Zaccharie Risacher: NBA Draft’ının Bir Numaralı Seçimiyle Tanışın
5 dk
2024 NBA Draft’ında Atlanta Hawks tarafından ilk sırada seçilen Zaccharie Risacher, üzerinde bu baskıyla NBA kariyerine başlamaya hazırlanıyor. Biz de Fransa basketbolu efsanesi Alain Digbeu’ye ülkesinin genç yıldızını sorduk.
2024 NBA Draft’ı, geçen yılın ardından insanları heyecanlandırmakta güçlük çekse de büyük organizasyonların başarıya giden yolda iyi rol oyuncuları veya yıldızlarını tamamlayacak parçalarını geçtiğimiz iki gecede bulmuş olabilirler. Wembanyama gibi bir anomalinin çıkmadığı sınıfta kendini ayrıştıran isimlerden ikisi Wembanyama’nın topraklarından, Fransa’dandı. Alex Sarr ve Zacharrie Risacher, birinci sıra için öne çıkan iki isimdi. Sarr, 2021 yazında İspanya’dan Avustralya’ya tek yön bir bilet aldı. Risacher ise Avrupalı basketbolseverlerin gözü önündeydi. Fransa basketbolu ve ASVEL efsanesi Alain Digbeu ile Risacher’yi konuşmak için sohbete başladık ama konu önce Zaccharie’nin babası ve Alain’in eski takım arkadaşı Stephane’den açıldı.
“Stephane çok sakin biriydi ve hiçbir zaman duygusal bir oyuncu olmadı. Arada sırada yumruğunu gösterirdi, bağırırdı ama çok nadiren. Sandre… Eşi, Zacharrie’nin annesi de sporla çok yakından ilgilenen biri. Canal+’ün Fransa’da basketbol yayımladığı ilk zamanlardan beri çalışıyor. Zacharrie’ye çok ses çıkarmadan, sakince ve saygılı bir eğitim verdiler. Kız kardeşi de başarılı bir basketbolcu. Ama en önemlisi, ayakları yere basan bir aile. Zacharrie baskıları bu şekilde gayet iyi yönetti. Stephane ve Sandre’nin spor dünyasına hakim olmaları çok büyük avantaj. İşin yönlendirme kısmı çok önemli çünkü piyasayı biz biliyoruz; nasıl yönetiyorlar, nasıl çeviriyorlar. Şimdi birinci sıradan seçildi, bunun avantajı da dezavantajı da var. 1998’de Olowokandi seçilmişti. İngiltere’den gelmişti ama çok kötüydü. Sıkça eleştirildi. Ama şu an ‘scouting’ olarak çok profesyonel çalışılıyor. Oyuncuların ailelerinden, mental desteğinden basın danışmanlarına kadar birçok parametre var. 10-12 yıl önce bile bunlar yoktu. Artık daha profesyonel yaklaşılıyor.”
Hawks’ın ilk sıradan seçtiği Risacher, şu anda NBA’i sürükleyen kabullerden iki tanesinin temsilcisi: Fizikli kanat oyuncusu ve uluslararası pasaporta sahip. Altyapı organizasyonlarında ve NBA’de scout olarak mesai yapmış Alain Digbeu, yeniden sözü alıyor ve Amerika basketbolunun yaşadığı sorunlara NBA organizasyonlarının nasıl reaksiyon verdiğini anlatıyor:
“Avrupa’da erken yaşta basketbol oynamayı öğreniyorsunuz. ‘Pick & roll’ün nasıl oynanması gerektiğini, omuz omuza nasıl temas alınmasını, zamanlamayı, üçgeni aklında tutması gerektiğini; kimin boş kalacağı ve yardım gelirse kime pas atacağı gibi okumaları öğretiyorlar. Amerikalılar, o kadar detaylı çalışmıyor çünkü her şey fiziksel olarak ön plana çıktığı için strateji ikinci hatta üçüncü planda kalıyor. Scout olduğum dönem bir tane dünya şampiyonası vardı. Jalen Suggs, Scottie Barnes, Tyrese Haliburton oynamıştı ama onların bile eksiklerini görüyordun. Bu isimler uçtuğu için genelde maçları çözüyorlar. Daha hızlı koşuyorlar, daha yükseğe sıçrıyorlar, daha kuvvetliler ama Avrupa basketbolu, ABD’yi yeniyor çünkü Amerika’nın altyapı sisteminde bir sıkıntı var. JJ Reddick’in podcast’inde de bundan bahsediyorlardı: ‘Amerika’da bir sıkıntı var. Üretemiyorlar.’ Bizim zamanımızda kapalı kutu gibiydi. ‘Belki bir tane çıkar’ diye konuşurlardı ama şu an daha çok ilgi var ve bazı Amerikalı koçlar seminere katılmak, Obradovic’le görüşmek için Avrupa’ya gelmeye başladı. Popovich zaten bu trendi başlattı.”
