
Tutkal
10 dk
Liverpool'un harikalar yaratan sistemini bir arada tutan oyuncuların başında Roberto Firmino geliyor. The Athletic yazarı Simon Hughes'a 'Bobby'yi sorduk.
Roberto Firmino, Newcastle United'a karşı topuğuyla Mohamed Salah'a 'o' asisti yaparken, büyülenen sayısız futbol takipçisinden biri de The Athletic'in çiçeği burnunda yazarı Simon Hughes'du. Küçük yaştan itibaren Anfield'ın gediklisi olan, Liverpool hakkında kitaplar da yazan Hughes'la 'sihirbaz' olarak nitelediği Firmino'yu konuştuk.
Bobby Firmino çok enteresan ve eşsiz bir futbolcu. Günümüz futbolunda onun gibi bir oyuncu neredeyse yok. Kendisine ne geleneksel 9 numara ne de geleneksel 10 numara diyebilirsiniz. Sanki iki pozisyonun da zengin bir sentezi. Bu özelliği, Klopp'un oyununu çok daha farklı bir şekilde sahaya yansıtmasına yardımcı oluyor. Liverpool'un şu anda oyuna yaklaşımı, futbol anlayışı neredeyse eşsiz ve bunun yaratılmasını da Firmino sağlıyor. Âdeta iki farklı bölgeyi tek başına oynuyor. Böylece Klopp, diğer bölgelerde daha farklı oyuncular kullanabiliyor. Sadece takımdaki en yaratıcı oyuncu olmakla kalmıyor, aynı zamanda en çalışkan isimlerin başında geliyor. Sadio Mane ve Mohamed Salah gibi oyuncular biraz daha içlerinden geldiği şekilde oynayabiliyor ve Firmino'nun etrafındaki oyunculara boşluk yaratma isteği, onların bu kadar yıkıcı olabilmesinde pay sahibi.
Bunun en güzel örneklerinden birini, yedekten oyuna girdiği, Eylül ayındaki Newcastle maçında görmüştük. Girdiği gibi oyunu değiştirdi. Anfield'da birçok dramatik ânı bizzat yaşadım ama bu, tanık olduğum en iyi yedek oyuncu performansıydı. Oyuna girer girmez takım yeniden bir 'takım' gibi gözüktü. Çalışma isteği ve zekâsı diğer oyuncuların en iyi performansını sergilemesine olanak sağlıyor. Dünyada onun yeteneğine ve teknik kapasitesine sahip olan, bunu sadece fiziksel kuvvetle değil, iş ahlakıyla da birleştirebilecek çok az futbolcu var. Newcastle maçındaki performansı bana biraz Cantona'yı hatırlattı, şutları onun gibiydi. Aynı zamanda yetenekleri Romario'yu anımsatıyor ve bitiricilik becerisi de Brezilyalı Ronaldo gibi.
Firmino'yu sahada sahte 9 rolüyle tanımlayanlar var. İlginç bir nokta çünkü bunu yapmaya çalışan başka kulüpler de var. Premier Lig tartışmasız fiziksel temas isteyen bir lig. Eğer geleneksel 9 numara ya da merkez forvet gibi oynuyorsanız güçlü ve fizikli olmalı, aynı zamanda fiziksel müdahalelere dayanabilmelisiniz. Fiziksel zorlukları sadece sert müdahalelerle değil, maç esnasında üzerinizde olan baskı biçimiyle de söylüyorum. Örneğin geçen sene Maurizio Sarri, Eden Hazard'ı sahte 9 olarak denedi ve belli maçlarda çok da iyi oynadı. Ama Hazard'ın mevkisinin getirdiği fiziksel zorluklardan dolayı tüm bir sezon boyunca sahte 9 oynayabileceğini düşünmüyorum. Orada oynamak riskli, her an sakatlanabilirsiniz ya da kondisyonunuz yetmeyebilir. Bu yüzden Sarri, sene içerisinde Hazard'ı yeniden alışkın olduğu yerde, sol kanatta oynatmaya başladı.
