Zion Williamson'ın Hediyesi

6 dk

New Orleans Pelicans, bugünlerde lig çevresindeki birçoklarına bir günlük sundu. Başrolde ise elbette Zion Williamson var.

Zion Williamson, yaklaşık bir buçuk ay önce bana bir günlük hediye etti. Sadece bana değil, muhtemelen bu işe ucundan kıyısından dahil olan ancak hafızasının derin dehlizlerine güvenmeyen birçoklarına hediye edildi bu günlük. Nerede, ne yaptı? Kaç dakika ortalama tutturdu? Gelişmiş istatistiklerde nasıl bir tablo çizdi? Maçtan sonra nasıl demeçler verdi? Başarılarla, başarısızlıklarla, günahlarla, sevaplarla dolu bir günlük… Her şeyin tarih belirtilerek, bir zaman sonra o günkü havayı hatırlamak için kullanılacağı bir tür not defteri.

1

19 Ekim’deyiz. 2022-2023 sezonu başlarken herkesin gözü de kulağı da o takımın üzerinde. New Orleans Pelicans’tan değil, Brooklyn Nets’ten bahsediyorum. Kyrie Irving bir kez daha elinde asasıyla gezerek kafa tatiline çıkacak mı, hâlâ daha Brooklyn formasıyla göründüğünde göze alışılmadık gelen Ben Simmons’ın entegrasyonu ne kadar sürecek, Seth Curry ve Joe Harris sakatlıktan ne zaman dönecek, Kevin Durant tüm bu gaz ve toz bulutunun ortasında ne yapacak? Sorulması ve yanıtlanması gereken birçok soru, bir kenara not alınması gereken birçok detay vardı. Parkenin diğer yanında ise ‘bugün’ var. Gelecek üzerine sorular sorup cevaplar aramanın çok daha çekici göründüğü günlerde Zion Williamson sahada, günlüğüm ise önümde.

İşler esasında birçoklarının planladığı gibi gitmiyordu. Elbette Nets bazı problemlerle boğuşuyordu ancak parkede bu kadar silik gözükmeleri beklenen senaryo değildi. Tabii ki Pelicans cephesinde beklentiler günden güne artıyordu ancak bu kadar iştahlı gözükmeleri beklenen senaryo değildi. Jonas Valanciunas, Larry Nance Jr. ve Zion’ın topladığı hücum ribaundları sayesinde Pelicans, bir anda rakibinden neredeyse iki kat daha fazla çembere top atar hale gelmişti. Savunmada aldığı ribaundların ardından karşı sahaya geçmeleri ise sadece birkaç saniye sürüyordu. Hesap basit. Ribaundu al, hızlı çık, savunmadaki ters eşleşmeyi gör, avantajlı bir atış şansı elde et. Olmadı mı? Topu tepede Zion’a ver ve hareket et. Nets’li oyuncuların omuzlarından biri bastırıyormuşçasına sönük gözüktüleri bir akşamda New Orleans ne kadar iştahlı bir takım olduğunu gösteriyordu. Zion ise mutluydu. Çembere kadar sürüklediği rakiplerinin üzerinden zaman zaman bitirmekte zorlansa da sahadaydı ve epey bir süre oyunda kalmıştı. Başlangıç için bu bile yeter.

Sezonun daha ilk maçında kendi evinde oldukça silik bir görüntü çizen Brooklyn, New Orleans karşısında tam 22 sayılık bir mağlubiyet aldı. Sonrasında daha da net anlaşılıyordu ki bu aslında bir tür enerji mücadelesiydi. Aç olan kazanır. Pelicans aç bir takım zira o sofranın başına asla tam anlamıyla oturamadılar. Doygunluk hissini asla almamalarının ana sebebi bu. İki akşam sonra Charlotte Hornets karşısında alınan galibiyetin notları da aslında Barclays Center’da olanlardan farksız.