Avrupalılar oyunu domine ederken medya ve kamuoyunun sıradaki hamlesi ise NBA’in yüzü olabilecek isimleri ön plana çıkarmaktı. Anthony Edwards ve Jayson Tatum göz önündeki iki isimdi. Luka Doncic veya başka bir isim eksenindeki tartışmalarda da ilk onlar akla geliyordu. Savunmaların çoğunlukla 'switch' merkezli olduğunu düşündüğümüzde forvet oyuncularının peşinden gidenler çoğaldı. Topu yere vurup sahayı genişletebilen forvet oyuncuları size başarı garantisi vermiyordu ama ligde rekabetçi bir takım kurmanın kısa yoluydu. İşte burada Risacher’nin malzemesi ve potansiyeli, yöneticilerin güvenini kazandı.
Lotaryanın dışına çıkması büyük sürpriz olurdu ancak sezon genelinde “Birinci sıradan kim seçilir?” sorusunun ilk cevabı değildi. Şut formu, fiziksel özellikleri, yaşı ve daha birçok parametre onun tabanını yukarı çekti. Yani Risacher, takımlar için atılabilecek bir zardan ziyade güvenilir bir tercihti. Bunda Bourg’daki son sezonu da önemli bir parametreydi. Daha dar alanda, stratejisi daha fazla olan savunma düzenlerine karşı test edilmişti. EuroCup’ta sezon sonuna ilerledikçe üstündeki şüpheler iyice artmıştı çünkü EuroCup’ın normal sezonunda yaptığı istatistikler, eleme maçlarında neredeyse yarı yarıya inmişti. Karşısında kendisinden kısa olsa da enine büyük biri çıktığında Risacher’yi oyundan düşürebiliyordu. EuroCup’ı istediği gibi kapatamayan 2005 doğumlu oyuncu, Fransa Ligi play-off’larında üstüne yapışmaya yakın olan kötü etiketlerin bir kısmını söküp attı. Ancak savunma tartışmalarındaki her argüman şu cümleyle son buluyordu: Fiziğini geliştirmesi lazım. Draft’a yaklaşırken ona 3&D etiketleri iyice yapıştırıldı. Alain ise bu etiketleri kabul etmeyerek bunların ezbere söylendiğini dile getiriyordu:
“Bence her anlamda kolaylaştırıcı bir oyuncu olacak. ‘Playmaking’ katkısı bile verebilir. Mesela Paul George gibi… Onu 3&D olarak göremiyorum. Bu etiket ona ait değil. Savunmada aç ve motivasyonu var ama ‘lockdown’ bir savunmacı profili yok. Bazen çok kolay geçiliyor. Vücuduyla alakalı öğreneceği çok şey var; nasıl dengesini koruyacağını, kollarını ve ayaklarını nasıl kullanacağını ve göğsünü nasıl kullanması gerektiğini öğrenecek. Mesela Jayce Carroll gibi birini savunuyorsa kaybolur çünkü Real Madrid 15 tane perde hazırlıyor ve sonrasında Carroll bomboş çıkıyor. Risacher dayanamaz o perdelere. Bir sürü şey öğrenmesi gerekiyor ama fiziksel olarak kendisini ne kadar tanıdığı da çok kritik bir nokta.
