Sıkı Dostlar

3 dk

Efsane Rod Laver anısına düzenlenen ve sporunun en iyi isimlerini aynı takımlarda buluşturan organizasyon, Roger Federer ile Rafael Nadal'ın takım arkadaşı olması anlamına geliyordu.

1970’ler sonu 80’ler başına tekabül eden Björn Borg-John McEnroe rekabeti gücünü zıtlıklardan alıyordu. Sakinliğiyle bir buz dağını andıran geri çizgi uzmanı Borg ve ateşli karakterine uygun, hiperaktif file önü tenisiyle McEnroe... İkilinin oluşturduğu teknik kontrast, erkeklerde modern dönemin ilk mega rekabeti için uygun zemini hazırlamıştı. Fakat medyanın yansıtmaya çalıştığının aksine, zıtlıklar sadece korttakilerden ibaretti ve dönemin iki ünlü tenisçisinin kişilikleri oldukça benzerdi.

Telegraph’a o günler hakkında röportaj veren John McEnroe, “Maçlarda Björn için çığlık atan kızları görüyor ve günün birinde o kadar ‘cool’ olup olamayacağımı düşünüyordum” diyecek kadar hayrandı büyük rakibine. Nasıl oluyorsa birbirleriyle tenisin en büyük kupaları için mücadele ederken bir yandan da kort dışında iyi arkadaş olmayı becermişlerdi. Zira Borg 26 yaşında aniden tenisi bıraktığında, McEnroe da büyük bir hayal kırıklığına uğradığından bahsediyordu. Ona göre, İsveçli rakibiyle birbirlerini hep daha iyi tenisçiler yapmışlardı.

McEnroe’nun Borg hakkında söylediklerinin benzerlerini yakın zamanda Roger Federer’in ağzından Rafael Nadal için duyduk. Ona karşı kaybettiği, altısı Grand Slam finali olan 23 mağlubiyete ve döktüğü onca gözyaşına rağmen Nadal’ın onu nasıl daha iyi yaptığını anlatıyordu. Rafa ise çocuk yaşlardan beri karşılaştığı İsviçrelinin yeteneğine duyduğu hayranlığı hiç saklamadı ve ezeli rakibini sık sık ‘tarihin en iyi tenisçisi’ olarak işaret etti. İşin ilginç tarafı bunlar bir tevazu gösterisinden öte, iki dev oyuncunun içten görüşleriydi.

Geçtiğimiz günlerde efsanevi tenisçi Rod Laver onuruna ilki düzenlenen Laver Cup’ta Federer ve Nadal’ı alışılmadık bir şekilde izleme şansı bulduk. Kariyerlerinde karşılaştıkları 37 maçta izleyenlere nefeslerini tutturan iki yıldız, bu kez Avrupa’yı temsil etmek için oluşturulan takım adına beraber oynadılar. Herkesin gözü onların üzerindeyken ikili arasındaki karşılıklı iltifatlar ve dostane anlar yine başrolü oynadı. Hatta turnuvanın en beklenen eşleşmesinde kortun aynı tarafına geçerek çiftler partneri bile oldular. Geriye ise bu ve diğer birçok unutulmaz fotoğraf kaldı.

Socrates Dergi