
Kürkçü Dükkânı
15 dk
Euro 2016 geçti, Rio 2016 bitti ve gözler yeniden Süper Lig'e döndü. 2016-2017 sezonu yeni maçlar, yeni isimler ve yeni krizler vadediyor.
Kiralık Yıldızların Dönüşü
Şöyle bir hafızanızı yoklayın; İstanbul’un iddialı takımlarından kiraya gönderildikten sonra dönüp oynamaya başlayan kaç futbolcu hatırlarsınız? Arda Turan, Semih Kaya gibi pişmesi için kiraya verilen oyuncuları saymazsanız Emre Aşık, Ümit Karan, Colin Kazım Richards, bir de her sezon dönüp hazırlık maçları ve Şampiyonlar Ligi ön elemesinde oynadıktan sonra tekrar kiraya verilen Miroslav Stoch… Finansal Fair-Play kavramının futbolun içindeki ağırlığını iyiden iyiye hissettirmesi ve yabancı sınırının genişletilmesiyle birlikte bu oyuncuların sayısı artacak gibi görünüyor. Bu sezon Fenerbahçe ve Galatasaray, geçtiğimiz yıl kiraya gönderdiği oyuncuların performanslarına umut bağlamış durumda. 2015-2016 sezonunu Al Ain ve West Ham’da geçiren Emenike ve Roma’da aradığı şansı bulamayan Salih Uçan, bu yılki Fenerbahçe’nin önemli oyuncuları arasında yer alırken, bir kez daha dönüp ön eleme maçlarında forma giyen Stoch da bu defa kalacak gibi görünüyor. Galatasaray’da ise gitti gözüyle bakılırken geri dönen Bruma, bir anda takımın en önemli kozlarından biri hâline geldi.
Tek Kulvar Avantajı
Süper Lig’de geçtiğimiz sezon, Beşiktaş ve Fenerbahçe arasında heyecanlı bir şampiyonluk yarışına sahne olurken, Galatasaray ise tarihinin en kötü sezonlarından birini yaşıyordu. Hamza Hamzaoğlu, Mustafa Denizli, Orhan Atik, Claudio Taffarel ve Jan Olde Riekerink olmak üzere beş farklı ismin takımın başında sahaya çıktığı sezonun ardından Galatasaray flaş transferler yapmadı. Riekerink ile de yola devam etme kararı aldı. Ancak şampiyonluk hesapları, bugün Galatasaray’dan bağımsız yapılmıyor. Tarihin düştüğü not da farklı değil. İstanbul’un üç iddialı kulübünün son yirmi yılda Avrupa’dan uzak kaldıklarında yaptıklarına bakalım:

*Fenerbahçe ayrıca, CAS kararıyla Avrupa kupalarından men edildiği 2013-2014 sezonunda şampiyon oldu.
Avrupa kupalarındaki mücadelenin şampiyonluk yolunda yarattığı dezavantajı gösteren tek manzara bu da değil. Son iki şampiyon Beşiktaş ve Galatasaray, katıldıkları turnuvalara grup aşamasında veda etmişti. 2011’de Fenerbahçe, 2009’da Beşiktaş, 2006’da da Galatasaray yine Avrupa defterini çok erken kapatmıştı. 2010’da ise Beşiktaş Şampiyonlar Ligi gruplarında mücadele edip Galatasaray ve Fenerbahçe Avrupa Ligi’nde Şubat ayını görmüşken, şampiyonluğa ulaşan Bursaspor olmuştu.
