
Tahtın Sahibi
5 dk
35 Yaşındaki Novak Djokovic, Kariyerinin en çetrefilli sezonlarından bir tanesini ardında bıraktı. Artık önünde kırmayı istediği rekor, elinde bazı şanslar var.
2022 tenis sezonunda Novak Djokovic'in başına gelenler film senaryosu tadındaydı. Covid-19 aşısı olmadığı için Avustralya'dan sınır dışı edilen, aynı nedenden favorisi olduğu Amerika Açık'a gidemeyen ve Wimbledon şampiyonluğundan sıralama puanı alamayan Sırp efsane, tüm bunlara rağmen kritik anlarda en iyi bildiğini yaptı ve Grand Slam koleksiyonuna önemli bir parça ekledi. Rafael Nadal'ın 22, Djokovic'in 21 majörle rekor kovalayacağı yeni yıl başlarken, milli antrenör Mert Ertıunga'yla geride kalanlara baktık. Mercek altında Nole var…
Novak Djokovic'in geçen sene başında Avustralya'da yaşadığı olayın bir benzerine tanıklık etmedim. Tennis Australia'nın başındaki Craig Tiley'nin, bakanlara ya da devletteki kontaklara pek danışmadan bir işe kalkıştığı ortada. Aşısız olmasına rağmen Djokovic'e her türlü kolaylığı sağlayarak onu ülkeye alma çaası içine girdiler. Fakat kurum burada kendi haddini aşan adımlar attı. Durum Avustralya'nın kendi iç dengelerini bozar bir hale geldi, devreye egolar ve prestij hususu girdi. Öyle ki devlet ve bakanlık Djokovic'in ülkeye girişine göz yumsa otoritesini kaybedecekti. Djokovic'in de Instagram hesabından paylaştığı "Avustralya'ya gidiyorum" açıklaması tam bir fiyaskoydu. Zaten halkla ilişkiler hususunda o seviyede birçok sporcunun yapmayacağı hatalar yapıyor. Bu konuda hep sınıfta kalan bir tenisçi.
Dokuz kez kazandığı Avustralya Açık'ı oynamaya gidip ülkeden sınır dışı edildiğiyle kalmadı, -Grand Slam rekorunun bu denli konuşulduğu bir dönemde- turnuvayı da en büyük rakibi Rafael Nadal kazandı. Yaraya tuz basarcasına… Üstelik Rafa, Djokovic'in bir diğer rekorunu da egale etti ve Açık Dönem'de her majör turnuvayı en az iki kere kazanan ikinci erkek tenisçi oldu. Turnuvayı oynayamadığı için çaresizdi ama kendi kendini bu duruma soktuğu da bir gerçek. Avustralya'nın illegal göçmenlere uyguladığı muameleye maruz kalıp sonra ülke dışına yollanması şoke edici bir şeydi. Fakat etrafındaki insanlar kötü laflar sarf ederken; babasından tut koçlarına kadar tüm çevresi Avustralya'yı eleştirirken, Djokovic süreç hakkında hiç kötü konuşmadı. Normalde sınır dışı edildiği için üç sene giremeyecekti Avustralya'ya ama süreç sonradan ılımlı ilerledi.
Oyununa bakarsak bence son turnuvalarda kendini buldu. Wimbledon'daki oyun seviyesi kazanması için yeterliydi ancak zirve performansı değildi. Rakiplerinin çok zorlu olmayışı da elini rahatlattı. Öte yandan 2-0'dan döndüğü bir Jannik Sinner maçı var ki eğer orada kaybetse, sezonu majörlerde yarı final görmeden kapatacaktı. Bir de Nick Kyrgios'la oynadığı final mücadelesine ayrı parantez açabiliriz. Belki Kyrgios ilk kez büyük bir finalde sahne alıyordu ama maçın gidişatı konusunda krediyi Djokovic'e vermeliyiz. Orada müthiş tenis oynadı.
Laver Kupası, Roger Federer'in emekliliğiyle beraber yılın en özel tenis hikâyeleri arasına girdi. Djokovic'in orada Federer ve Nadal'ın iki ana figür olduğunu kabullenişi, "Ben de buraya dahilim" deyip her fotoğrafa girme ısrarında bulunmaması çok saygıdeğerdi. Kendi rolünü kabullendi ve o duygusal atmosferi içtenlikle destekledi. Zaten ben Novak'ın rakiplerine gösterdiği saygı konusunda müthiş bir seviyede olduğu fikrindeyim. Maç sonu konuşmaları, basın toplantıları, bire bir röportajlar… Onun kadar centilmeni az bulunur. Laver Kupası'nda yaptıkları onun genel tavrıyla örtüşen bir görüntüydü. Az önce halkla ilişkiler konusunda sınıfta kaldığını söylemiştim ya, bu nedenle kimi zaman tenis izleyicisi tarafından haksızlığa da uğradı. Rakiplerine karşı asla çirkin hareketleri yoktur. Yeni nesil oyuncular bu konuda onu örnek alabilir.
Djokovic hâlâ çok üst düzeyde olsa da 2014-2015 sezonlarındaki seviyesinde değil. Fakat Rafa Nadal dışında ona rakip olabilecek diğer oyuncular henüz yeterli tecrübeye ulaşamadı. Karşısına çıktığında ondan çekinmeyecek bir jenerasyon henüz yok. Zaten Grigor Dimitrov, Milos Raonic gibi oyuncuların yer aldığı nesil âdeta yok oldu. Yerlerini bıraktıkları oyunculardan Dominic Thiem'in durumu belirsiz, biraz daha gençlerden Daniil Medvedev ise nefis bir sene geçirmedi. Yine de ben Medvedev'in artık tecrübeli bir isim olduğu kanaatindeyim ki majörlerde büyük oyunculara karşı kendini kanıtladı. Alcaraz ve Felix'in becerileri ondan uzakta değil ama ne olursa olsun deneyim handikapları var. Eğer 2023'te farklı bir oyun seviyesi göstermezlerse, Djokovic'in tahtı hâlâ güvende demektir.
](https://socratesdergi.com/yazar-ve-yorumcu-detay/egehan-mert-batir)