Daldan Dala

12 dk

Şimdi tırmanış ne alaka? Beyzbol ve softbol olimpiyat oyunlarına nasıl geri döndü? Sörf de mi 2020 Tokyo'da olacak? Peki ya kaykay? Evet, sormadığınız soruların cevabı burada.

Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin (IOC) 'Tüm jenerasyonları kucaklayan bir olimpiyat' anlayışıyla olimpik sporlar listesine eklediği beş branşa hazır mısınız? Değilseniz de korkmayın, rehberimiz var...

Spor Tırmanış

IOC'nin "Tamam gelin ama üç ayrı disipline ayıracak fazla vaktimiz de yok" diyerek kombine disiplinler olarak programa dahil ettiği branş; camiasında hem sevince hem de tepkiye neden oldu. Normal şartlarda kadınlara ve erkeklere üçer dalda madalya veren ve şampiyonaları sekiz ila on gün süren spor tırmanış, Tokyo'da yalnızca dört günde tamamlanacak ve birer madalya verecek.

Mücadele, en hızlı şekilde duvarı tamamlamak veya en kısa sürede, en yükseğe ulaşmak amaçlı hız disipliniyle başlayacak. Ardından rotası ve tutamak alanları önceden belirlenmiş Kısa Kaya (Boulder) tırmanışına hareket edilecek ve ilk iki mücadelenin sonuçları toplanarak son disiplin olan Lider'e geçilecek. Filmlerde bolca gördüğünüz ve kahramanımızın başına bir şey geleceğinin habercisi olan doğal kaya tırmanışı sahnelerini anımsatan Lider; doğala yakın, tekdüzelikten uzak, karmaşık bir rotaya sahip şekilde dizayn edilmiş, yapay tırmanış duvarında yapılan bir disiplin. Sporcular sırayla liderlikteki ismin 'tam tutunma' gerçekleştirdiği en üst engeli aşıp zirveyi devralmaya çalışacaklar. Değmek, parmak ucuyla tutmak veya kontrolsüz bir şekilde engeli kavramak geçerli sayılmayacak.

Aynı günde bu üç ayrı disiplini tamamlamayı ve sonunda madalya kazanmaya çalışmayı 1990 Dünya Tırmanış Kupası şampiyonu Lynn Hill şöyle tarif ediyor. "IOC bu takvimle bir maratoncuya aynı günde üç sprint yarışı yaptırıp aldığı toplam sonuçlara göre madalya veriyor. Bu delilik!"

Bir yanlış anlaşılma olmalı. Zira IOC'nin hata yaptığı nerede görülmüş!

Beyzbol/Softbol

Çoğumuzun Hollywood filmlerinden aşina olduğu, kurallarını basitçe "Atıcının vurucuya topu atması, vurucunun topu tribünlere atmaya çalışması, olmuyorsa mümkün olduğunca uzağa vurup 'beyz'lere koşması, elmas şeklindeki alanda bir turu tamamlayarak sayı almaya çalışması ve tabii tribündekilerin sosisli yiyor olması" şeklinde bildiği beyzbol ve softbol, uzun ve sağlam tartışmaların ardından takvime -sadece 2020 Tokyo için- girdi. Yani, bir sonraki olimpiyatta olmayacak. "Neden?" diye soranlar için hemen istatistiğimiz gelsin; ABD nüfusunun yüzde 9'u, Japonya'nın ise yüzde 45'i en sevdiği spor olarak beyzbol ve softbolu tanımlıyor.

Derine inmeden önce; beyzbol erkekler turnuvası, softbol ise beyzbolun ekipman ve saha ölçülerinin değişmiş hali, kadınlar turnuvası. Kafalar karışmasın.

Erkeklerde turnuvaya Japonya, ABD, İsrail, Meksika ve Güney Kore ile birlikte olimpiyat öncesi belirlenecek bir takım katılacak. Format ise Yiğit Özgür'ün "Gruptan nasıl çıkarız?" karikatürüne rahmet okutacak kadar zor. Grup aşamasında altı, eliminasyonlu bölümdeyse on maç oynanacak. Liderler üst turda kendi aralarında eşleşecek ancak kaybeden elenmeyecek, tablonun alt tarafına gidecek. IOC'nin tek amacı bir şekilde liderleri hem eliminasyonda bir kez oynatmak hem de sonrasında finalde onları buluşturmak. Hele ki Japonya-ABD iki kez oynarsa, gelsin paralar.

ABD Milli Takımı'nın içinde korkunç para dönen ulusal lig MLB'yi genellikle herhangi bir milli takım turnuvasından üstün gördüğünü düşünecek olursak, Japonya haricinde uluslararası beyzbol turnuvalarına oyuncuların ilgisi çok da müthiş değil. Olur da ABD işi gurur meselesi yapar, kaliteli bir kadro getirirse hem beyzbolda hem de softbolda iki tane çok kaliteli turnuva izleyebiliriz...

Softbolda ise format daha temiz. Japonya, Avustralya, ABD, Meksika, Kanada ve İtalya aynı gruptalar, grupta maçlar tamamlandığında ilk dörde girenler yarı finale gidecekler. Şu ana kadarki 16 dünya şampiyonasının 11'ini ABD'nin, üçünü Japonya'nın ve yalnızca ikisini diğer ülkelerin kazandığını düşünecek olursak, ne beklememiz gerektiği açık gibi.

Karate

"Nasıl yani, karate olimpiyatta yok muydu?"

Eminim siz de kendinize bu soruyu sordunuz bir an. Cevap hayır, karate ilk kez olimpiyatta yer alıyor. Tahmin edebileceğiniz gibi Japonlar bu konuda acayip heyecanlılar.