Yeni Fenerbahçe
Bu dosyayı ilk hazırladığımızda, bu maddede Vitor Pereira yönetimindeki Fenerbahçe’nin 3-5-2 dizilimiyle neler yapabileceğini ve Antonio Conte’nin Euro 2016’da İtalya’ya oynattığı futbolun Türkiye’de yaratabileceği etkileri değerlendirmiştik. Karabükspor Teknik Direktörü Igor Tudor’un hazırlık maçlarında bu formasyonu kullanmasından hareketle, sezon içinde sürpriz üçlü savunmalar görebileceğimizi düşünmüştük. Elbette bu ihtimal hâlen devam ediyor. Ancak Vitor Pereira artık Fenerbahçe’nin başında değil. Sezonun başlamasına bir haftadan daha kısa bir süre kala yaşanan teknik direktör değişikliğiyle, takımın başına Hollandalı Dick Advocaat getirildi. Advocaat, 2008 yazında Fenerbahçe’yle anlaşan Luis Aragones’in ardından Fenerbahçe’nin ilk dünyaca ünlü teknik direktörü. Ancak şu da bir gerçek ki şöhretli teknik direktörler arasındaki en tartışmalı isimlerden biri. Yaşanan bu değişiklik, yaz dönemi boyunca Fenerbahçe hakkında yapılan bütün öngörüleri bir anda taca çıkardı ve sarı-lacivertli ekibi kura çekimlerinde eşleştiğimiz Kuzey takımları misali ‘kapalı kutu’ hâline getirdi. Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi ön eleme turundaki Monaco hüsranıyla başlayan ve Pereira’nın işten çıkarılmasıyla sonuçlanan gerginliğin etkilerini çabuk atlatıp atlatamayacağı merak konusu.
Üçüncü Ersun Yanal Dönemi
Ersun Yanal, Süper Lig’in dinamiklerini çözmüş bir teknik direktör. Denizlispor, Ankaragücü, Gençlerbirliği gibi kulüplerde ortaya koyduğu başarı ona A Milli Takım kapısını açmış ancak bu maceranın kısa sürmesiyle Yanal’ın rotası bir kez daha Anadolu’ya kaymıştı. Manisaspor’u ligin dikkat çekici ekiplerinden biri hâline getiren genç teknik adama 2007-2008 sezonuna kötü bir giriş yapan Trabzonspor’dan teklif gelmesi sürpriz olmadı. Orta şekerli geçen ilk sezonun ardından Ersun Yanal, kendi takımını kurma şansı buldu. Selçuk İnan, Egemen Korkmaz, Giray Kaçar, Onur Kıvrak, Alanzinho, Gustavo Colman, Hrvoje Cale, Ceyhun Gülselam gibi isimler, onun döneminde transfer edildi. Trabzonspor, sezonun bitimine beş hafta kala teknik direktörüyle yollarını ayırdıysa da iki yıl sonra, ligi 82 puanla bitiren iki takımdan biri oldu. İskeleti, Yanal’ın transferleri oluşturuyordu.
Aradan geçen zamanda Ersun Yanal Eskişehirspor’u Avrupa kupalarına taşıdı, Fenerbahçe’yi şampiyon yaptı ve 2014-2015 sezonu ortasında devraldığı Trabzonspor’la başarılı sayılabilecek bir sınav verdi. Bu defa ise tıpkı 2008’deki gibi, yaz aylarını Trabzonspor’u yeniden yaratmaya ayırdı. On yeni transferiyle Trabzonspor, son iki maçında 13 gol yediği sezonun ardından yeniden şampiyonluk yarışının içinde olacak mı, zaman gösterecek…
Ricardo Quaresma
Avrupa Şampiyonu apoletini elde eden yıldızlar daha önce de Süper Lig’de top koşturdu. Fakat hiçbirinin kariyer çizgisine, Ricardo Quaresma’nınki kadar yakından tanıklık edilmedi. Quaresma, Türkiye’ye büyük beklentilerle geldi, goller attı, oyundan atıldı, hakkında besteler yapıldı, ıslıklandı, kadro dışı kaldı, tek başına idmana çıktı, gönderildi, geri geldi, şampiyonluk yaşadı ve en sonunda Euro 2016’yı kazandı. Zaten kariyerinin en başından beri ondan beklenen buydu ama biraz gecikti! O artık 31 yaşında ve çok daha olgun. Geçen sezonun yıldızlarından biri olması çoğu Beşiktaş taraftarını şaşırttı. Üstelik daha da ötesi, bu yazın sorun çıkaran adamı o değildi. Mario Gomez ve Jose Sosa uzun görüşmeler sonunda gitti, Atiba’nın soru işaretleri hiç bitmedi, Gökhan Töre kiralandı. Beşiktaş’ın şampiyonluğunda pay sahibi olan çoğu oyuncu, bu yazı sıkıntılı geçirdi.