3&D konusunda -dediğim gibi- insanlara pek katılmıyorum. Bu söylemler biraz ezbere geliyor bana. Bir kere oyuncunun potansiyelini aşağı çekiyorsun. Sadece savunma tarafı değil, ‘3&D’ diyorsan çok etkili bir şutör olmalısın. Şu anda öyle değil. Potansiyeli var mı? Evet, kesinlikle var. Tartışılmaz. Fakat mekanik ile ilgili zaten sıkıntı var, şutu atarken ufak bir mola veriyor. 3&D olabilmek için alıp atacaksın. Ama Risacher alıyor, düzeneği kuruyor ve sonra şuta kalkıyor. İyi bir savunmacı, close-out’u iyi savunan biri, Risacher çok uzun olsa bile yetişir. Bunun da üzerine gitmesi lazım. Zacharrie’nin profili belli. Boyu 2.06 ve ‘ball handling’i fena değil, kolları çok uzun değil ama fiziksel olarak tam bir NBA fiziği var. Franz Wagner gibi bir şey düşün… Boris Diaw gibi diyemeyiz. Diaw’ın kafası oyun kurucu gibi çalışırdı. Fiziğine rağmen aslında oyun kurucuydu. Risacher daha çok kolaylaştırıcı bir oyuncu olacak. Michael Porter Jr. güzel bir örnek. Ama o ayak çabukluğu yok. Porter çok hızlı ve atletti. Onun belinde sıkıntı olmasıydı, farklı bir noktada olurdu. Ama ona yakın... En iyi senaryo Michael Porter Jr. olabilir Risacher için. Aradaki boşluğu kapatacak mı? Sonuçta çok genç bir oyuncu.”
Fotoğraf: EuroCup
Avrupalı forvet oyuncularının NBA’de fark yarattıkları noktalar hep değişkenlik gösterdi. NBA’deki atletlerle kolay kolay aşık atamayan Avrupalılar, bu açığı ya oyun zekâsıyla ya da şutör özellikleri ile kapattılar. Hidayet Türkoğlu, Peja Stojakovic gibi isimlerin NBA’de kendilerine yer açmalarının ana sebepleri bunlardı. Fizikselliğe karşılık verebilen oyuncularda ise Nicola Batum ve Andrei Kirilenko akla ilk gelen isimler ancak liste uzayıp gitmiyor. Çünkü bu tarz oyuncuların muadillerini ABD’nin her eyaletinde bulmak mümkün. Risacher ise profil itibarıyla bu oyunculardan ayrışabilir. Zacharrie profilindeki isimler, sıkışan yarı saha hücumlarında forvetten oynadıkları ikili oyunlar, sırtı dönük oyunlarla takımlarına da hücumda farklı bir boyut kazandırabiliyor. Bourg’da ise Risacher’yi topa ihtiyaç duymadığı, ona hazırlanan oyunlarda gördük. Şimdi Hawks’ın yolunu tuttu ve oradaki birinci söz sahibi isim Trae Young. Amerikalı oyun kurucunun sahada topu atmaktan imtina etmediğini hepimiz biliyoruz. Risacher’nin çaylak yılında topla çok haşır neşir olduğu sekanslar çok fazla olmayacaktır. Burada takım içindeki veteranlar devreye girecek. Detroit gibi ne yaptığı belli olmayan bir yapı içinde kaybolmaktansa yolunun Atlanta’ya düşmesi Zacharrie için her açıdan olumlu oldu. Onunla aynı dili konuşan Clint Capela ve artık veteran rolüne iyice yaklaşan Bogdanovic’in varlığı Risacher için büyük şans olacak. Tam bu noktada Alain hemen lafa girip Pau Gasol'le bir anısını paylaşıyor:
“Gasol'le sohbet ettiğimizde ‘Ben şanslıydım. Memphis’te Stromile Swift ve Jason Williams çok yardımcı oldu bana. NBA’deki yaşam tarzını öğrenebilmek için yanımda durdu’ demişti. O yüzden organizasyon çok kritik bir parametre. Gittiğin organizasyonda iyi bir mentör bulabilirsen kariyerine olumlu etkileri olur. Ama korsan bir takıma gidersen; kimse umursamıyor mu, konuşan kimse yok mu, bir de antrenör seni oynatmıyorsa işin çok zor. Takımdaki veteranlar da çok kritik. Bogdanovic’in orada olması çok büyük artı. Spurs’e gitse çok daha rahat bir adaptasyonu olurdu ama dördüncü sıraya düşmesi çok zordu. Bir de Wembanyama’nın gölgesinde kalırdı.”
