Yıkım

10 dk

Türkiye’de ihmaller nedeniyle verilen kayıplara her gün yenileri ekleniyor. Aslı Nemutlu da onlardan biriydi ve kaybıyla hepimizi büyük bir karanlığa itti.

Türkiye’de kış sporları, hemen hemen 2011 Kış Üniversite Oyunları ile başlar. Kısa zamanda Erzurum’un sembolü haline gelen Kiremitliktepe kayakla atlama kulelerinin resmi açılışı yapılmış, 2014 Soçi’ye sporcu götürme hedefiyle kurulan kayakla atlama milli takımı şehrin kahramanları ilan edilmiş, kış sporları daha önce hayal dahi edilemeyecek şekilde ilgi görmüş ve bir anda ulusal çapta haber niteliği taşımaya başlamıştı. 2010’lar öncesinde bunu tahmin etmek büyük ölçüde imkânsızdı. Oysa artık kar üstünde yapılan sporlar, elit bir hafta sonu kaçamağı olmaktan çıkmış; tesisleşme, altyapı kurma ve bölgedeki gençlerden sporcu havuzu yaratma konusundaki adımlar sayesinde saygınlık kazanıp ‘kış sporları’ adını almıştı.

Takdir edersiniz ki çok sürmedi. “Bir işe Türk gibi başla...” diye giriş yapan klişe cümlenin ilk bölümünde kaldı her şey, devam edemedi. Türkiye Kayak Federasyonu yetkilileri, üniversite oyunlarından çok daha değerli olan 2012 FIS 23 Yaş Altı Dünya Şampiyonası için sokaktan seyirci toplamaya çalışırken basın organizasyona hiç ilgili göstermemiş, şimdinin dünya ve olimpiyat şampiyonu sporcuları da tek başlarına, antrenman yapar gibi yarışıp gitmişlerdi. Ancak 2012 yılında, kış sporları adına çok daha korkunç bir şey yaşandı.

Harry Potter evreninde “Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen” vardır. Felaketlere neden olmuş, tüm evreni neredeyse yıkıp geçmiştir. İsmini söylemek, o evrendeki herkeste kötü anılar canlandırdığı için kimse buna cesaret edemez. Aslı Nemutlu’nun kazası da Türkiye’deki kış sporları için aynı anlamı denk taşıyor. Silinmesi de mümkün değil.

Ocak 2012

Milli alp disiplini sporcusu Aslı Nemutlu, hafta sonunda yapılacak süper dev slalom yarışı için Erzurum Konaklı’daki pistte antrenmana çıktı. Rapora göre, antrenman sırasında kayağı ayağından çıktı, dengesini yitirip tahta kar perdelerine çarptı. Ambulans 20 dakika mesafedeydi ve acil yardım gerekiyordu. Kara bata çıka Aslı’nın yanına giden kayak eğitmenleri ilk müdahaleyi yapmaya çalıştılar, durumu kritik olan Aslı kurtarılamadı.

Dava açıldı. Türkiye Kayak Federasyonu’nun o dönemki başkanı Özer Ayık, antrenörler Fidan Özbakır ve Recep Dilik ile il temsilcisi Nevzat Bayraktar için, ‘taksirle ölüme neden olma’ suçundan dolayı 2-6 yıl arası hapis cezaları istendi.

Bilirkişi olarak atanan Kayak Federasyonu antrenörleri Fatih Kıyıcı ve Orcan Mızrak’ın yetkililer tarafında ihmal olduğuna yönelik raporu doğrultusunda dava başladı.

Şubat 2012

Dönemin Türkiye Kayak Federasyonu başkanı Özer Ayık, savunmasını yaptı. O gün Avusturya’nın Innsbruck kentinde olduğu için, olayın kendisiyle herhangi bir bağlantısının olamayacağını anlattı. Yanında getirdiği dosyayla sunum yaparken dünyanın hiçbir yerinde güvenlik ağı diye bir sistemin var olmadığını, bu sistemin uygulanması halinde Erzurum’daki piste 400 km uzunluğunda bir ağ gerekeceğini ve bunun da devlete külfet olacağını anlattı. Hiçbir sporcunun iki tarafı ağ ile örülü bir pistte kayabileceğini düşünmediğini ekledi. FIS Kuralları’na göre ise koruyucu ağ olmadan herhangi bir yarış yapılamıyor.