Avrupa futbolunda sıkıntının eş anlamlısı olarak görülen Quaresma ise bu sefer kariyerinin en kusursuz dönemiyle karşımızda. Geçen sezon ligi 4 gol ve 6 asistle tamamlayan Quaresma, Gökhan Töre’nin West Ham’a gitmesiyle yeniden formasına kavuşabilir ve Q7 olarak yeni sezona imzasını atabilir.
Gençlik Ateşi
TFF 1.Lig ile Süper Lig arasındaki fark giderek açılıyor. Aşağıdan yukarıya transfer olan ve kısa sürede tutunmayı başaran futbolcuların sayısı azaldı. Bu sezon bir istisnaya şahitlik edebiliriz. Cengiz Ünder, Recep Niyaz ve Emre Akbaba, bu sezon şanslarını Süper Lig’de deneyecek. Her ne kadar Emre ve Recep’in kısa Süper Lig maceraları olsa da yaşları hâlâ genç. Recep Niyaz 21 yaşında. Onu Fenerbahçe günlerinden biliyoruz. Kıvrak çalımları ve bir anda hızlanmasıyla Kadıköy’de merak uyandırmıştı. Fakat fiziği, önündeki en büyük engeldi. Son üç sezonda ise TFF 1. Lig’de atılım gösterdi. Sertlik sınırının olmadığı ligde 72 maça çıktı. Denizlispor’daki son sezonunda sekiz gol atınca Rizespor’a transfer oldu. Emre Akbaba futbol altyapısını Fransa’da aldıktan sonra kendini Antalyaspor’da bulmuştu. Daha doğrusu bulamadı! Üç kere Alanyaspor’a kiralandı. Geçen sezonun başında Antalyaspor’da Süper Lig’i denedi ama sadece sekiz maça çıkabildi. Sezon ortasında Alanyaspor’a dönüp play-off şampiyonluğuna katkıda bulundu. 19 yaşındaki Cengiz Ünder, son iki sezonda Altınordu formasıyla parladı ve Süper Lig kulüplerinin dikkatini çekti. Kazanan ise Başakşehir oldu. Başakşehir’in eski futbolcusu İbrahim Akın’a benzeyen stiliyle İstanbul ekibinin hücum opsiyonlarında kendine yer bulabilir.
Kaos
Süper Lig’den bahsedip kaosu es geçmek olmaz. Süper Lig’in her alanına hâkim olan kaosun bu sezonda da başrolde olması bekleniyor. Zaten henüz sezon başlamadan, Avrupa’daki normal bir ligin tüm sezonuna yayılacak kadar krize şahitlik ettik. Galatasaray Finansal Fair-Play’in ardından kendi içindeki ceza skandalıyla boğuştu. Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi ön elemesi ile UEFA Avrupa Ligi play-off’u arasındaki süreçte teknik direktörü Vitor Pereira ile yollarını ayırdı. Beşiktaş ise oyuncularını kaybetmenin yanı sıra Süper Kupa finalinin ardından Şenol Güneş’in yaptığı sert açıklamalarla sarsıldı. Gençlerbirliği ise alışıldığı gibi yine bir teknik direktör krizi yaşadı. Geçen sezonun en başarılı isimlerinden biri olan İbrahim Üzülmez ile başkan İlhan Cavcav arasındaki gerilim bir anda medyaya yansıdı ve devamında ipler gerildi. Son dönemde transfer ettiği Iraklı futbolcularla dikkat çeken Çaykur Rizespor, bu sefer bir başka komşu İran’dan Mehdi Taremi’yi kadroya katmıştı. Ama darbe girişimini öne süren 23 yaşındaki santrfor, ani bir kararla ülkesine döndü. Ancak belki de Rizespor’un asıl derdi, aşil tendonu yırtılan teknik direktör Hikmet Karaman’ın sezon başında kulübedeki yerini alamaması.