19 Ekim 2022

19 Ekim 2022

Korkulan senaryonun hayata geçmesi ise çok uzun sürmeyecekti. Zion Williamson; sezonun daha üçüncü maçında, seyircisi önünde sahne aldığı ilk maçta yine kendi vücudunu kontrol etmekte zorlanmış ve yere kapaklanmıştı. Kalçasından sıkıntı yaşayan yıldız oyuncunun maçtan sonra bir süre kenarda oturacağı açıklanacaktı. İlginç olan ise etrafında pek de bir tartışma dönmüyor olmasıydı. Lige girdiği günden bu yana sakatlık, diz, kilo gibi olumsuzluklarla birlikte anılan yıldız oyuncu artık spot ışıklarını üzerine çekemiyordu. İhtimaller bir kez daha gerçeğe dönüştü. Zion geri plandaydı. Lig genelinde yaşanan Victor Wembanyama çılgınlığı, Myles Turner ile Lakers eksenli bir şekilde konuşulan takas ihtimalleri lig halesinde gelecek tahayyüllerine yol açarken Zion kenara gelmiş, günlükler ise rafa kaldırılmıştı. Her ne kadar 30 dakika ortalamayla sahada kalıp 22 sayı ortalama yakalamış olsa da daha üçüncü maçında bir kez daha sakatlanarak kenara gelen bir oyuncu için bir geri dönüş anlatısı oluşturmak hem zor hem de ürkütücüydü.

2

Zion’ın geri dönüşünün kesin fotoğrafı ise yakın bir tarihte, 9 Aralık’ta çekildi. New Orleans’lı oyuncular o akşam sezon başından beri yaptıkları gibi savunmada işleri sıkı tuttular ve aldıkları savunma ribaundlarını kolay sayılar bulabilmek için birer şans olarak gördüler. Ama dikkatleri çeken yarı sahada ortaya koydukları anlayıştı. CJ McCollum’un sezona iyi bir başlangıç yapamaması, Stan Van Gundy döneminden kalan o ‘Point Zion’ı bir kez daha karşımıza çıkarmıştı. Devamı epey basit. Zion Williamson, tepede topu aldı ve karşısına çıkan istisnasız her rakibine yokmuş muamelesi yaptı. Rakiplerini ya potaya kadar sürükledi ya da onlardan avantaj devşirerek topu yanındaki takım arkadaşına bıraktı. Yaklaşık 37 dakika parkede kaldığı maçı 35 sayıyla tamamlamıştı. Bu, bu sezon çıktığı en yüksek seviyelerden biriydi. Hem dakika hem de sayı olarak… Üstelik bunu 13/17 gibi inanılması güç bir saha içi isabet oranıyla başarmıştı.

Yarı saha hücumlarının yanı sıra insanın dikkatleri cezbeden konulardan biri de karşılaşmanın bitimine beş saniye kala yaptığı tercihti. Maçın sonucu gayriresmi bir şekilde belli olmuşken soluğu Phoenix potasında aldı ve pozisyonu harika bir smaçla bitirdi. Basketbolun yazılı olmayan kurallarının belki de en başında gelen bir mevzu burada gözler önüne serilmişti. Karşılaşma gayriresmi şekilde sonlandıysa ve son pozisyonda rakibiniz sizi savunmuyorsa oynamak için bir efor sarf etmemeniz gerekir. Hele ki averaj hesabının pek de önemli olmadığı bir organizasyondaysanız bu durum pek hoş karşılanmaz. Beklenen senaryo gerçekleşti. Maçın hemen ardından saha karıştığında birkaç şey belli olmuştu: Pelicans, Batı’daki liderliğini sürdürürken 2021 NBA finalistini altına almıştı ve bu iki takım artık birbirinden pek de hoşlanmıyordu. Maçın ardından hava biraz sakinlemiş, gerginlikler biraz olsun durulmuşken Zion Williamson basın toplantısında gelen bir soruyu şöyle yanıtladı: “Aslında yaptığım şey, karakterimin dışında olan bir şey ama beni anlamalısınız. Geçen yılın tamamını kaçırdım ve onlar takım arkadaşlarımı eve yolladılar.” 9 Aralık gecesini anlamlı kılacak birkaç not: 37 dakika, 35 sayı, saha içi isabet oranı, bu demeç. Ve günler geçtikçe azalması gerekirken artan bir oyun iştahı.

