Yeni Eski

12 dk

Memphis Grizzlies, kısa bir yeniden yapılanma sürecinin ardından play-off'a geri döndü. Eskinin temelleri, şimdinin gerekleriyle...

Run TMC, 7 Seconds or Less, Bad Boys... Amerikan spor kültürü, lakap üretmekte oldukça maharetlidir. NBA tarihinin de geri kalır yanı yoktur, tıpkı bu üçü gibi sayısız örnek, ligin 75 senelik tarihinin tozlu raflarında kendine yer bulur. Ancak bir lakabın, aynı takımın farklı dönemlerine de ışık tutabilmesi sıkça rastlanır bir durum değildir. Memphis Grizzlies ise bugünlerde bir istisnanın peşinde. Kulüp, 2010'ların başına damga vuran takımın karakterini, günümüzün hücum gereklilikleriyle harmanlayarak 'Grit and Grind'ın geliştirilmiş versiyonunu ortaya çıkarmaya hazır.

Mesken

NBA'in Kanada açılımıyla, 1996 yılında Vancouver'da kurulan Grizzlies organizasyonu, Kuzey'de aradığını bulamadı. 25 galibiyet dahi göremeden geçen altı sezonun ardından yeni adres Memphis'ti. Pau Gasol'ün bir yıldıza dönüştüğü, elli galibiyet sınırında gezdikleri 2004-2006 arasında play-off'tan ilk kez bir kaşık aldılar. Damaklarındaki tat acıydı; zira üç sezon üst üste, ilk turda süpürüldüler.

2008'de Pau Gasol'ü Lakers'a gönderip karşılığında pek de bir şey almadıkları takas, yeniden yapılanmanın ilk adımıydı. Draft hakları Memphis'e geçen Marc Gasol, abisini barındıran alışverişin o denli tek taraflı olmamasını sağlayacaktı. Yolculuk, Mike Conley ve Rudy Gay'in etrafında başlıyordu. İyi bir çaylak sezonu geçiren O. J. Mayo iyiydi hoştu ama kulübün yörüngesini değiştirecek draft seçimini, 2009 yazında Clippers yapacaktı. İlk sıradan takıma kattıkları Blake Griffin'in dört numara rotasyonunda önünü açmak için Zach Randolph'u elden çıkarmaya hazırlardı. Hatta o kadar hazırlardı ki; karşılığında aldıkları Quentin Richardson'ı, üç gün sonra Minnesota'ya postalayacaklardı. Randolph, Clippers formasıyla o sezon çıktığı 39 maçta 20.9 sayı, 9.4 ribaund gibi ışıltılı ortalamalar tuttursa da Griffin çok daha fazlasını vadediyordu. Üstelik Z-Bo'nun gerek Portland yıllarından kalma kötü şöhreti, gerek sezon içinde Lou Amundson'a yumruk atıp oyundan atılması imajına pek yardımcı olmamıştı. Clippers'a göre, kazanan bir yapının parçası olması güçtü. Takip eden yıllar, onları feci halde haksız çıkaracaktı.

Zach Randolph, Mike Conley, Marc Gasol ve Rudy Gay

Zach Randolph, Mike Conley, Marc Gasol ve Rudy Gay

Ertesi sezon Randolph, kariyerinde ilk kez AllStar seçiliyor, Memphis play-off'un kıyısından dönüyordu. Umutlar yeniden yeşermeye hazırdı. Eksik halka, 2010 yazında takıma katılan Tony Allen'la tamamlanıyordu. Ligdeki ilk altı sezonunu Celtics'te geçiren Allen, zirveye oynamanın gereklerini birinci elden deneyimlemişti. Ancak Boston'da gölgede kaldığını hissediyordu. Özellikle play-off döneminde azalan dakikalarından mutlu değildi. Demir almaya hazırdı ve yeni limanı, ona evinde hissettirecekti. Karşılığında, Allen takıma savunma kimliğini aşılayacak, Grit and Grind kelimeleri de ilk kez onun dudaklarından dökülecekti.