Yeni Yabancılar
Süper Lig tarihine geçen yabancı oyuncuların sayısı, kontenjan genişledikçe artıyor. Dünyaca ünlü yıldızlar bir yana; ismi çok duyulmadan ülkemize gelen ama kalıcı izler bırakanlar da lig tarihinde yer edinmeye devam ediyor. Bu isimlere önümüzdeki sezonda yenileri eklenebilir. Son altı sezonunu Bordeaux’da geçiren Cheick Diabate, Osmanlıspor’un Avrupa yolundaki önemli isimlerinden biri olacak. Bir diğer Avrupa temsilcisi Konyaspor da nokta transferlerine S. Liege’den Deni Milosevic’i ekledi. Her zaman mütevazı transferlerle dikkat çeken Akhisar, bu sezon da kariyerinde Lyon, Real Betis ve Sporting imzaları bulunan savunma oyuncusu Miguel Lopes’i kadrosuna kattı. Gaziantepspor’un Katar’ın Umm Salal takımından transfer ettiği savunma oyuncusu Welinton ise daha önce Brezilya’da Coritiba forması giymişti. Alex de Souza’nın son takım arkadaşlarından biri olan Welinton, daha önce Gaziantepspor’a transfer olan Chico ile üç ay takım arkadaşlığı yapmıştı. 27 yaşındaki oyuncu, kariyerinin başında Brezilya’nın alt yaş kategorilerinde de milli takım formasını terletmişti. Fransa Ligi’nin istikrarlı savunma oyuncularından Kamerunlu Jean-Armel Kana-Bıyık da yeni sezonda Kayserispor forması giyecek.
Adanaspor
Adanaspor, Anadolu futbolunun en önemli kulüplerinden biri. 1970’lerde sık sık ilk dört sıra içinde kendine yer bulmuş, hatta 1980-1981 sezonunu ikinci sırada bitirmişti. Türkiye’yi üç kez UEFA Kupası’nda temsil etmesi önemli bir başarıydı. Fakat 21. yüzyıl, Adanaspor’a pek yaramadı. Turuncular, 2003-2004 sezonunda küme düştükten sonra bir daha en üst seviyeye çıkamadı. Hatta en dibi görmesine ramak kalmıştı ama son anda yakaladığı çıkışla TFF 1.Lig’e kadar yükseldi. Burada zaman zaman play-off oynadı, zaman zaman ligde kalmak için ter döktü. Fakat en sonunda Engin İpekoğlu yönetiminde yeniden Süper Lig’e adını yazdırdı. Süper Lig tarihine geçen birçok ismin çıkış noktası olan Adanaspor, yine genç bir kadroyla boy gösterecek. Kaleci Mert Akyüz, A Milli Takım’a davet alan bir isim. Emre Uruç (23), Canberk Dilaver (23), Samican Keskin (23), Ahmet Dereli (24) geçen sezonki başarıda önemli rol oynadılar. Yeni sezonda genç ve mütevazı, aynı zamanda köklü ve taraftar desteği olan bir takım ligde mücadele edecek. Lige renk katmaları kesin gibi duruyor derken, Engin İpekoğlu’nun görevine son verildi..
Nasıl bir sezon bekliyorsunuz?
Uğur Meleke: Deplasman yasağının kalkması konusu beni endişelendiriyor. Şiddeti yaratan hiçbir unsur ortadan kalkmadan el yordamıyla kalktı yasak… Ocak’taki yayın ihalesinde çıkacak rakam da kritik. Rakam çok yükselirse transfer çılgınlığı yaşanabilir kısa vadede. Ayrıca hakem sayısını düşürürken iyi analiz yapılmadığı için bolca da hakem krizi bekliyor olabilir bizi.
Banu Yelkovan: Yine üç büyükler arasında geçecek klasik bir sezon bekliyorum. Arada Konyaspor gibi sürprizler çıksa da onların şampiyon olduğunu görecek kadar şanslı olamayacağız. Yine bol bol hoca kovulmalı, yine kendi içinde çekişmeli ama bu mücadelenin Avrupa’ya tahvil edilemeyeceği, yani yine Avrupa’dan uzak olacağımız, giderek artan para krizleriyle mücadele edeceğimiz ama bunu da sanki böyle bir sorun hiç yokmuş havasında yapacağımız, tribünlerin yine dolmayacağı klasik bir sezon bekliyorum.
