
Umut Işığı
4 dk
Onlar bir şehrin simgesi, gururu ve makûs talihi… Yıllardır hep görkemli kaybedişlerle anılan Cleveland Browns, Baker Mayfield liderliğinde güzel günlere dönebileceğinin sinyallerini veriyor.
Browns'ın 1964'te elde ettiği son şampiyonluktan bir yıl sonra ünlü yönetmen Billy Wilder, Cleveland'da yeni filminin çekimlerine başlamıştı. The Fortune Cookie filminin hikâyesi, bir Browns oyuncusunun saha kenarındaki kameramana çarpması üzerinden kurgulanıyordu. Wilder, Browns-Vikings maçında da çekimler yapmıştı. Browns, maçtan mağlup ayrılınca taraftarların gösterdiği tepkiye şahit olan yönetmen, takım sahibi Art Modell'le empati yaparak şunları söyleyecekti: "Son filmimin başarısızlığının ardından Modell'in neler hissettiğini daha iyi anlayabiliyorum. Ama çok fazla üzülmemeli. Çünkü daha büyük felaketler olacak."
Doğrusu, her şey tam olarak böyle gerçekleşti. Elbette, Wilder'ın kehanetiyle takımın akıbeti arasında bir korelasyon kurmak usta isme biraz haksızlık olabilir. Fakat vaziyet de ortada. Geçmişi şampiyonluklarla dolu bir takımın uzun yıllar bu başarıya tekrar ulaşamaması, hiç kuşkusuz üzüntü verici. Browns'ın tecrübe ettirdikleri ise öyle alelade kaybedişlerin tezahürü değil. Bu epik hayal kırıklıklarının bazıları Red Right 88, The Drive ve The Fumble gibi ikonik anlarla tarihe geçti. Ancak taraftarların kederi kolay kolay sonlanacağa benzemiyordu.
Takımın sahibi Art Modell, 1995 yılında Browns'ı Baltimore şehrine taşımaya karar verince âdeta toz dumana karıştı. Protestolar ve davalarla dolu bir sürecin ardından varılan anlaşma sonucunda, Cleveland şehri Browns ismini Modell'e kaptırmamayı başardı. Ancak teknik ekibini ve oyuncularını toplayan Modell; Baltimore'a gidip Ravens takımını kurdu. Browns ise üç sezon boyunca NFL'in dışında kaldı. Bitmedi, dahası da var: Lige döndükten sonra bir türlü dikiş tutturamayan Browns, 2016 ve 2017 sezonlarında peş peşe tarihinin en kötü sezonlarını geçirdi ve iki koca sezonu sadece tek galibiyetle tamamladı. Öte yandan, talih bir noktada böyle bir zulme dur demeliydi. Dedi de…
Afili oyuncu kurucu Baker Mayfield, 2018 NFL Draft'ının ilk sıra seçimi olarak Cleveland'ın yolunu tutarken hakkında bazı şüpheler vardı. Başına buyruk bir karakter çizen Mayfield'ın fiziki özellikleri de soru işaretleri barındırıyordu. Fakat kolejdeki son yılında harikalar yaratan oyuncuyu seçmenin riski ne kadar büyükse, getirisi de o kadar büyük olabilirdi. Şampiyonluk bir yana, galibiyete dahi hasret kalan Browns artık kazanmak istiyordu. Sezonun üçüncü maçında nihayet bunu başardılar. Mayfield, çıktığı ilk NFL maçında takımına galibiyeti getirirken, izleyicilerin kulağında ise spiker Jim Donovan'ın zafer nidaları yankılanıyordu: "Böyle bir his mi? Kazanmak böyle bir his mi?"
Evet, kazanmak muhtemelen öyle bir histi ve draft'ta aldıkları risk bu kez yüzlerini güldürmüştü. Yıllarca hırpalanan Browns, Mayfield'ın liderliğinde yavaş yavaş ayağa kalkma emareleri gösteriyordu. 18 yıldır uzak kaldıkları play-off'a 2020 sezonunda geri döndüler ve Wild Card karşılaşmasında Pittsburgh Steelers'ı geçtiler. Divisional Round maçında son şampiyon Kansas City Chiefs'e boyun eğseler de enseyi karartmaları için bir sebep yok.
Muhakkak ki bu bir takım oyunu. Zafere giden yol ise karmaşık. Ancak her hikâyenin bir kahramana ihtiyacı vardır ve Browns yolunu aydınlatacak o ismi bulmuş gibi görünüyor.