Dava ertelendi.

Kasım 2012

Haziran ayında eksiklerin giderilmesi için mahkemenin istediği ikinci bilirkişi raporunda Orcan Mızrak, ilkinin tam tersi yönünde bir rapor sundu. Antrenmanın bir Türkiye Kayak Federasyonu organizasyonu olmadığını, Aslı ve antrenörlerinin talimata aykırı davrandığını ve pistte herhangi bir eksiğin olmadığını anlatan bir rapordu bu.

Davada suçlanan Aslı’nın antrenörü Fidan Özbakır, olayı anlattı. Onlara verilen saatte Erzurum Kayak Kulübü de antrenman yaptığından, kendi antrenmanlarının 11.30’a ertelendiğini, Aslı’nın ise süper dev slalom kayaklarını almak için havaalanına gittiğini ve geç kaldığını anlattı. Döndüğünde kayaklarının ayağına uymadığını söyleyen Aslı’dan ısınmasını istediğini ve Aslı’nın, serbest kayarken yanlışlıkla diğer antrenmanın bulunduğu kapıya girdiğini ve kazanın bundan dolayı gerçekleştiğini beyan etti. Aynı zamanda bulunduğu noktadan olaya birebir şahit olmadığını, Aslı’nın daha önce de 2008’de kar perdeleriyle çevrelenmiş bir pistte kaydığını ve bu konuda kendisinin herhangi bir suçu olmadığını belirtti.

Aslı’nın annesi Ayşe Elerman Nemutlu ise kar perdelerinin ölüm sebebi olduğunu, başkan Özer Ayık’ın başında bulunduğu federasyonun ihmaller sebebiyle sorumlu tutulması gerektiğini, antrenman pistine yakın herhangi bir sağlık ekibinin bulunmadığını ve Aslı’nın, hocaları tarafından kucakta taşındığını anlattı.

Başkan Özer Ayık ise neden yargılandığını anlayamadığını yeniden belirtti.

Dava ertelendi.

Temmuz 2013

Nemutlu Ailesi duruşmaya, mimarlık profesörü ve Uludağ kayak pistinin projesini çizen Prof. Dr. Alper Ünlü’yü getirip çizimlerle Aslı’nın antrenman yaptığı pistteki ihmalleri anlattırdı.

Federasyon başkanı Özer Ayık’ın avukatı Talat Göğebakan “Beyanı alınan uzman kişi Prof. Dr. Alper Ünlü’nün tanık olarak dinlendirilmesinin doğru olmadığı kanaatindeyiz. Yargılamanın Ceza Mahkemeleri kanun hükümlerine uygun olarak yapılmadığını düşünüyoruz. Tanık, herhangi bir pistin tasarlanmasında fiilen çalışmamıştır. Bu konuda tecrübesi de yoktur” dedi.

Dava ertelendi.

Ekim 2013

Mahkeme, Nemutlu Ailesi’nin talebi üzerine 21 Ocak’ta keşif yapılmasına karar verdi. Kaza gününde pistteki hava şartlarının ve kar perdelerinin varlığının yarattığı etkinin anlaşılması için bir mimar ve bir meteoroloğun da keşif ekibinde olmasına karar verildi. Davaya pist sorumlusu, federasyon genel sekreteri ve mekanik işler sorumlusu da davalı olarak eklendi.

Dava ertelendi

Ocak 2014

Planlanan keşif, federasyon başkanı Özer Ayık’ın da içinde bulunduğu yedi kişilik bir davalı grubun reddi hâkim talebi sebebiyle iptal edildi.

Kasım 2014

Belirlenen tarihlerde önce reddi hâkim, sonrasında bilirkişilerin toplanamaması ve son olarak da bilirkişilerin mazeret bildirmesi sebebiyle, daha keşif yapılamadan yeni duruşma başladı.