3

Çok değil, sadece iki gün sonra, yani pazar akşamı o oyun iştahı yine sahadaydı ve rakip yine Phoenix Suns’tı. Çok fazla şey izliyor, okuyor ve takip ediyoruz. Sporun akılalmaz bir temponun esiri olduğu günlerde iki takım oyuncularının maç sonunda yaşadıkları ufak bir tatsızlığı unutmalarını ve pek de önemsemediklerini görmeyi beklemek, kapılabilecek en mantıklı düşüncelerden biri aslında. Ancak biz unutsak da onlar unutmamıştı. İlk dakikasından son saniyelerine kadar âdeta bir Batı finali havası sunan karşılaşmada Zion Williamson karşısına çıkan Phoenix oyuncularına maçın spikeri Orkun Çolakoğlu’nun deyimiyle ‘tül perde’ muamelesi yapıyordu. Yakaladığı isabet oranı ise yine muazzam bir seviyedeydi. Uzatmaya giden maçta 42 dakika boyunca sahada kalmış, çoğu zaman penetre esnasında darbelere maruz kalmasına rağmen karşılaşmadan 14/21 gibi bir saha içi isabet oranıyla ayrılmıştı.

11 Aralık 2022

11 Aralık 2022

Savunmadan enerji devşiren tam saha hücumlarını takip etmek epey keyifliydi. Yarı sahaya oturduklarında tepede topu alıp nasıl bir hücum aksiyonunun içine dalacaklarını organize eden Zion’ı izlemek de… Suns’ın üçüncü çeyreğin başında ufak bir baş gösterdiği ve öne geçtiği dakikalarda 17 saniyeye bir üçlük, bir top çalma, bir de asist sıkıştırdığı anlarda salondan yükselen sese kapılmamak imkânsızdı. Peki çizgiye geldiğinde onun için yükselen MVP tezahüratları?

Umuyorum ki bu yolculuğu takip edecek ve not defterlerine birkaç sayfa daha ekleyecek günlerimiz olacak. Pelicans bugünlerde Batı’nın lideri konumunda. Elbette Batı’nın referans noktası haline gelebilen bir takıma sahip olmayışı, konferansı ilginç bir noktaya sürüklüyor. Birkaç maç üst üste kazansalar arkalarına bakmadan kopup gidebilirler ama birkaç maç üst üste kaybetseler play-in yarışına kadar düşebilirler. Ancak her şeye rağmen Jose Alvarado ile Herbert Jones’un perimetrede rakipleri sürüklediği baskıyı, Larry Nance Jr.’ın uzun rotasyonu için kenardan getirdiği farklılığı, Trey Murphy’nin yükselen şut grafiğini, Jonas Valanciunas’ın ligdeki her sezonunda koruduğu tabanını, kenardan gelerek katkı vermeye devam eden EuroBasket MVP’si Willy Hernangomez’i ve tüm bunları mümkün kılan yıldızı, Zion’ı izlemek bugünlerde bambaşka bir deneyim.

Not defterlerine eklenecek birkaç maç ve birkaç sayfa demişken… Şimdiden alarmlarımızı pazar sabahına kurabiliriz zira rakip yine Phoenix Suns. Deplasmanda Zion için yükselecek bir MVP tezahüratı duymayacağız ama o Batı finali enerjisi yine oralarda bir yerlerde olacak. Mütemadiyen geleceğin değerli görüldüğü, draft’ların ve takas senaryolarının ana akım medyayı ele geçirdiği hatta ana akım medya tarafından servis edildiği bir dünyada Zion, kendi sahnesinde sizleri bekliyor. Tek yapmanız gereken kumandanızı alıp televizyonunuzu açmak. Gerisini o halledecek. Siz sadece tepede topu alan Zion’a dikkat kesilin ve sese kulak verin.

Socrates Dergi