Diğer ülkelerde bu pozisyonu oynamak, sizden burada olduğu kadar fiziksel talepte bulunmayabilir. Ancak Firmino, bunu İngiltere'de mümkün kıldı. Hücum mevkilerinin yeniden düşünülmesini sağlayan bir anlayış getirdi ve aynı zamanda pozisyonunun fiziksel kapasite tanımını değiştirdi:
A) Dâhil olduğu koşularla
B) Sert savunmacılardan aldığı müdahalelerle
C) Sırtı dönük oyunda ayakta kalacak kuvvete ve savunmaları açacak yeteneğe sahip oluşuyla
Dolayısıyla, şu anda İngiliz futbolunda eşsiz bir konumda. Yetenekleri Liverpool'un ihtiyaçları için kusursuz durumda. Bir yandan iyi oynayacağını düşünsem de diğer büyük takımlarda nasıl oynar diye merak etmiyor değilim. Yetenek bileşimi Liverpool için çok uygun olmakla birlikte etrafındaki oyuncular da onu çok iyi tamamlıyor. Salah oyuna başka bir şey katıyor, keza Mane de öyle. Üçü de çok farklı oyuncular ama pozisyonlarını taktiksel olarak çok iyi kavramış durumdalar. Liverpool'u terk eden oyuncuları gördük: Mesela Coutinho ve Emre Can. Kupa kazanma ihtimali daha yüksek olan takımlara gittiler ama kendi takımlarında başarılı olamadılar. Çünkü Klopp, bu oyuncuların yeteneklerini anlama konusunda büyük bir övgüyü hak ediyor. Klopp gerçekten Firmino'nun kuvvetli yanlarını biliyor. Hoffenheim'da oynarken onu yakından takip edebilme fırsatı buldu ve Dortmund'dayken onu takımına istemişti. Brezilyalı, hem defansif hem de ofansif rollerini çok iyi yerine getirirken iki pozisyonu birden oynar gibi görünüyor ve bu şekilde savunmacılar onu durdurmakta zorlanıyor. Savunmadaki ilk adam ve Liverpool'un savunma sertliğini, tonunu o ayarlıyor.

"Yetenek bileşimi Liverpool için çok uygun olmakla birlikte etrafındaki oyuncular da onu çok iyi tamamlıyor."
Alman teknik adam, Firmino'yu takımın makine dairesi olarak tanımlıyor. Aynı zamanda Mane ve Salah gibi üretken kanatların arasında ufak tartışmaları da bertaraf eden bir tutkal oyuncu görevini yerine getiriyor Firmino. Belki istatistikleri diğer ikisinin gerisinde ama diğerlerine nazaran her ikisine de birçok asist yapıyor. Firmino iyi oynadığında yanındakilerin de çok iyi oynadığını görebiliyoruz. Hepsi birbirinden farklı oyuncular. O pek de görmeye alışkın olduğumuz bir karakter değil. Özel yaşantısına da çok dikkat eden biri. Medyaya çok az konuşur, yılda bir-iki röportaj anca verir. Liverpool taraftarlarına hoş gözükmek için popülarite peşinde koşan biri gibi davranmaz. Bence bu durum kişiliğinin arka planından kaynaklanıyor, çok alçakgönüllü. Brezilya'nın en fakir bölgelerinden birinde büyümüş. Salah ve Mane de alçakgönüllü, sakin karakterler ama saha dışında biraz daha agresif olabiliyorlar. Bence bu yeteneklerin, kişiliğin ve kabiliyetin kombinasyonu. Birbirlerini çok iyi tamamlıyorlar ve Firmino orada değilse Liverpool her zamanki hâlinden uzaklaşıyor. Aynı kişilikte oynamıyor.