5-7 Ağustos arasındaki kısa sürede, kadınlarda ve erkeklerde dörder dalda madalya verecek olan karate, her ne kadar masa tenisi-Çin ilişkisindeki kadar olmasa da Japonya'nın hegemonya kurduğu bir spor. Son yirmi yıldaki dünya şampiyonalarına bakarsanız Japonya'nın madalya tablosunda zirvede olmadığı sadece dört şampiyona göreceksiniz. Ki orada da genellikle en fazla madalya alan takım oluyorlar. Beklentileri yine çok büyük.

Milli takımımızın da oldukça iddialı olduğu bir spor. Toplamda dört kez dünya ve dokuz kez Avrupa şampiyonluğu almış iki efsane karatecimiz Haldun Alagaş ve Yıldız Aras emekli oldular belki ama son altı Avrupa şampiyonasının beşini madalya listesinin ilk üçünde tamamlayarak ilk olimpik karate turnuvasına iddialı gittiğimizi söylemek yanlış olmaz. Japonya'dan (8) sonra en fazla sporcuyla katılan delegasyonun da Türkiye (7) olduğunu söyleyelim.

Dikkat ettiyseniz Karate Kid'le büyüyen nesil şakası yapılmadan geçilmiş bir metin oldu.

Sörf

Her ne kadar sadece 'herhangi bir okyanus kıyısında yaşayan tüm jenerasyonları' kapsayan bir spormuş gibi gözükse de sörf aslında dünyanın en fazla kişiye ulaşan ve en çok maddi gelir üreten sporlarından biri. Sanırım son cümleyle aklımızdaki bazı soru işaretleri giderildi.

Her yıl yirmi milyondan fazla yeni sörfçünün dünyasına katıldığı, 200 milyon kişiden fazla Facebook takipçisine sahip bir federasyonu olan, yılda 20 milyar dolar üreten bir sporu bulunca hemen programa alan IOC, sörfün sosyal medyadaki gücünü kullanarak kendi markasını yüceltmenin peşinde.

Kadın-erkek yirmişer atletin katılacağı, iki madalyanın verileceği ve dört gün içinde toplamda altı turluk bir yarışın yapılacağı sörf, Tokyo'nun 64 kilometre doğusunda yer alan Chiba'nın Shidashita Plajı'nda yapılacak. İşin enteresan tarafı, Chiba'da okyanusun hareketi pek tahmin edilemiyor ve bir günü bir gününü tutmuyor. Belli bir zamanda başlayıp belli bir zamanda bitmesi pek de mümkün olmayan, doğa şartlarına bağımlı sörf için bu takvim meselesi ciddi bir soruna dönüşecek gibi.

Yedi kez dünya şampiyonu Steph Gilmore'un da söylediği üzere; "Bazılarımıza müthiş, bazılarımıza berbat dalgalar gelecek ve aynı performansı çıkarmamız istenecek. Mekanik dalgalar yaratılarak herkese eşit şans verilebilirdi ancak IOC doğal bir yarış istedi."

Şansa olimpiyat şampiyonu olunur mu, sanırım Tokyo'da bu sorunun cevabı "Evet" olacak.

Kaykay

Herhangi bir sporda 12 yaşındaki bir çocukla 46 yaşındaki bir adamın altın madalya için yarıştığını gördünüz mü?

Her sporsever veya oyunsever Tony Hawk ismini duymuştur. Kaykay tarihinin -kaykay, spor olarak kabul edilmeden çok önce üne kavuşan- en özel sporcusudur. 'Parklarda, kaldırımlarda ve büyük merdivenlerde kaykaylı gençlerin yaptığı çeşitli hareketler' silsilesini bir spora dönüştürüp kendi markasını yaratarak sporunu yeniden icat eden Hawk, belki Tokyo'da olmayacak ama 1982'de profesyonel olarak yapmaya başladığı şeyin kırk yıl sonra bir olimpik spora dönüşmesini gururla izleyecektir.

Ariake Park'ta düzenlenecek, sokak ve park disiplinleri olarak ikiye ayrılmış, toplamda dört gün sürecek ve kadın/erkek toplam dört altın madalya dağıtacak olan kaykayda Britanyalı Sky Brown ve Japon Koko Hiraki, 2008'e katıldığında 12 yaşında olan yüzücü Antoinette Guedia sonrasındaki en genç katılımcılar olarak tarihe geçecek. Bir fark var, kaykaycı ikili sırasıyla dünyanın üç ve altı numaraları. En yaşlı katılımcı olarak gelen 46 yaşındaki Danimarkalı Rune Glifberg ise Tony Hawk'ın 1999'da PlayStation için çıkan Pro Skater oyununda seçebildiğiniz karakterlerden biriydi.

Halihazırda bir uluslararası turnuvadan çok bir 'yarı şov' şeklinde görünen X Games haricinde pek de profesyonel spor olarak ciddiye alınmayan kaykayın olimpiyatta yer alması ve bir spor olarak saygı görmesi geleceğini nasıl etkileyecek, izleyip göreceğiz.

Peki Ya Sonra?

Bu sporların yanında IOC; wushu, squash, bowling ve wakeboarding dörtlüsünü olimpik programa eklemeyi, bunun yanında özellikle kadın katılımcı sayısının az olması sebebiyle olimpiyatta uzun süredir yer alan güreşi programdan çıkarmayı düşündü. Güreş oy çokluğuyla programda kalırken, 2020 Tokyo için bahsi geçen bu beş spor seçildi.

Socrates Dergi