Açık Uçlu

12 dk

Tokyo'daki havuzlarda bizleri neler bekliyor? Antrenör Erkan Mutlu ile 2020 Olimpiyat Oyunları'ndaki beklentilerini ve sürpriz adaylarını konuştuk. Yolda bir efsaneye veda etmeyi de ihmal etmedik.

Türkiye'nin eski Milli Yüzme Takım Direktörü Erkan Mutlu, eski mesai arkadaşı Michael Phelps'i 2016 Rio öncesinde Socrates'e anlatmıştı. Bunu fırsat bilip ilk sorumu röportaja başlamadan önce sordum. Beklediğim cevabı almıştım: "Evet, yokluğunu hissedeceğiz." Elbette efsanelerin yokluğu hissedilir. Peki yerlerini kimler doldurmaya çalışır? Erkan Mutlu ile bu sorudan yola çıktık...

Söz konusu olimpiyat olunca böylesine uzun bir aranın farklı sonuçları olabiliyor. Nasıl geçirdi yüzücüler pandemi dönemini?

Türkiye bazında bakarsak milli sporcular için daha ilk dakikadan itibaren federasyon ve spor bakanlığı özel izin çıkardı. Sadece merkez havuz olmayan şehirlerde sıkıntının çıktığını söyleyebiliriz. O sıkıntıyı yaşayanların başında Emre Sakcı geliyordu çünkü İzmir'de merkez bir havuz yoktu. İlk dönemde hiç antrenman yapamamıştı, deniz antrenmanları yapıyordu sadece. Ama yazın yaptığı müthiş geri dönüşle o antrenmansız geçen günleri telafi etti.

Bu düzen dünya genelinde de hâkimdi. İzin konusunda sıkıntı çıkaran ülkelerden biri İngiltere'ydi ve süreçten en çok Adam Peaty etkilendi. Amerika'da ise açık havuzların olduğu yerlere kaçtı sporcular. Ama her şeye rağmen pandemi sporcuların en iyi derecelerine ulaşamamasına neden oldu. Seçmelerde görüyorsunuz işte… Ryan Lochte 200 karışıkta geride kaldı, Simone Manuel 100 metrede elendi.

2000 Sidney'den sonra ilk kez bir olimpiyatta Michael Phelps yok. Ne dersiniz, eski çalışma arkadaşınızın bıraktığı bu boşluk dolar mı?

Devasa bir boşluk bu, devasa. Sadece Amerika veya Tokyo özelinde söylemiyorum bunları, spor ve olimpiyat oyunlarının geneli için böyle. ABD onun boşluğunu Caeleb Dressel'la doldurmaya çalışıyor ama ne kadar doldurabilir ki? Çok zor. Phelps'in hegemonyası çok farklıydı. Ancak bu Dressel'ı hiç hazırlamadılar anlamına da gelmiyor. 200 metre karışıkla bile hazırlamaya çalıştılar ama baktılar olmuyor, çekildi 200 karışıktan. Elbette 100 metre kelebek var ve orada çok iddialı. Ama Kristof Milak varken ben bu yarışın güle oynaya geçeceğini sanmıyorum. Zaten 100 serbest ve sprint yarışları çok öngörülen yarışlar değil. Dahası, bir sprinterin hem bireysel yarışlarını hem de art arda bayrak yarışlarını yüzmesi zor.

Hazır Dressel ve Milak'tan bahsetmişken, Phelps'in olmadığı ilk erkekler yarışlarında net favorilerden söz etmek mümkün mü?

Bir net favoriden bahsedeceksek ilk isim Adam Peaty. Belki pandemi döneminde kısıtlamalardan dolayı çok iyi çalışamadı ama sonrasında antrenmanları aksatmadan, müthiş bir tempoyla olimpiyata yönelik çalışmalar yaptı. Bu yüzden kurbağada bir hegemonya gelecekse, en güçlü aday yine o. Ama bir süper yıldız imajı çiziyorsak, o isim Dressel. Hem serbestte hem de kelebekte en büyük favorilerden biri. Yine de sürpriz yaratacak birkaç isim de yok değil. Aklıma ilk gelen kişi, Milak. 100 kelebek, 200 kelebek ve hatta 200 serbestte sürpriz yaratabilir. 400 metre serbest için Sun Yang'ı da net favorilere koyardık ancak kendisini Tokyo'da göremeyeceğiz. Spor adına üzücü. Hele de sebebin doping olması daha da üzücü. Onun olmadığı yerde 400 metre için Danas Rapsys öne çıkıyor. Daha uzun mesafelere çıkınca da 1500 metredeki rekabetin can alıcı olduğunu düşünüyorum. 2016'da Gregorio Paltrinieri aldı ama Florian Wellbrock da gümbür gümbür geliyor.

"Phelps'in yokluğu devasa bir boşluk, devasa. Dressel'la doldurmaya çalışıyorlar ama..."

"Phelps'in yokluğu devasa bir boşluk, devasa. Dressel'la doldurmaya çalışıyorlar ama..."

