.jpeg?w=3840&fit=max&q=75)
Zincir ve Kafes
8 dk
ABD Jimnastik Takımı'nın eski antrenörlerinden John Gedert, 24 farklı suçlamayla karşı karşıya kaldıktan saatler sonra intihar etti. Şimdi bu öyküden doğru dersleri çıkartma zamanı.
"2016 öncesi Birleşik Devletler Olimpiyat Komitesi, hentbolda devreye girip branştaki işlevsizliklerle ilgili yaptırımlar uygulamaya karar vermişti. Hentboldan sonra sıra tekvandoya geldi. Tekvando federasyonunun gücü de elinden alındı zira mali sorunlarla boğuşuyorlardı, küçülmeye gidildi. Ancak sporun başındaki insanların uğraştığı bu sorunlar, Amerikalı jimnastikçileri uzun süredir milli takım doktoru Dr. Lawrence G. Nassar'dan ve onun gibi pek çok tacizciden korumadaki başarısızlığa kıyasla ancak kırmızı ışıkta geçme ihlali kadar basit kalırdı."
The New York Times yazarı Juliet Macur, 2018'de 'Nassar Davası'na dair kaleme aldığı yazıya bu cümlelerle başlamıştı. ABD Jimnastik Milli Takımı'nın olimpiyatlarda altın madalya kazanan yıldızlarının yüzlerindeki gülümsemenin perde arkasındaki karanlık hikâyeler geçmiş yıllarda ortaya çıkmıştı. Sporcular, sosyal medya ve basın aracılığıyla başlattıkları mücadeleyi mahkeme koridorlarına da cesur bir şekilde taşımış, Nassar tam 265 genç kadını taciz etmekle suçlanmıştı. 2012 Londra'da altın madalya kazanan takımın üyelerinden Jordyn Wieber, meseleyi en çarpıcı şekilde özetleyenler arasındaydı: "Ailem, beni takım doktoru Nassar'a ve Birleşik Devletler jimnastik yöneticilerine emanet etti. Onlara güvendi. Ve biz iki tarafın da ihanetine uğradık. Hiç kimse beni ve takım arkadaşlarımı korumadı."
İnsan Ticareti
Larry Nassar, onlarca farklı suçtan ötürü hüküm giydi ve yaşamının geri kalanını hapiste geçirecek. Ancak skandalın merkezindeki tek isim o değildi, perde arkasında başka suçlular da vardı. 2012 Londra'da kadınlarda jimnastik takımının başında bulunan John Geddert, bu konuda suçlanan en yüksek rütbeli kişiydi. Geddert Davası, Nassar Davası'ndan doğdu ki zaten ikili, yakın arkadaştı. Aynı zamanda Geddert, spor salonu Twistars'ta Jordyn Wieber dahil üzere pek çok sporcunun bireysel antrenörlüğünü de üstlenmişti. Nassar da aynı spor salonunda çokça mesai yapıyordu. Geddert tacizle suçlandıktan sonra milli takımdaki görevi askıya alındı. Kısa süre sonra, Twistars'tan emekliliğe ayrıldı.
Sporcular sakatlandıklarında antrenmana zorla devam ettirmek, sakatlıklarını önemsememek, duygusal ve fiziksel istismarda bulunmak… Michigan Başsavcısı Dana Nessel, Geddert'ı bunlarla suçladı. Suçlamalar arasında en dikkat çekici olanı ise insan ticaretiydi. Başsavcı Nessel, Geddert'ı insan ticaretiyle suçlamak için yeni bir yasal strateji planlamıştı. Öyle ki insan ticareti; cinsel sömürü ve zorla çalıştırma gibi suçları da içinde barındırıyordu. Nessel, Geddert'ın sporcuları sakatlanmalarına göz yumarak, zarar görmelerine aldırmadan aşırı zor koşullar altında çalıştırdığına dair çok sayıda kanıt bulmuştu. Tacize uğrayan sporcuların avukatlığını yapan John Manly, insan kaçakçılığı suçlamalarının öteki antrenörleri sporcularını suistimal etmekten caydırabileceğini söylüyor ve ekliyordu: "Bu karar, çocukları korumak açısından çok önemliydi."

