
Tepetaklak
6 dk
Wayne Rainey üç kez dünya şampiyonu unvanlı bir sürücüydü. 1993 yılında yaptığı bir kaza ile tüm dünyası altüst oldu.
Dünya’nın şimdilerde alıştığımız yöne dönmediği zamanlardı. Kimse politik doğrucu değildi, motor sporlarının çevreci olması beklenmiyordu ve yarışçılar kendilerini güvende hissetmek zorunda olmadıklarını düşünüyorlardı. Tıpkı Dünya gibi, Rimini bölgesindeki Misano pisti de bugünlerde gördüğümüzün tersine dönüyordu. Start finiş düzlüğüne çıkan son viraj, hatta net konuşmak gerekirse artık pit girişinin olduğu bölüm, hızlı bir ilk virajdı. 1993’teki 500cc yarışının hemen başında Wayne Rainey, bu hızlı virajda önce bir highside tehlikesi atlattı, ardından da dengesi bozulduğu için ön tekeri kaybederek düştü. Çakıl havuzunun setleri onu havaya fırlattı. Rainey tam kafasının üzerine düştü, omurgası kırıldı. Üç kez dünya şampiyonunun dünyası, alt üst olmuştu.
Kaza sonrasını “Göğsümde bir delik varmış gibi acıyordu” diye anlatan Rainey'yi önce Luca Cadalora, ardından da Mick Doohan geride bıraktı. Sonra, kariyerinin başından beri ona hem rekabet hem de yoldaşlık sunan Kevin Schwantz...
“Kaza yaptığını gördüm ama bunun dışında çok dikkat etmedim. Yıllardır kusursuz olan bu adamın en nihayetinde yaptığı hatayı değerlendirmeye çalışıyordum. Yarışı üçüncü bitirdim. Garaja dönerken bir sonraki yarışta onu nasıl yenebileceğimi düşünüyordum. Sonra birkaç gazeteci bana durumunun kötü olduğunu, bir daha yürüyemeyeceğini söylediler. Ben de onlara kesin bir kaynaktan bilgi almadığım sürece böyle şeylere inanmayacağımı söyledim."

Kevin Schwantz
Duyduktan sonra herkesin merakla beklemekten pişman olduğu açıklama, Rainey'nin takımından Tad Pilati tarafından yapıldı: “Göğsünün orta bölümünden aşağısını hissedemiyor. Rimini yakınlarında bir hastanede, durumu stabil. Önümüzdeki 48 saatte neler olacağına bakacağız.”
Rainey'nin durumu değişmedi. Her ne kadar kaza sonrasına psikolojik açıdan kolay adapte olsa da Yamaha sürücüsünün kendini yeniden tanımlaması zor bir süreçti. Çılgın iki zamanlı 500cc'lik makinelerin ve en az onların motor sesi kadar uçuk karakterlerin yarıştığı bir dönemde, Wayne Rainey sakinliğiyle nam salmış bir isimdi. Yumuşak, akıcı ve dengeli sürüş stili onu sürekli puan toplayan bir şampiyona dönüştürmüştü. Beklenmedik kaza sonrası yeni yaşamında neler yapacağını bilmiyordu. Tavsiyeye ihtiyacı vardı.
Formula 1'in efsanevi takım patronu Frank Williams'a gitti. 1986 yılında Peter Windsor'la birlikte geçirdiği trafik kazasında felç kalan Williams, aradığı cevapları Rainey’ye sunabilecek biriydi. Sonraki sezondan itibaren, eskiden sürücüsü olduğu Marlboro Yamaha'nın başına geçti. 1999'a kadar takım patronu olarak görev yaptı. Ardından Monterey, Kaliforniya'daki evinden çok uzaklaşmadan, elle kontrol edebildiği özel go kart aracıyla -organizasyonunda da yer aldığı- SuperKart serisinde yarıştı. Hatta tüm bunlar yetmezmiş gibi, AMA Superbike serisinin organizasyonunu devraldı.
Nereye gitseler bir şekilde birbirlerini bulan Rainey-Schwantz ikilisine dönersek; aralarında garip bir nefret-saygı ilişkisi vardı. Schwantz daha heyecan verici bir stile sahipti, bu yüzden daha çok puan kaybediyordu. Rainey üç kez 500cc klasmanında şampiyon olurken Schwantz'ın tek şampiyonluğu 1993'te gelmişti, yani Rainey'nin kariyerine ve eski yaşamına veda ettiği sezonda. Zaten devamında Schwantz da pistlerde pek durmadı, 18 ay sonra yarışmayı bıraktı. Kararının ardından, "Bu riski hepimiz biliyorduk. Her birimiz bu şartları kabul ederek piste çıkıyorduk. Ama ne olursa olsun, bunu yaşamaktansa daima ikinci sırada kalmayı yeğlerdim” diyecekti.
Tıpkı yıllar boyu Prost'tan nefret eden Ayrton Senna'nın, kariyerinin son yarışı öncesindeki tanıtım videosunda yeni emekli Alain Prost'a “Değerli arkadaşım Alain, seni özledik” diyerek selam göndermesi gibi, Rainey-Schwantz rekabeti de iki kişilik bir gösteriydi. Biri olmadan diğeri olmazdı. Sonraları hayatını baştan kurarak motor sporları dünyasına başka biçimlerde iz bıraksa da Wayne Rainey için bir şeyler Misano'da bitmişti. İkilinin macerası da Rainey’nin yıllar sonra ters biçimde yeniden takvime girecek Misano pistinin ilk/son virajında tepetaklak olmasıyla birlikte sona ermişti.