Kadınlar penceresini Katie Ledecky ile açmak istiyorum. Belki 2019'da işler onun için kusursuz gitmedi ama büyük favori olarak geliyor Tokyo'ya.

Öyle ama o 2019 sonrası yaşanılan hafif düşüş de yadsınamayacak cinsten. Son yarışlarını da izledim, çok rahat gözükmedi. O eski dominant tekniğine sahip değil. Daha kısa kolla yüzüyor, kilo fazlası var ve kolları biraz daha kalınlaşmış. 'Bam, bam, bam Ledecky' yok yani. Özellikle son düzlükte sıkıntı yaşıyor. Tempoyu tutturmak için çok çabalıyor ve kulaçlar iyice kısalıyor, tekniğini en optimumda uygulayamıyor. Bu da aslında bize çok hazır olmadığını gösteriyor.

Ek olarak benim antrenör olarak görüşüm, Ledecky'nin yanında yarışmacı biriyle yüzmeyi çok sevmediği yönünde. En iyi derecelerini her zaman çok açık yüzebildiği zamanlarda vermiş. Ne zaman rekabetçi bir pozisyona girmiş, kaybetmiş bu yarışları. Kaybetmemişse de çok zorlu şekilde kazanmış.

Aklıma ilk gelen yarış, 2019 Dünya Şampiyonası'ndaki 400 metre serbest…

Aynen öyle, güzel örnek. Ledecky o yarışı son düzlüğe kadar önde götürmüştü, (Ariana) Titmus son 25'te müthiş bir ivme ile kazanmıştı. İşte tam da burada mental güç devreye giriyor. Ve ben onun mental gücünü yeteri kadar kuvvetli bulmuyorum. Eğer yine benzer bir senaryo devreye girer ve Titmus ile Ledecky bire bir kalırsa, son metrelerde Ledecky ne kadar cevap verebilir, emin değilim. Eğer son 25'e kendini atarsa, Titmus'un psikolojik güçle Ledecky'yi geçebileceğini düşünüyorum.

Bir parantez de Katinka Hosszu'ya açalım. Dave Salo, Arpad Petrov derken şimdilerde James Gibson'la birlikte yarı antrenörlü yarı da antrenörsüz bir sistemde çalışıyor Demir Leydi. Nasıldır antrenörsüz yarışmak?

Şu anda James Gibson ve Chad le Clos ile Budapeşte'de beraber antrenman yapıyorlar. Katinka Hosszu çok büyük, çok değerli sporcu ama çok da zor sporcu. Birçok antrenör değiştirdi ve bu değişimler ne kadar pozitif katkı verdi sorusuna cevabım pek parlak değil. Evet, her zaman sınırlarını zorladı. Eminim ki şu anda da zorluyor ama antrenörünüz olmadan da sınırınızın tavanı bence biraz aşağı iniyor.

Yani dediklerinizden "200-400 karışıkta açık ara favori Hosszu değil" gibi bir anlam çıkarabilir miyim?

Bence çıkarabilirsin. Şimdi birlikte çalıştığı James Gibson bir sprint antrenörü, orta mesafe antrenörü değil. Tokyo'da 200- 400 metre karışık yüzecek ama James hiç kimseyi 200-400 karışık için çalıştırmadı. Bu sebepleri göz önünde bulundurunca Katinka'nın geçmişteki gibi bir hegemonya kurabileceğini pek sanmıyorum. En azından bunu rahat bir şekilde gerçekleştiremeyecek.

Kurbağada Lilly King'in koltuğu sallanmaz herhalde…

Evet, King 100 metre kurbağayı alacak bence de. En kapalı kulvar orası gibi. Ama 200 kurbağa her şeye gebe. Son düzlüğe girilirken beşincinin bile madalya şansı olabilir o yarışta. Bu yüzden 200 kurbağada, stratejilerin ve mental direncin madalyayı getireceğini düşünenlerdenim.

Lilly King

Lilly King

Peki ya Sarah Sjöström? 200 serbest ve 100 kelebekte gözler yine onun üzerinde olur mu yoksa dirseğindeki kırık onu etkiler mi?

Sarah Sjöström'ün dönüşü hepimiz için bir sürpriz olacak. Daha birinci haftadan suya girdi ve ayak çalışmalarını aksatmadı. Hiçbir startı yok ama merak ediyorum performansını, umarım karşılığını alır bu özverinin. Zhang Yufei adaylardan biri, keza Maggie MacNeil da var ama Sjöström yine onlardan daha ileride gözüküyor.

200 serbestte Federica Pellegrini de inanılmaz bir çalışma ortamında ilerliyor. Baktığın zaman son üç olimpiyatta 200 metre serbest yüzenlerin amansız yarışı var. Federica Pellegrini; 2008 Beijing, 200 metre serbest olimpiyat şampiyonu ve dünya rekortmeni. Allison Schmitt; 2012 Londra, 200 metre serbest olimpiyat şampiyonu. Katie Ledecky; 2016 Rio, 200 metre serbest olimpiyat şampiyonu. Eh, Sjöström'ün 2016'da da gümüşü olduğunu düşünürsen çok bomba bir mücadele bizleri bekliyor.