Dava, keşifler yapılamadığı için Ankara Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Aslı’nın babası Metin Nemutlu, sekiz üniversiteden 25 bilirkişinin çeşitli sebeplerden dolayı görevlerini ‘her nedense’ yerine getiremediğini belirtti.

Aralık 2014

Bilirkişi bulunamaması sebebiyle, keşif bir kez daha iptal edildi.

Haziran 2015

Duruşmaya katılmayan sanıkların son savunması istendi. Aslı’nın annesi Ayşe Elerman Nemutlu, “Sanıklar sadece süreci uzatıp pürüz çıkarmaya ve davayı erteletmeye uğraşıyorlar” diyerek tepki gösterdi.

Dava ertelendi.

Ekim 2015

Karar açıklandı. Özer Ayık ile Kayak İl Temsilcisi Nevzat Bayraktar 2 yıl 6’şar ay, antrenörler Recep Süleyman Dilik ile Fidan Kırbaç Özbakır, TKF eski Genel Sekreteri Ahmet Muhtar Kurt, Konaklı Kayak Merkezi pistlerinden sorumlu Ahmet Demir ve mekanik işlerinden sorumlu Ebubekir Urhan ise 1 yıl 8’er ay hapis cezasına çarptırıldı. Karar sonrası Aslı’nın annesi Ayşe Elerman Nemutlu, “Para ve hapis kısmına bakmıyorum. Adaletin yerini bulması için Aslı ile yer değiştirmeleri lazım ama bu mümkün değil. Aslı’yla yer değiştirseler belki adalet yerini bulurdu. Aslı 17 yaşında vefat etti, 18’ine girecekti. Bugün de 17’nci duruşmada karar çıktı” dedi.

Haziran 2016

Gençlik ve Spor Bakanlığı suçlu bulundu ve Nemutlu ailesine 236 bin 777 lira tazminat ödemek durumunda kaldı. Para, Nemutlu Ailesi’nin Aslı’nın anısına kurduğu Aslı Nemutlu Genç Sporcular Derneği’ne bağışlandı, yeni sporcuların yetişmesi için.

Bugün

Türkiye Kayak Federasyonu, bu olaydan sonra toparlanamayacak şekilde dağıldı. Başkandan hocalara, sekreterlerden sporculara herkes, geri dönüşü mümkün olamayacak şekilde etkilendi. Kaza ve dava, geride kızını kaybeden bir aile bırakmakla kalmadı; Türkiye’de bir sporu neredeyse yok etti.

Kış sporları, 2010’ların başında Türkiye’ye Kış Olimpiyatı ev sahipliği getirecek bir projeyle başlamıştı. Aslı’nın kazasına ve ölümüne sebep olan ihmaller ise bu olayla sınırlı kalmadı. Türkiye tarihinin ilk FIS Dünya Kupası organizasyonu, elektrik kesintisi sebebiyle ertelendi. Finansal problemler dolayısıyla önce Kıtasal Kupa ayakları iptal edildi. Sonrasında Türkiye, “Heyecan verici yeni bir lokasyon” olarak girdiği takvimden çıkarıldı. 2014 Soçi’ye sporcu götürme hedefiyle kurulan Türkiye Kayakla Atlama Milli Takımı ise 2012-2014 arasında bakım ve onarım ihmalleri sebebiyle her yerinden patlak vermeye başlayan Kiremitliktepe kayakla atlama kulelerinin yıkılmasıyla dağılma noktasına geldi.

Türkiye Kayak Federasyonu sıfırdan başlamaya çalışıyor. Yönetim kadrosu değişti, kuleler de yeniden yapıldı, hazır hale gelmek üzereler. Ancak sekteye uğrayan gelişim, belki de asla hedeflenen seviyeye ulaşamayacak. Nemutlu Ailesi ise Aslı için kurdukları dernekle genç sporculara destek olmaya çalışıyor. Aslında onlar da sıfırdan, yeni bir hayata başlamaya çalışıyorlar. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını bilseler de...

Socrates Dergi