Taze Fikirler

6 dk

Steve Ballmer'ın devasa serveti ve fikirleri, Los Angeles Clippers'ı kısa sürede değiştirdi. Sırada NBA ve maç izleme alışkanlıklarımız mı var?

Son yirmi yılda NBA'de sadece oyuncuların ya da antrenörlerin değil, takım sahiplerinin de organizasyonlar içerisinde ne kadar ön plana çıkabileceğini gördük. Marc Cuban, Dallas Mavericks'i satın almasının ardından yaptığı açıklamalar ve aldığı kararlarla bazen takımdan daha fazla popüler oluyordu. 2000'lerin ikinci on yılında ise Cuban'ın kişilik olarak tam zıddı bir karakter, NBA'e yön veren takım sahibi olma yolunda.

Nisan 2014'te Los Angeles Clippers'ın sahibi Donald Sterling'in siyahlar için sarfettiği ırkçı sözleri içeren kaydın kamuoyuna yansımasının ardından NBA yönetimi harekete geçti, takımın el değiştirmesine yönelik girişimlerde bulundu. Bunun sonucunda Steve Ballmer, 2 milyar dolar karşılığında ligin en başarısız organizasyonunun yeni sahibi oldu. Bir sene önce Sacramento Kings'i satın alıp Seattle'a taşıma girişimi başarısız olan Microsoft'un eski CEO'su emeklilik hayatına elli yıllık tarihinde üç defa şehir değiştirip hiç final görememiş bir takımın sahibi olarak başladı. Ballmer "Buna değer mi?" sorularına iki yönlü yanıtlar veriyor. Birincisi, takım sahibi olarak çok eğlendiğini belirtiyor. İkincisi de Clippers'ın çok iyi bir yatırım olduğunu kanıtladığını düşünüyor.

Dünyanın en zengin dokuzuncu insanı, altı yılda Clippers'ı NBA'in önde gelen organizasyonlarından biri haline getirirken ligin geleceğine yönelik inovatif çözümler geliştirdi. Altı yıl öncesine kadar kimsenin gelmek istemediği organizasyon, geçen yaza damga vuran transfer hamlelerinin ev sahibiydi. Ballmer da değişimin büyüklüğünün farkında. Kawhi Leonard'ı Clippers'a gelmeye ikna etme sürecinin Microsoft'ta yaptığı her şeyden daha kapsamlı ve disiplinli olduğunu ifade ediyor. Hatırlatmak gerekirse bunları söyleyen kişi, 14 yılı CEO olmak üzere 34 yıllık bir Microsoft kariyerine sahip. Hem Kawhi'ı hem de Paul George'u kadrosuna katan kulübün patron koltuğunda ciddi bir geçmiş var yani. Bir de doğru yöneticiler. Lawrence Frank'ten Jerry West'e...

Sayılarla arası çok iyi olan Ballmer'ın Numbers Geek with Steve Ballmer adında bir podcast'i var. Bu ilgisini sadece podcastle sınırlamadı, 2015'te USAFact adlı, ABD hükümet verilerini toplayan ve analiz eden, kâr amacı gütmeyen bir girişimde bulundu. Yatırım yapmayı seven biri olan Ballmer, fırsatları her zaman değerlendiriyor. Clippers'ı satın almasının ardından oyuncu verileri üzerine çalışan ve bunları takımlara satan Second Spectrum adlı şirket dikkatini çekiyor. Şirketin yöneticileriyle yaptığı görüşmenin ardından yüzde sekiz hisse almaya karar veriyor. Bununla da sınırlı kalmıyor ve Second Spectrum ile birlikte yeni fikirleri hayata geçirmek için çalışıyor. NBA için ilk ürünlerini 2013'te sunan Second Spectrum'un Ballmer ile birlikte çalışmasının ilk ödülü, dört yıl önce ligin resmi veri sağlayıcısı olmasıydı. Ballmer'ın bu konuda başarıları Microsoft dönemine kadar uzanıyor. Patron, Microsoft'un 2013'te NFL ile yaptığı ve Surface tabletlerin ligin resmi teknoloji sponsoru olmasını sağlayan 400 milyon dolarlık anlaşmanın mimarıydı.

Second Spectrum'un Ballmer ile yaptığı çalışmanın sonuçları 2018-19 sezonunun başında ortaya çıktı. Courtvision adı verilen uygulamayla oyuna ve oyunculara dair gelişmiş istatistikler artık tam zamanlı olarak izleyicilere ulaştırılıyor. Uygulama, maçı üç farklı seçenekle (oyuncu, antrenör, maskot) izleme olanağı sunuyor. Önce Clippers taraftarlarının beğenisine sunulan uygulama, geçen sezon Fox Sports'un sınırlı sayıda maç yayınında da kullanıldı, akabinde play-off süresince League Pass yayınlarında da kendine yer buldu. Courtvision, geçen seneye göre izlenme oranlarında yüzde 10'a yakın düşüş yaşayan yayıncılar için kurtarıcı olabilir. Bu nedenle ligin geleceği için önem taşıyan bir gelişme olarak bakılıyor. NBA'in dokuz yıllık yayın anlaşması 2025'te sona eriyor. Facebook, Amazon gibi dijital platformların yayıncı olarak lige ilgi göstermesi de bir hayli olası. Courtvision gibi uygulamalar hem bu tür yeni yayıncıların ilgi göstermesi hem de ligin değerini artırması açısından önemli.

Ligin ve organizasyonunun geleceği için sadece yaratıcı çalışmalar yapmakla sınırlı kalmıyor Ballmer, geleneksel yollar konusunda da bir hayli cesur. Yakın zamanda, Los Angeles'ın güneybatısındaki Inglewood'da bulunan The Forum'u 400 milyon dolara satın aldı. Clippers'ın 18 bin 500 kişi kapasiteli yeni salonunu 2024'te açması planlanıyor. Bölgeye sadece spor salonu kazandırmakla sınırlı kalmayan Ballmer, konut piyasasında da etkin olmayı arzu ediyor. Esas amacıysa belli: Yeni salon ile kulübünü Staples Center'dan çıkarmak ve başka, yeni, ayrı bir kimlik edinmesini sağlamak. NBA tarihinin en başarılı ve popüler organizasyonu ile aynı salonda olmanın ve onun gölgesinde kalmanın etkisinden kurtulmanın yolu bu yatırım...

Clippers'a dair analizlerini sayılar üzerinden yapmayı seven Steve Ballmer, her zaman uzun vadeli planlar olması gerektiğini savunuyor. Microsoft'un eski başkan yardımcısı Lisa Brummel, onun büyük fikirleri sevdiğini belirtiyor. NBA'in en başarısız organizasyonunu on yıl geçmeden ayağa kaldırmayı başaran Ballmer, büyük fikirlerini hayata geçirmeyi sürdürecek gibi görünüyor. Ve her maç, saha kenarındaki koltuğunda çılgına dönmeye devam edecek. Belki bunu yaparken bizim, evlerimizde maç izleme şeklimizi de değiştirebilir.

Socrates Dergi