bu tarihe yeni bir sayfa eklemek istiyorlar. Her sezon zorlu geçiyor, bu takım gerçek anlamda birbiriyle rekabet edip bileğinin hakkıyla forma giyenlerden oluşuyor ve bu da onu özel bir takım yapıyor.

Real Madrid'de Pepe, Sergio Ramos gibi çok iyi defans oyuncuları ile birlikte çalışmanın faydasını gördünüz mü?

Elbette çok genç yaşta büyük bir takıma gelince öğrenecek çok şey oluyor. Stoper pozisyonu çok deneyim isteyen bir mevki ve diğer oyunculardan bir şeyler öğrenmek çok önemli. Madrid gibi iyi oyunculara sahip bir takımda kendinizi geliştirmek için alçak gönüllülükle onlardan ilham almalısınız çünkü oyunun en üst seviyesindesiniz ve öğrenecek çok şey var. Dolayısıyla deneyim önemli, deneyimim arttıkça bunun ne kadar önemli olduğunu daha fazla anlıyorum. Madrid, bu açıdan mükemmel bir yer.

Yetenekli bir futbolcusunuz ama bir süper yıldız konumuna yükselmek için ne gerekiyor? Yetenek yeterli değil sonuçta...

Hem de hiç yeterli değil. Çok çalışmak ve çok sabırlı olmak gerekiyor. Ben her zaman kendimi geliştirmeye, ilerlemeye çalışırım. Çünkü her zaman daha iyiye gidebilirsiniz. Sahip olduğunuz her şeyi bir araya getirirsiniz ve her zaman en iyi performansınızı sergilemeye çalışırsınız, zayıf noktalarınızın üzerine gidersiniz, güçlü yanlarınıza güvenirsiniz ve her zaman ilerlemeye ve kendinizi geliştirmeye çalışırsınız.

Fransa, 20 yıl önce Dünya Kupası’nı kazandı. Yeni nesil Fransız futbolcular bu başarıyı tekrar edebilecek güçte mi?

Evet, bence yeni jenerasyonumuz çok yetenekli ve daha da iyisi, çok sayıda genç oyuncuya sahibiz. Birçoğumuz büyük Avrupa takımlarında forma giyiyoruz. Bu bana biraz 20 yıl öncesindeki ortamı andırıyor.

Diğer yandan şu da var; genç yetenek açısından fazlasıyla şanslıyız lakin grupta onlara rehberlik yapabilecek çok sayıda deneyimli oyuncu da var. Bu, gerçekten dengeli ve güzel bir ortam. Gerek savunmada gerekse de hücumda fark yaratabilecek, etkin, sağlam bir takımız. Oynayabileceğimiz çok kartımız var ve birbirini tamamlayan oyunculardan oluşuyoruz. Bu da bizi ciddi bir aday yapıyor.

Paul Pogba, Antoine Griezmann, Samuel Umtiti, N’Golo Kante, Kylian Mbappe... Çok sayıda süper yıldıza sahipsiniz. Gerçekten, Dünya Kupası’ndaki şansınızı nasıl görüyorsunuz?

Bence epey ileri gitme şansımız var. Bir yarışa kazanmak için girersiniz. Dolayısıyla biz de kazanmak için elimizden geleni yapacağız. Deneyim kazanmaya başlayan bir genç kuşağa sahibiz, önemli bir potansiyelimiz var. Her pozisyonda rekabet olması da bizim için bir diğer avantaj. Çok iyi ve kaliteli bir gruba sahibiz. Elbette dünyada bizim dışımızda da çok iyi takımlar var ve gerçekten çok büyük oyunculara karşı mücadele edeceğiz ama Fransa Milli Takımı, en yükseğe çıkmak için gereken her şeye sahip. En azından ben böyle umuyorum ve takımım için en iyisini diliyorum.

Eski takım arkadaşınız Bafetimbi Gomis, Türkiye'de bir fenomen hâline geldi. Bir dost ve milli takım arkadaşı olarak onun hakkında ne düşünüyorsunuz?

Her şeyden önce çok iyi bir oyuncu. Gerçek bir golcü. Daima gol atmak için ileri doğru hamle yapan güçlü bir forvet. Çok pozitif bir kişiliği var; çok sakin, her zaman gülümseyen bir insan. Her zaman deneyimlerini, hayatını paylaşmak ister. Uyumlu ve açık bir kişiliğe sahip ve onunla gerçekten iyi bir arkadaşlığım var. Türkiye'de müthiş bir sezon geçirdi ve onun adına çok sevindim.

Herhangi bir futbolcunun herhangi bir becerisini edinebilme fırsatınız olsaydı, kimden ve neyi tercih ederdiniz?

Cristiano Ronaldo’nun gol atma becerisi olurdu herhalde. Çünkü onu her gün görüyorum ve çok etkileyici. Onunla yıllardır oynadığım hâlde hâlâ beni etkiliyor.

Socrates Dergi