Larry Nassar
2018'de Nassar Davası devam ederken, kadın sporcular resmi beyanlarında John Geddert'ın sert uygulamalarından söz ediyorlardı. Eski jimnastikçilerden Makayla Thrush, Geddert'ın antrenman sırasında boynundaki lenf düğümlerini yırtarak kariyerine son verdiğini ve midesindeki kasları yırttığını anlatmıştı. Atlanta'daki insan ticareti mağdurlarına yönelik sığınma evi Wellspring Living'in yönetim kurulunda görev yapan Ouleye Ndoye, bu gibi örneklerden yola çıkarak gündeme gelen davada zorlama, dolandırma, psikolojik ve fiziksel taciz suçlarının insan ticareti suçlamalarını kapsadığını söylüyor ve ekliyordu: "Gerçek anlamıyla insan kaçırmak gerekmiyor. Sporcuları sömürmek ve zorlamak, tam olarak insan ticaretidir. Tanımı uygun bir şekilde yapmak gerekiyor ve devletin de buna uyması lazım. İnsan ticaretine dair izler ararken sadece zincirlere ve kafeslere bakmayı bırakmalıyız. Gerçek şu ki her şey burnumuzun dibinde oluyor."
Birçok koç tarafından uygulanan, ABD jimnastiğinde de Bela ve Marta Karolyi üzerinden tartışılan bu despot antrenörlük stili, uzun süre boyunca dünya sporunda hoş görüldü, hatta bazı durumlarda cesaretlendirildi çünkü sporcuları psikolojik ve mental açıdan sömürerek çalıştırmanın yolun sonunda altın madalya getirdiğine inanılıyordu. Nassar tarafından istismara uğrayanlardan biri olan Sarah Klein, Koç Geddert'ın spor salonunda korku kültürünün hüküm sürdüğünü belirtmiş ve eklemişti: "Geddert ile Nassar'ın yakın arkadaşlar olduğu biliniyordu ve Nassar'ın eylemlerinden şikâyetçi olmak düşünülemezdi." Eski jimnastikçi ve şimdilerde avukat olan Rachael Denhollander ise Geddert'ın tacizlerinin sır olmadığını şöylerken şöyle bir ifade kullanmıştı: "Geddert onlarca yıl önce durdurulabilirdi ve durdurulmuş olmalıydı."
Karanlık Gelecek
John Geddert'ın 24 farklı suçlamadan yargılandığı dava için mahkemeye çıkması bekleniyordu. Ancak 25 Şubat 2021'de, suçlamalarla karşı karşıya kaldıktan saatler sonra, Michigan Başsavcılığı'ndan gelen açıklama her şeyin sonuna işaret ediyordu. İntihar eden Geddert'ın cesedi, Michigan'da otoyol üzerindeki bir dinlenme tesisinde bulunmuştu.
Elbette John Geddert'ın ölümü, ABD jimnastiği üzerinden sporda istismarı durdurmanın yollarının bulunması için daha da fazla gündem yaratıyor. Zaten federasyon da Nassar'ın kurbanları tarafından açılan bir dizi dava ile karşı karşıya. Sporcuların ifadeleri, uzun yıllardır onları korkutup bu sporu sessizliğe sürükleyen koçluk kültürüne ve federasyon sorumluluğuna ışık tutuyor.
Simone Biles başta olmak üzere birçok jimnastikçi, yıllar boyunca federasyonun bu korkunç suç zincirindeki rolüne vurgu yaptı. Hatta Biles, CBS'te katıldığı bir programda şu ifadeleri kullanmıştı: "Çocuğumun ABD jimnastik programına katılmasına asla izin vermeyeceğim çünkü jimnastik güvende değil. Kendimi yeterince rahat hissetmiyorum. Eylemleri ve yaptıkları için hesap vermeyi kabul etmediler ve bize bunun bir daha asla olmayacağına dair güvence vermediler."
Tarihin en iyi jimnastikçisi Simon Biles'ın bile çocuğunu jimnastikçi yapmak istemediği bir spor ülkesi, ne kadar madalya kazanırsa kazansın, doğru istikamette midir? Başarı sadece elde edilen madalyalar mıdır? Koçluk, kazanma yolunda her şeyin mübah olduğu bir meslek midir? Larry Nassar ve John Geddert davalarından sonra bile ABD jimnastiğinin cevaplaması gereken çok soru var. Eğer "Bir daha asla" diyorlarsa hâlâ açıklamaları gereken çok şey var.