Grit and Grind

"Tamamen yüreğimizle alakalı. Grit ve Grind." Grizzlies'in 8 Şubat 2011'de dönemin afili takımı Thunder'ı uzatmada geçtiği maçın ardından, nasıl kazandıklarını böyle açıklıyordu Allen. Kabaca 'azim' ve 'öğütmek, çok çabalamak' şeklinde çevirebileceğimiz iki kelime, Memphis basketboluyla özdeşleşecekti. O gün savunmada büyük bir azimle Kevin Durant'in karşısında durmuş, hücumda da çemberi zorlaya zorlaya, kalan kariyerinde daha fazlasını atamayacağı 27 sayıya ulaşmıştı. Yıllar sonra açıkladığına göre, mesajın adresiyse Rudy Gay'di. Zira parmağındaki acı sebebiyle bu maçı pas geçeceğini söyleyen takım arkadaşına "Dün değirmen smaç vururken öyle görünmüyordu" cevabını vermişti. Dirayet tohumları, soyunma odasına ekilmeye başlamıştı. 'Grindfather' lakabını alan Allen, şehirde geçireceği yedi sezonun altısında ligin en iyi savunma beşlerine seçilecekti. Arkasında, 2013'te Yılın Savunmacısı ödülünü alacak zekâsıyla Marc Gasol, onun yanında da acı kuvvetiyle Randolph vardı. Memphis, rakipleri öğütmeye hazırdı.

Play-off'a dönüş şaşaalıydı. Son sıradan trene binip, 61 galibiyetle normal sezonu kapayan Batı lideri San Antonio Spurs'le eşleştiler. Gay omuz sakatlığıyla sezonu kapamış, Mayo'nun rolü azalmıştı. Çekirdek dörtlü Gasol, Randolph, Allen ve Conley'nin merkezde olduğu yapı, altı maçta yola devam ediyordu. Lig tarihinde yedi maçlık formatta bir numaralı seribaşını deviren ikinci takımlardı. Sonraki turda, karşılarında Durant, Russell Westbrook, James Harden ve Serge Ibaka'yı barındıran Thunder vardı. Evlerindeki dördüncü maçta, 3-1 öne geçmelerine ramak kalmıştı. Ancak üç uzatmaya giden bir klasiğin ardından seri eşitlenmiş, nihayetinde yedi maçta gülen Thunder olmuştu. Bu play-off yolculuğu, takımın rotasını netleştirmişti. Sırtlar, Gay ve Mayo'nun verimsiz skorerliğine değil, çekirdek dörtlünün sağlam karakterine yaslanacaktı. Ertesi sezon ortası Gay, sonuysa Mayo, bavulları toplayacaktı.

Grit and Grind dönemi, üst üste yedi sezonluk play-off macerasıyla geçildi. Sıkça da Thunder ve Spurs'e tosladılar. En ihtişamlı sezon, 2012-13'tü. 56 galibiyetle biten normal sezon, Clippers ve Thunder'ı eledikleri bir play-off'la süslendi. Kulüp tarihinin tek konferans finali, Spurs'e karşı galibiyet alamadan neticeleniyordu.

Tony Parker, Tony Allen ve Zach Randolph

Tony Parker, Tony Allen ve Zach Randolph

Dönüşüm

2017'de Allen ve Randolph'un ayrılığıyla bir çağ kapanıyordu. Play-off'a uzak kalan Memphis'te önce Gasol, akabinde de Conley, yüzük umutlarını yeniden yeşertebilecek adreslere doğru yola çıkıyordu. Ancak Memphis'te kural belliydi; bir Gasol gider, takımı üzerine kuracak gencecik başka bir yetenek kapıdan içeri girerdi. O yetenek, 2019 Draft sınıfının iki numarası Ja Morant'ti. Morant, düşük seviye bir kolej olan Murray State'ten gelmesine rağmen yıllardır yolu gözlenen Zion'ın hemen arkasında seçilirken bazı "Acaba?" soruları duyuluyordu. Daha zayıf rakiplere karşı yaptıkları, kolej basketbolunun ağababalarından birini seçmekten daha mı riskliydi?

O yılın bir diğer önemli notu, 12 senedir genel menajer olan Chris Wallace'ın görevinden alınmasıydı. Pau Gasol takası dahil birçok hamlesi sorgulanan; Curry, Harden, Ricky Rubio ve DeMar DeRozan gibi isimlerin önünden Hasheem Thabeet'i seçen, 2016 yazında 94 milyon dolarlık bir kontratla Chandler Parsons'ı şehre getiren Wallace, takımı geliştirmeyi başaramamıştı. Yerine geçen, Zach Kleiman'dı. Otuz yaşındaki çiçeği burnunda genel menajer, soru işaretlerine kulağını tıkayıp Morant'e sadık kaldı. Conley ve Gasol karşılığında draft hakları toplarken bir yandan maaş yükünü hafifletti. Koç seçiminden de alnının akıyla çıktı. Spurs tedrisatından yetişip Mike Budenholzer'ın asistanıyken Hawks ve Bucks'ta kazanan yapıların içinde olan Taylor Jenkins'e direksiyonu emanet etti. Takımın genç nüvesiyle büyümeye hazır olan Jenkins, Yaz Ligi'ni takımın başında geçirerek başladığı Memphis mesaisinde her sezon beklentilerin üzerine çıkmayı başardı. Kleiman da öyle... 2019 Draft'ında Ja'nın yanında takıma katılan Brandon Clarke, ertesi yaz otuz numaradan seçtiği Desmond Bane ve ikinci turdan gelen Xavier Tillman'la, şimdilik turnayı gözünden vurmuşa benziyor.