Genelden biraz daha özele, milli sporculara geçersek… Emre Sakcı ve Adam Peaty'nin tek ortak özelliği, iyi kurbağacılar olmaları değil diye düşünüyorum. Haksız mıyım?

İkisi de ülkeleri için çok önemli figürler. Emre'nin finallerde başarılı olacağına yürekten inanıyorum. ISL öncesinde zaman zaman iniş-çıkışları olan bir sporcuydu ama finallere kalıp üçüncü olmak, ikinci olmak çok değerli dereceler. On yarış kazanmak, üst üste o kadar fazla start almak hem Türker Abi (Oktay) hem de kendisi için büyük bir devrim oldu ve gelişimini üst noktaya taşıdı.

ISL'deki (Uluslararası Yüzme Ligi) performansı ile kendine bu kadar net ve doğru hedefler koyan bir sporcudan ülke olarak ne beklemek gerekir peki?

Bence ilk yarışı, ilk startı iyi alırsa ISL'de yaptığına benzer başarılar hiç uzak değil. Bunu hem Emre hem de Berkay (Ömer Öğretir) adına söylüyorum. Ne mutlu ki iki kurbağacımız da çok formda. O ilk sabah seçme yarışlarını iyi atlatabilirlerse, iyi serilere düşüp bir şekilde yarı finale de kalabilirlerse önleri çok açık. İnanın bana; eğer sporcuları birbirinden ayıran bir kırılma varsa, sabah seçmeleri ve startlar o kırılmaları yaratan anlardır. Zaten şöyle bir istatistik var: Dünya genelindeki sporcuların yüzde 70-80'i olimpiyat oyunlarında en iyi derecelerini yakalayamaz. Çok büyük bir baskı orası. Düşünün, dört sene boyunca bir şeye çalışıyorsunuz ve çalıştığınız şeyin tek bir start hakkı var. O startta kendini yarı finale attın, attın. Atamadın mı? Dört sene sonra görüşürüz. O gün senin için her şeyin bir araya gelmesi ve doğru gitmesi lazım. Her ikisinin de ilk olimpiyat oyunları ve ilk seçmeleri olduğunu düşününce, kırılganlık yaşayabilirler. Ama işte ilk kırılganlığı pürüzsüz şekilde atlatabilirlerse, inanıyorum ki arkası çok güzel olacak.

Emre ve Berkay'ın da arkasında dolu bir sporcu havuzumuz var. Beril Böcekler ve Merve Tuncel, Bakü'de önemli dereceler elde etti. Alttan Ümitcan Güreş, Berke Saka gibi genç isimler geliyor ve 2016'da olduğu gibi Viktoria Zeynep Güneş yine Tokyo'da olacak. En genel tabloda, Türkiye Milli Yüzme Takımı'ndan neler beklemeliyiz?

Kadın sporcularımız belki çok gündeme gelmiyor ama inanın yarışlarda çok iyilerdi. 4x200 bayrak yarışını ucu ucuna kaçırdık. Avrupa Şampiyonası döneminde çok formda giderken ne yazık ki Covid-19'a yakalandılar. Koca bir antrenman döneminden uzakta kaldılar ama yüzdükleri bütün dereceler madalyalık derecelerdi. Yine aynı performansa yükselebilirlerse, bence finallere kalmak uzak bir ihtimal değil.

Soruna gelecek olursak da bu olimpiyatta bizim için hedef yarı final ve finalleri yüzmek olur bence. Eğer sağlıklı bir şekilde buraları yüzebilirsek, bunun büyük başarı olacağını düşünüyorum. Tabii ki madalya gelirse başımızın üstünde yeri var, muhteşem olur. Fakat Emre'nin, Beril'in, Merve'nin, Deniz'in (Ertan), Viktoria'nın, Berkay'ın önce yarı final ve finalleri yüzmeyi kafalarında kurmaları gerektiğini düşünüyorum. Öncelik buraları yüzmek olmalı. Zaten burayı atlattıktan sonra her şey mümkün. Unutmamak lazım, olimpiyat oyunlarında her şey olabilir.

Sürprizler

● Simone Manuel'in 100 serbestte dışarıda kalması.

● Manuel'in 2016'da altını paylaştığı Penny Oleksiak'ın düşen formu.

Rekabetler

● Sırttaki Kanada, Avustralya, Amerika çekişmesine göz gezdirmek eğlenceli olabilir. Avustralya'da Kaylee McKeown ve Emily Seebohm, Kanada'da Kylie Masse ve Taylor Ruck, Amerika Birleşik Devletleri'nde ise Regan Smith ve Rhyan White'ın Tokyo'da yaratacağı çekişmeler, görülmeye değer.

Socrates Dergi