Yeni 9

5 dk

Andrea Belotti, geçtiğimiz sezonki performansı ile en iyi İtalyan forvet konumunda. Bunda kişisel performansı kadar ülke futbolunun santrfor sıkıntısının da payı var.

Palermo’nun çılgın başkanı Maurizio Zamparini, garip uygulamalarına rağmen Javier Pastore, Edinson Cavani ve Paulo Dybala gibi önemli genç yetenek tercihlerine imza attı. Andrea Belotti de bu listeye son eklenen isimlerden. Koltukta oturduğu süre boyunca futbolcu ve kadro seçimlerine kadar takımıyla ‘ilgilenen’ Zamparini, Belotti’yi önce AlbinoLeffe’den kiraladı sonra da satın alma opsiyonunu kullanarak transfer etti. Belotti; direkt kaleyi düşünebilen, hangi ayağıyla olursa olsun kalecileri tehdit edebilen ve bunların yanında hava hâkimiyeti de hiç fena olmayan klasik bir İtalyan santrforu olduğunun sinyallerini Güney İtalya’da vermeye başlamıştı zaten. Fakat Paulo Dybala ile takım arkadaşı olunca, gölgede kalmaktan kurtulamamıştı. Dybala, 2015’te sansasyonel bir şekilde Juventus’a imza atarken Belotti de sakin bir törenle şehrin diğer takımı Torino’ya transfer oluyordu.

Aslında kariyerinin devamı için verebileceği en iyi kararlardan biriydi bu. Torino antrenörü Giampiero Ventura’nın gençlerle çalışma tutkusu üst seviyedeydi. Alessio Cerci ve Ciro Immobile, onun bireysel açıdan oyuncularını nasıl en üst noktaya taşıdığı hususunda iki önemli örnekti. Belotti, Ventura ile bir sezon çalışıp ligde 12 golde kalsa da 2016-2017 sezonunda 26 golle Sinisa Mihajlovic yönetimindeki Torino’nun en göze batan ismi oldu. Gol kabiliyeti kadar dripling ve asist özelliklerini de geliştirmişti.

Bu yükselişinde çalışma azminin de payı büyük. Efsane antrenör Arrigo Sacchi “Gençlere güç ve cesaret veriyor, iyi bir örnek çünkü Tanrı ona büyük yetenekler bahşetmemiş olsa da cömertlik, gayret ve tutku vermiş” sözleriyle bu görüşü destekliyor. AlbinoLeffe’deki hocası Alessio Pala da “Sınırları yok, bana Gianluca Vialli’nin Cremonese dönemini hatırlatıyor” sözleriyle Belotti’nin golcülük yeteneklerine övgüde bulunurken bir yandan da onun neden bu kadar ön plana çıktığının ipuçlarını veriyor.

Tarihi boyunca savunmacıları kadar bitiricileriyle de anılan İtalyan futbolu, Christian Vieri’den beri verimli bir golcü bulamadı. Belotti’nin gol sayısının artması ve oyun kalitesinin ilerlemesi sonucunda, milli takımın 11’ine direkt giriş yapmasının sebebi de bu. İtalyanlar, ‘Yeni Buffon’, ‘Yeni Nesta’ ya da ‘Yeni Tardelli’lerini bulmuştu ama Vieri, Vialli, Paolo Rossi ya da Luigi Riva’nın tahtına oturacak yeni kuşak bir golcüleri yoktu. Ondandır ki geçtiğimiz sezon boyunca Belotti, birçok efsane ile mukayese edildi. Onu, eski antrenörü gibi Vialli’ye benzetenler de oldu, Roberto Boninsegna’ya da... Claudio Ranieri, sezon sonunda tekliflere rağmen Torino’da kalmasının da etkisiyle ona “Yeni dünyanın Luigi Riva’sı” dedi. Torino taraftarı ise Belotti’yi, takımı 1975-1976 sezonunda şampiyonluğa taşıyan ‘İkizler’, Paolo Pulici ve Francesco Graziani’nin tahtına aday görüyor.

Belotti, İtalyan futbolunun santrfor eksiğini kapatmış gibi. Üstelik kariyer planlaması konusunda olumlu adımlar atmaya devam ediyor. Büyük bir çıkıştan sonra yüklü meblağlar karşılığında yapacağı bir transfer, yeni takımına alışma süresi ve sezon başında kafalarda belirecek “Acaba?” sorusu, 2018 Dünya Kupası öncesinde onu olumsuz etkileyebilirdi. Ama Torino’da kaldı. Bu sezon 20 golün üzerine çıkması kimseyi şaşırtmayacak. Dünya Kupası’na güvenli bir şekilde gidecek ve muhtemel bir büyük transfer durumunda yeni kulübünün kafasında “Gol yükünü sırtlayabilir mi?” sorusu olmayacak.

Socrates Dergi