2015'ten beri Liverpool'da ve İngilizcesi standart ama bir ülkede o kadar süre yaşamış birisinden beklediğiniz akıcılığa sahip değil. Genellikle Brezilyalı oyuncularla kaynaşıyor. Lucas Leiva ve Coutinho ile yakındı ama her ikisi de ayrıldı. Sonrasında Alisson geldi ve yeni Brezilyalılar grubu oluştu. Saha içerisinde kendisini daha rahat ifade edebiliyor. Sadece futbol oynayarak sorunlarının büyük bir çoğunluğundan kurtulmayı başardı. Güney Brezilya'dan Almanya'ya gittiğinde çok farklı bir kültürle karşılaştı. Ama her zaman yeni kültürlere alışmayı başardı ve futbolunu iyi oynadı. Bazı oyuncular iyi oynamak için sahanın dışında işlerin yolunda gitmesi gerektiğini düşünür. Firmino ise daha farklı; sahada iyi oynadığında onun saha dışındaki hayatı da daha iyiye gidiyor.
Bir diğer önemli şey ise Almanya'ya çoğu kişinin tanımadığı birisi olarak çok genç yaşta gitti. Fabinho'yla beraber her ikisi de Brezilya'yı yıldız olmadan terk etti. Firmino, Hoffenheim'a gitmeden önce kariyerini Brezilya İkinci Ligi'nde devam ettiriyordu. O sıralarda Fabinho ise Portekiz'e satılmadan Brezilya'da bir maç oynamıştı. İkisi de Brezilya'yı yıldız olmadan terk etti ve ülkelerine kendilerini kanıtlamış, Avrupa'nın en üst seviyesindeki futbolcular olarak döndüler. Bu durumun var olan tevazularına katkıda bulunduğunu düşünüyorum. Başarılı futbolcular olarak lanse edilmeden önce sahada başarıyı tatmışlardı ki bu da dediğimle örtüşüyor.
Dürüst olmam gerekirse yaptığı sevinçlerin anlamını bilmiyorum. Liverpool'da insanlar yıllardan beri çılgın gol sevinçlerinin büyük hayranı olmadılar. Firmino çok çalıştığı için onun yaptıklarıyla ilgileniyorlar ve gol sevinçlerini ilginç bulanlar da var. Dünyanın öbür ucundan bu sevinçleri analiz ediyor ve ne anlatmaya çalıştığını düşünüyorlar. Birçok Brezilyalı futbolcu gibi o da elbette müzik dinlemeyi, dans etmeyi seviyor. Bu durumlar kişiliğinin uzantıları. Oldukça coşkulu bir şekilde seviniyor ama bu, her zaman bu şekilde yaşadığını göstermiyor. Çünkü genellikle partilere katılmıyor, birkaç sene önce polis tarafından çevrilmiş ve alkollü araba kullanırken yakalanmıştı ama bu bir istisna olarak kaldı.
Klopp oldukça disiplinli biri ve her zaman antrenmanlarda herkesten dikkat talep ediyor. Kulüpteki değerli şeylerden birisi de eğer iyi çalışmazsanız ilk 11'e giremezsiniz ve bu, Divock Origi'nin kadroya girişini ama nispeten daha yetenekli Xherdan Shaqiri'nin dışarıda kalışını da açıklıyor. Klopp antrenmanlarda herkesin yüzde yüzünü ister ve bir takımın idmanlarda sert çalışması hâlinde maçlarının daha kolay geçireceğine inanır. Firmino da bu idmanlarda hep en fazla gayret gösterenlerden biridir.

"Klopp oldukça disiplinli biri ve her zaman antrenmanlarda herkesten dikkat talep ediyor."
Bana sorarsanız değeri çok az verilen bir oyuncu çünkü bu durum yine Brezilya'daki geçmişine dayanıyor. Brezilya Milli Takımı'nda Sao Paulo'da popüler olan ve Palmeiras'ta oynamış Gabriel Jesus'un önünden forma kapmaya çalışıyor. Sao Paulo medyası Jesus'u çok seviyor. Elbette çok iyi bir oyuncu ama Firmino'nun o tarz bir desteğe sahip olduğunu düşünmüyorum. Daha iyi bir top dağıtıcı olmasına ve Brezilya'nın oyun planına daha fazla uymasına rağmen forma bulamıyor çünkü uzak bir bölgeden geliyor ve ülkenin en iyi takımlarında oynamadı.
