Yakın Plan

6 dk

Spor filmi çekmenin püf noktaları neler? Dar Alanda Kısa Paslaşmalar filminin yönetmeni Serdar Akar’a sorduk.

Futbol filmi çekmek neden zor?

Teknik olarak zor. Sayılar zor olduğu için heyecan yaratacak bir şey yapmak da zor oluyor. O yüzden, maç anını göstermek seyirci nezdinde sıkıcı hale geliyor. Futbolda top yüzlerden uzak kaldığı için seyirci topa ve ayağa bakıyor. O zaman da sadece ayakları çekmek durumunda kalıyoruz. Yüzü görmek için genel plan çekmek gerekiyor. Yani ‘bir spor karşılaşması’ olarak çekmen imkansız. Ben basketbol da çektim mesela, o çok daha kolay. Mücadele çok yakın ve top da yakında olduğu için çok şey görebiliyorsun. Çok sayı üretildiği için seyir zevki de fazla ama futbolda bunu yakalamak zor. Bir konu olmalı; sert maç, satılmış hakem, bol gollü maç filan gibi… En fazla kaç dakika sürebilir ki? Finali futbol maçıyla biten filmlerde bile maç en fazla beş dakika sürüyordur. Bir de şöyle bir şey var; 22 kişi var, hakemleri falan da koy…

Taraftarı, yöneticisi ve basını da var…

Tabii tabii, sanat sahnesi gibi bir şey.

Sen meslek hayatının başındaydın Dar Alanda Kısa Paslaşmalar’ı çektiğinde. O cesareti nereden buldun?

Orada benim yapabileceğim bir şey yoktu. Bursa’da bir mahalleyi anlatıyorsun; onlar tenis oynayamazlar. Birlikte yapılan bir şey gerekiyordu, futbol oldu. Ayrıca, o sarı-yeşil formanın geçmişimde çok yeri vardır. İçeriden onu bulup çıkarmak zor değil. Sadece benim değil; teyzelerimin, eniştelerimin…

Sonuçta formanın ötesinde sosyolojik bir şey.

Tabii ki... Tarih, futbol, üçüncü ligin profesyonel olması da hep üst üste geldi.

Nasıl bir fikirden yola çıkıldı?

En temel noktası “Bizim birlikteliğimiz ilk nasıl bozuldu?” sorusuydu ve oradan yola çıkıldı. “Amatör ruh nasıl kayboldu?”, “Sebepleri neler?” gibi sorular. Cumhuriyet’in çöküşü bile denilebilir mesela.

Peki böyle bir fikri futbol üzerinden anlatmak nereden çıktı?

Çünkü orada –amatör futbolda ve kadın futbolunda- çok fazla sıcak ve yakın temas var. 1980 İhtilali’nden önceki zamanlar... Şu an anlatılan “Eskiden derbileri beraber seyrederdik” gibi şeylerin çok yoğun olduğu zamanlar... Birlikte bir şeyler yapmanın rağbet gördüğü zamanlar.. Hiçbir şekilde maddi fayda beklenmeyen... Maddi faydadan kastım sadece para değil; şöhret gibi beklentilerin de olmadığı, samimi bir iş futbolculuk.

Şimdi baktığında filmi ve o anki psikolojini nasıl görüyorsun?

Eskide kalmış bir sıcaklık gibi… Bir daha o sıcaklık olmaz. O sıcaklığı bir daha yakalamak zor. Ne kadar tecrüben olursa olsun, çok zor.

Kalecilik pis bir iş, sizde de Erkan Can’ın kaleci olmasının bir nedeni var mıydı?

Erkan Can zaten sahanın başka bir yerinde oynayamaz. Bu film de olsa orada bir maç oynanıyor.

Endüstriyel futbol çağındayız artık ve Dar Alanda Kısa Paslaşmalar hem o dönemi anlatıyor hem de bu dönemi gösteren bir işaret fişeği gibiydi...

Film ilk çıktığı zaman, alışveriş merkezleri ve içlerindeki sinemalar daha yeniydi. O zaman da “Sinemaya giden insanlar, seyirci değil de müşteri olmaya başladı artık” deniyordu. Futbolda da bu çok net şu anda.

Sadece sinema seyircisi değil, futbol da öyle diyorsun yani...

Evet, futbol izleyicisi de müşteri gibi. Yorumcular “O satılmıyor, bu satılıyor” gibi konuşuyor.

Rıdvan, Metin, Rıza, Tanju ve Ali de oynadı filmde. Sette nasıldı bu insanlar?

Topçu uyanıklığı çok özel bir şey. Ben biliyordum az çok bunu. Hava zaten çok sıcaktı ve toprak sahadaydık. Benim istediklerimi ne kadar çok yaparlarsa o kadar çabuk evlerine gideceklerini hemen anladılar. Zaten geldiler ve bir gece önce okey oynadılar. Rıdvan almıştı bütün paraları.

Şimdilerde futbol filmi çekme fikrin var mı? Eğer çekseydin...

İki ihtimal var; ya gerçekten profesyonel ligde bir çirkeflik varsa onunla ilgili bir şey olurdu ya da lise takımı gibi daha masum bir konuya yönelirdim.

En iyi spor filmleri olarak genelde boks filmleri gösterilir. Filmle mi alakalı bu, yoksa boksla mı?

O, sporun mükemmeliyetinden. Dediğim gibi; ayakları çekmek zor oluyor. Bir de boks filmlerinde gerçekten vuruyorsun, seyircinin buna kayıtsız kalması zor.

Socrates Dergi