Ümit Metin Yıldız: Çekişmeli ancak kalitesi düşük bir sezon bekliyorum. Zira Türkiye’de teknik adamlar olarak işimizin hakkını tam veremediğimizi düşünüyorum. Çalışmıyoruz. Biz hep kaliteyi Türkiye futbolunun içinde bulunduğu şartlarla bağdaştırıyor olsak da tüm ekonomik zorluklara rağmen bugünkünden çok daha kaliteli bir futbol oynanması mümkün. Ancak kalitesizliğin önüne geçemiyoruz. Önümüzdeki yılın da farklı olacağına inanmıyorum. Tepedeki takımlar birbirlerine ikramda bulunacak, “Ben şampiyon olmayayım, sen ol” diyecek, diptekiler de “ben düşeyim, sen zahmet etme” diyecek.
Emre Özcan: Ligin iyi bir dönemden geçmediği gerçek. Kulüplerin çoğu sezon beklentilerinin karşılığını bulamazken UEFA’nın Financial Fair-Play sopası tüm takımların üzerinde tehdit olmaya devam ediyor. Seyirci zaten e-bilet denen saçmalıkla çok dolu olmayan statları tamamıyla terk etmiş durumda. Dolayısıyla ülke futbolundan ve liginden beklentileri çok yukarıda tutmamak mantıklı. Ortam kötü, kulüpler sıkıntılı, insanların heyecanı pek yüksek değil. Hâl böyleyken en azından geçtiğimiz sezon Beşiktaş’ın oynadığı akıcı ve keyifli futbola yaklaşan birkaç takımın daha çıkmasını beklemek ve ummak işleri tersine çevirme yolunda iyi bir başlangıç olabilir. Zira sahadaki futbol düzelmeden diğerlerinin düzelmesi zor olacak gibi görünüyor.
Uğur Vardan: Aslında çok da farklı bir sezon beklemiyorum. Yine aynı ritüeller etrafında dolaşıp duracağız: İstanbul’un üç büyüğü yarışı domine edecek, ‘Başaltılar’ üzerlerine düşeni yerine getirmeye çalışacak, bir kısım takım da düşme potasından uzak kalmaya çabalayacak. Biz bu fikirleri tekrar ettikçe de ‘demode’ romantikler olarak anılmayı sürdüreceğiz… Belki Fenerbahçe-Galatasaray rekabetini Hollandalı teknik direktörler (Dick Advocaat ve Jan Olde Riekerink elbet) üzerinden okuyacağız, bu biraz farklı bir hava estirebilir.
Sezon öncesi en çok merak ettiğiniz şey ne?
Uğur Meleke: 2008-2009’dan sonra sanırım ilk kez hem Fenerbahçe hem de Galatasaray sezona bu kadar karmaşık giriyor. Merak ettiğim konu, diğerlerinin bu fırsatı değerlendirip değerlendiremeyecekleri.
Banu Yelkovan: Hiçbir şey merak etmiyorum desem ayıp olur mu?
Ümit Metin Yıldız: Trabzonspor’un ve Ersun Yanal’ın performansını merakla bekliyorum.
Emre Özcan: Biliyorum şu anda Adana Demirspor’da ama Yılmaz Vural’ın hangi Süper Lig takımının başına geçeceği.
Uğur Vardan: “Aramızdan Leicester çıkar mı?” meselesinde hakkımızı sanırım Bursaspor’la kullandık, artık geçen sezon Konyaspor’un ve Aykut Kocaman’ın yaptıklarına da razıyız. Merakım bu sezon da benzer efektlere rastlayıp rastlamayacağımız…
Sezonun sürprizi kim olur?
Uğur Meleke: Sürpriz mi bilinmez ama Konyaspor’un altıncı şampiyon takım olma yolunda bir güçlü adım daha atması beni mutlu eder. Bu yazı yazıldığı sırada hücumu takviye etmemişlerdi, inşallah siz okurken takviye yapmış olurlar. Oyunculardan da Beşiktaşlı Tolgay Arslan ve Trabzonsporlu Mehmet Ekici’nin patlama yapacaklarını düşünüyorum.
