Yeni Sayfa

3 dk

Erman Yaşar, kariyerinde yeni bir sayfa açan Cristiano Ronaldo'nun Juventus'a transferini kaleme alıyor.

Real Madrid, 26 Mayıs 2018 akşamı Kiev’de Liverpool’u 3-1 ile geçerken takım üst üste üç, son beş sezonda dört, toplamda ise 13. Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna ulaşıyordu. Bu, kupanın ilk yıllarında yine Real Madrid tarafından elde edilen üst üste beş şampiyonluktan beri kurulmuş en büyük dominasyondu ve futbol endüstrisinin geldiği nokta düşünüldüğünde, 60 sene önce yapılandan çok daha zor ve değerliydi. İlk dönemin sembol ismi Alfredo Di Stefano, kulübün de onursal başkanı ve en büyük efsanesiydi. Yeni dönemin en büyük yıldızı ve sembolü ise Cristiano Ronaldo’ydu. Ve maçın bitiminde kendisinin ağzından dökülen sözcükler, kutlamaların gazının biraz kaçmasına neden oluyordu: “Real Madrid için oynamak çok güzeldi. Daha fazlasını ilerleyen günlerde konuşacağım.’’

Cristiano benzer açıklamaları bir önceki sezonda, hatta daha da geriye gidersek Mourinho döneminde dahi yapmıştı ve bunun her zamanki gibi bir blöf olduğu düşünüldü. Medyada Neymar’la ve Messi’yle eşit kontrat almak istediği, kontratındaki bedelsiz kalma maddesinin 100 milyona çekilmesine içerlediği, tribünlerle iletişiminin geriye gittiği ve vergi kaçırma davalarından dolayı yıprandığına dair birçok neden gösterildi. Bu dönemde, Real Madrid Başkanı Florentino Perez de Ronaldo’ya beklenmedik şekilde sert çıktı ve sonrasında takımda kalması için hiçbir girişimde bulunmadı. Artık ipler kopmuştu ve kralın yeni bir adresi olacaktı. O adres de henüz birkaç ay önce Şampiyonlar Ligi tarihinin en güzel gollerinden birini atarak yıldızlaştığı Allianz Stadyumu’ndan başka bir yer değildi. Tribünler onu rakip oyuncu olarak ayakta alkışlamıştı ve artık o eşsiz oyuncu, kendileri için ter dökmeye geliyordu.

Dokuz yılda kazanılan iki lig şampiyonluğu, dört Şampiyonlar Ligi zaferi, diğer kupalar ve 438 maçta 451 gol gibi akıl dışı bir karne ile biten Real Madrid döneminden sonra Ronaldo, Juventus’ta neler yapabilir? Evet, artık 34 yaşına doğru ilerliyor ancak vücuduna 40 yaşına kadar oynayabilmek için yatırım yaptığını unutmamak gerek. Juventus yıllardır Serie A’yı kazanıyor ve Ronaldo’dan da beklenti kuşkusuz Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu için onlara yardım edebilmesi. Juventus kariyerinde kazanacağı şampiyonluklar ona Messi ile girdiği amansız yarışta çok yardımcı olmayacak ancak Juve forması ile kazanacağı bir Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu, bu tartışmada Portekizlinin elini hiç olmadığı kadar güçlendirebilir. Zaten Ronaldo’nun da yeni serüvenindeki ana motivasyonu bu gibi görünüyor; yıllardır Şampiyonlar Ligi’nin ucundan kıyısından dönen Juve’yi Avrupa’nın en büyüğü yapmak ve herkese Ronaldo’ya sahip olmanın ne demek olduğunu göstermek.

Manchester United formasıyla Premier Lig’i, Real Madrid formasıyla da La Liga’yı sallayan ve dünyanın iki zirve liginde rüştünü ispatlayan Ronaldo’nun Juventus seçimine biraz da böyle bakmak lazım. Üçüncü büyük ligde de kalıcı bir imza atarak Messi’ye yönelik Barcelona dışına çıkınca sıradanlaşma (misal; Arjantin Milli Takımı) ve bu yüzden başka bir takıma gitmeme eleştirilerini daha da sağlamlaştırma ihtimali, muhtemelen Portekizliyi de iştahlandırıyordur. Ronaldo, dört senelik kontratın sonunda gol krallıkları ve kupalarla dolu bir İtalya kariyerine sahip olursa ezeli rakibi Messi’yi birçok anlamda geride bırakabilir. Peki bunu başarabilir mi? Bekleyecek ve hep birlikte göreceğiz.

Socrates Dergi