Firmino, o kadar gösterişli gözükmese de Trent AlexanderArnold, Andrew Robertson ve orta sahadaki diğer herkesin işini kolaylaştırıyor. Zira bencil olmayan bir oyuncu, takım için oynuyor. Geçen sezonu hatırlayın, 4-3 biten Crystal Palace maçını... Firmino'nun bencillikten ne kadar uzak olduğunu anlamak için iyi bir örnek. Son dakikalarda Milner kırmızı kart görmüştü ve galibiyete tutunmaya çalışırken baskıyı hissettikleri bölümde Klopp, Firmino'ya güvendi ve onu sağ beke çekti. Bu ender görülen bir durum. Evet, Firmino dünyaya geldiği Maceio'da futbola merkez savunmada başladı ama karşısında o gün sahanın en iyisi Wilfried Zaha varken Klopp'un onu savunma görevini birkaç dakika da olsa Firmino'ya vermesi, sıradan bir durum değildi. Klopp'un ona ne kadar güvendiğini ve saygı duyduğunu gösteriyor bence.
Yavaş Yavaş
Firmino, Brezilya günlerinden bu yana Liverpool'un radarındaydı. Figueirense'de çok iyi bir sezon geçirmişti ama Ada'da büyük bir takıma gelmek çok büyük bir sıçrama olabilirdi. Avrupa'da futbolun nasıl oynanacağını idrak edebileceği, daha küçük bir kulüp olan Hoffenheim'a geldi. Mane ve Salah'ın da Avrupa'da adım adım yükseldiklerini gözlemleyebiliriz. Mane'nin Metz'de küme düşmesi, Avusturya'ya gitmesi; keza Salah'ın Basel günleri... Liverpool'da beklenti her hafta kazanmakken Hoffenheim'da baskı çok daha düşüktür. Futbolcular için bugünlerde zirve yılları 26 yaşlarından sonrasına tekabül ediyor ve Firmino 20-21 yaşında Liverpool'a gelse, belki de bugün olduğu oyuncuya dönüşemeyecekti.
Firmino'nun kulüp efsaneleriyle aynı mertebeye çıkması için lig zaferi yaşaması, bunu başaramasa da kariyerinin sonuna dek Anfield'da kalması gerek. Tarihsel etki yaratma fırsatını eline geçiren birkaç oyuncu hatırlıyorum. Luis Suarez eğer Liverpool'da futbolu bırakmayı seçseydi, kulüp tarihinin en büyük futbolcusu olarak görülecekti; şüphem yok. Ama ayrıldığı için, Liverpool'daki herhangi bir büyük oyuncudan farkı kalmadı. Firmino, Salah ve diğerlerinin elinde, o efsaneler gibi olma fırsatı var.
İstatistikler, günümüz futbolunda bir para birimi gibi. İnsanlar kendilerini haklı göstermek için sayılara başvuruyor. Bence istatistik, sonuca varmaktan ziyade fikir üretmek için kullanılmalı. Firmino gibi bir oyuncunun rakamları gayet iyi olsa da doğru alanlara yaptığı koşularla sadece kendisinin değil takım arkadaşlarının da iyi oynamasına yardımcı oluşunu anlatacak bir istatistik yok. Sahadaki hareketlilik, açıları küçük miktarlarda değiştirmek o kadar zekice olabilir ki oyunun gidişatını farklı bir noktaya götürebilir. Firmino'nun yaptığı değerli şeylerin çoğunun farkına varılmıyor çünkü birçok insan maçları televizyonda izlemeye mahkûm. Kameralar topu takip eder, Firmino'nun doğru yaptığı birçok şey ise topsuz oyunda, kadrajın dışında vuku bulur. Orta sahaya beş metre yaklaştığında, savunmanın boşalttığı yerlere iki kanadındaki takım arkadaşlarının yaptığı koşuları sayılarla ölçemezsiniz, bu zekâ ürünüdür. Benim için o, her departmanda 10 üzerinden en az sekizlik bir oyuncu. Kimilerinde dokuz, hatta on...