Miras

Grizzlies, birkaç senelik aranın ardından gözünü yeniden zirveye dikmeye hazır. Afili süper yıldızı, açık alanı çok daha seven kurgusuyla bu takım, ilk bakışta Grit and Grind'a taban tabana zıt gibi görünebilir. Thunder'a 73 sayı fark atıp NBA rekoru kırdıkları maçta olduğu gibi bir hücum üretkenliğini, Z-Bo'nun alçak post zorlamalarıyla yan yana tahayyül etmek kolay değil. Detaylara indiğimizdeyse, on sene öncenin mirasına tutundukları alanları yakalamak mümkün.

Grit and Grind, ligin en boğucu ve sert savunmalarından birine sahipti. Çekirdek dörtlünün ilk sezonu 2010-11'i en iyi onuncu savunma takımı olarak geçtikten sonra, tek bir istisna hariç ilk onun dışına çıkmadılar. Tıpkı o takım gibi Morant önderliğindeki yeni nüve de geçen sezon ilk kez play-off biletini alırken en iyi on savunma arasına girdi. Bu yıl da o çizgiyi koruyorlar. Üstelik, Allen gibi rakibin en iyi dış atıcısını savunan Dillon Brooks'un parkede geçirdiği dakikalarda, Basketball Reference verilerine göre ligin en iyi beş savunma takımından birine dönüşüyorlar. Allen'ın aksine, Brooks'un hücumda bir zafiyet yaratmaması da büyük artı.

Ja Morant

Ja Morant

Memphis, geçen sezon ligin maç başına en çok top çalan takımıydı. Tıpkı 2011'de olduğu gibi... Rakipleri top kaybına zorlama konusundaki maharet de buna paralel olarak iki yapının pozitif yönde benzeştiği başlıklar arasında. Cleaning the Glass verilerine göre bu alanda lig beşincisi olan Memphis, genç çekirdeğin olgunlaşmasıyla önümüzdeki yıllarda da üst sıralarda kalmaya aday.

2010'lardaki Grizzlies, Z-Bo ve Gasol etkisiyle hünerli bir hücum ribaundu takımıydı. Bu sayede ekstra şanslar üretiyor, düşük verimli şut performansını bir nebze ikame ediyordu. Benzer şekilde, bu Memphis de efektif saha içi yüzdesinde ligin en zayıf on takımı arasında. Çözüm üretmek için yazdıkları reçetede tanıdık bir ilaç var: Hücum ribaundları. Bu sezon rakip potada oluşan ribaundların yüzde 32.4'ünü çeken Grizzlies, bu alanda lig lideri. Eski günlerdeki gibi... Bu sezon ligin en az üçlük hacmine sahip üç takımından biri olmaları, yine geçmişin hayaletini hatırlattıkları konular arasında.

Grizzlies, 2010'lardan miras kalan sağlam temellerle artık sınıf atlamaya hazır. Z-Bo gibi Michigan State'te Tom Izzo tedrisatından geçip Memphis'e gelen Jaren Jackson Jr. şut tehdidiyle daha fazla alan açabiliyor. Yedi sene boyunca ikinci kısa üreticiyi bulamadıkları yıllara inat, sezonun en çok gelişme kaydeden oyuncularından Desmond Bane, o görevi üstlenebilir vaziyette. Kadro derinliğinden yakındıkları yılların üzerine, De'Anthony Melton'dan Brandon Clarke'a, ligin en derin rotasyonlarından birine sahipler. Bir de zamanında sahip olmadıkları bir lükse, lavabo açıcı edasıyla hücumdaki her türlü tıkanıklığı açmaya mazhar Ja Morant'e…

Zach Randolph'un 50 numaralı forması, 11 Aralık'ta emekli edildi. Marc Gasol, Conley ve Allen'ın formaları da yakın gelecekte FedEx Forum'daki yerlerini alacak. Memphis sakinleri, bundan 15 sene sonra benzer bir töreni Morant'in 12 numarası için tertip etmenin hayalini kuruyor. Diğer dört formanın kıyısına, şampiyonluk bayrağının hemen yanı başına...

Socrates Dergi