Banu Yelkovan: Bu sezonun sürprizi Trabzonspor olur. Ersun Yanal faktörü hazırlık maçlarından bile kendini belli etmeye başladı.
Ümit Metin Yıldız: Takım olarak Trabzonspor. Oyuncu olarak ise Cengiz Ünder’i söyleyebilirim.
Emre Özcan: Türkiye’deki kulüpler ekseriyetle kötü yönetiliyor ve kötü yönetilen yapılar içinde sürpriz yapacak olan takımı tahmin etmek loto oynamak gibi. Çünkü bizim ligde bu genellikle şansa bağlı. O yüzden sürpriz tahminim yok.
Uğur Vardan: Mesela Aykut Kocaman, Konyaspor’la Avrupa serüveninde tıpkı Fenerbahçe’de olduğu gibi sakin adımlarla ilerlese de, hepimiz için sürprizimsi bir tat yaratsa… Gerçi bu sürprizden çok temenni oldu.
Sezonun hayal kırıklığı ne olur?
Uğur Meleke: Gençlerbirliği’nin geçen yılki kötü ligin rüzgârına çok fazla kapılması bir hayal kırıklığı yaratabilir.
Banu Yelkovan: Türkiye liginde hayal kırıklığı yaşayan sadece iki takım olur: O sezon şampiyon olamamış diğer iki büyük.
Ümit Metin Yıldız: Konyaspor’un hayal kırıklığı yaşatacağını düşünüyorum.
Emre Özcan: Aziz Yıldırım. Kupasız biten sezondan sonra devam deyip Monaco gibi önemli bir güce elendikten sonra dellenip Vitor Pereira’yı göndermek için her şeyi yapmanın uyandıracağı başka bir duygu olamaz. Sezonu şampiyon tamamlasalar da bu değişmeyecek.
Uğur Vardan: Lütfen ukalalık kabul edilmesin, buradaki sistemi bilince hiçbir şey hayal kırıklığı olmuyor. Söz konusu meseleye ilişkin mottomuz da malum, “Bunlar futbolun içinde olan şeyler…”
Kim şampiyon olur?
Uğur Meleke: Beşiktaş ya da İstanbul dışı bir aday. Çünkü şampiyonluk uzun vadeli planların sonunda elde edilmeli.
Banu Yelkovan: Oturmuş bir kadrosu ve hocası olduğu için Beşiktaş’ı diğerlerinden bir adım önde görüyorum. Takımın havası da diğerlerine göre daha pozitif.
Ümit Metin Yıldız: Galatasaray. Baskıyı en az onlar hissedeceği için.
Emre Özcan: Geçen sezondan sonra buna Beşiktaş’tan başka cevap vermek pek mantıklı olmayabilir ama takımdaki değişiklikler ve Şampiyonlar Ligi onları etkileyebilir. Tek kulvarlı Galatasaray’ın iyi transferleriyle bu sezon sürpriz yapma ihtimali bence az değil.
Uğur Vardan: ‘Üç Büyükler’den biri, çünkü sistem böyle!
Kim düşer?
Uğur Meleke: Gaziantepspor. Yıllardır çok kötü yönetildikleri ve çoktan hak ettikleri için.
Banu Yelkovan: Çıkanlar düşer.
Ümit Metin Yıldız: Gelenlerin en az ikisi düşer.
Emre Özcan: İlk adayım Gaziantepspor.
Uğur Vardan: Adanaspor ve Alanyaspor öncelikli adaylar gibi görünüyor ama malum lig uzun bir maraton, dengeler değişebilir.
Gol kralı kim olur?
Uğur Meleke: Cenk Tosun bir numaralı aday. Sinan Gümüş ve Muhammet Demir de sanılandan fazla atabilirler.
Banu Yelkovan: Eren Derdiyok.
Ümit Metin Yıldız: Robin van Persie.
Emre Özcan: Beşiktaş’ın forvet transferi.
Uğur Vardan: Sürekli oynarsa van Persie neden olmasın? Ya da Beşiktaş’ın alacağı forvet! Hâlen bitmemiş Eto’o’yu da unutmamalı.