Peki Zacharrie’yi ilk sezonunda ne bekliyor? Babası gibi sakinliğini ve sükûnetini bozmayan Risacher kurtlar sofrasında ne yapacak? Topu tekrar Alain’e verdiğimizde ise iyi bir dinleyici olmasını ve daha sonrasında nasıl bir karaktere dönüşmesi gerektiğini anlatıyor:
“Aile ne kadar iyi iletişim kursa da biraz çocuğa bağlı. Dinler mi dinlemez mi… Ailede spordan gelen insanların olması çok büyük bir avantaj. Mesela Stephane, Zacharrie ile her şeyi konuşuyor. Ama her şeyi. Sınırı yok çünkü Zacharrie iyi bir dinleyici. Babasına saygı duyuyor ve bütün paylaştığı bilgileri alıyor. Bunun yanında Zacharrie çok güzel, nazik, uslu bir çocuk. Ama gözlerinden ateş çıkan bir Risacher’yi ne zaman gördük? Hiçbir zaman. ASVEL’de hata yaptıktan sonra T.J. Parker, onu kenara aldığı zaman hiç reaksiyon vermemişti. Sıfır duygu… İçinde kor ateş varsa onu yansıtman lazım. Scout’lar oyun motorunu görmek ister. Oyun motoru ne kadar yüksek, ne kadar 'bad boy' olabilir… Bunlar çok kritik. Rotasyonda yerini korumak istiyorsan birini yemen lazım. Risacher henüz öyle biri değil.”
Günün sonunda Risacher, birinci sıradan seçilen oyuncular kümesinde bir daha çıkmamak üzere yerini aldı. Bunun Risacher adına bir şans mı yoksa lanet mi olacağını zaman gösterecek. Alain’e kaydı kapatmadan “Ne yapması lazım?” sorusunu sorduğumuzda ise cevabı:
“Risacher’nin fiziğini geliştirmesi lazım. Kas kütlesi eklemesi, fiziğini birkaç seviye yukarı çıkarması gerekiyor. Hawks’ın yaz dönemini nasıl geçireceği de çok kritik. Yeniden yapılanmaya gidecekler mi, gideceklerse hangi seviyede olacak bu? Risacher’ye nasıl bir alan açacaklar… Sonuçta birinci sıradan seçtiğin adamı G-League’e yollamazsın. İlk beş sıradaki tüm takımlar onu istedi. Hawks, Wizards, Rockets, Spurs ve Pistons… Bu bir gerçek. Ve birinci sıradan seçildi. Kariyeri boyunca onunla gelecek bir şey, kimse buna karşı çıkamaz. Malzeme çok iyi ama hâlâ tam hazır değil. Bir sene daha Avrupa’da kalsaydı kötü olmazdı. Güzel bir çocuk, hamuru da çok iyi. Artık bekleyip göreceğiz…”