
Dikkat
18 dk
Tokyo’da gözler kimin üzerinde olacak? Hangi sporcular madalyalara ambargo koyacak? Kırmızı halıdan yolu geçenleri ve geçecekleri sizler için derledik.
Fenomen
Mathieu van der Poel'un gözyaşları, gecikmiş bir buluşmanın sonucunda geldi. Ne zaman Fransa Turu'na katılacağı merak edilen Mathieu, en nihayetinde bu sene dedesi Raymond Poulidor'un efsaneleştiği yarışa gelmişti. 2015'ten itibaren cyclo-cross'ta, 2018'den itibaren yol ve dağ bisikletinde parlayan Hollandalı, 2021 Fransa Turu'nun ikinci etabını kazanırken sarı mayoyu da sırtına geçirdi. Fransa tarihinin en sevilen bisikletçisi olan dedesi, 14 yıl katıldığı Tour de France'ta bir gün bile sarı mayoyu giyememişti. Mathieu ise bunu Le Tour'daki ikinci gününde yaptı. Dolayısıyla "Bu zaferi kazanırken dedemi düşünüyordum" dediği an gözyaşı döken tek kişi o değildi. Milyonlar, onunla birlikte ağlıyordu.

Mathieu, böyle bir yetenek. Dedesinin vaktiyle torununu "Benim küçük fenomenim" diye tanıtmasına şaşırmamalı. Kitleler onu hep yol bisikletinde görmek istese de Hollandalı, tek bir disiplinle sınırlı kalmak istemiyor. 2020 Tokyo, uzun vadeli bir hedefti. Dağ bisikletinde altını almayı beş sene önce kafasına koymuştu. Hatta bu uğurda Fransa Turu'na bir sene daha katılmamayı göze almıştı ama sponsorların baskısıyla Le Tour'a geldi. Ne mutlu. Evet, olimpiyat altını çok değerlidir. Evet, Tokyo'da da Mathieu parkura çıktığı an gözümüzü başka bir spora çeviremeyeceğiz ama o ikinci etap, sarı mayo ve gözyaşları, bütün madalyalardan değerliydi. Ve evet, benim bu yazıda aslında olimpiyatı övmem gerekiyordu. Olmadı, affedin. Belki Mathieu fikrimi değiştirir. -İnan Özdemir
Aslan Payı
2010 Dünya Basketbol Şampiyonası’nı hatırlıyor musunuz? 22 yaşındaki bir genç, turnuvanın finalinde Türkiye’ye karşı 28 sayı üreterek ABD’yi şampiyon yapmıştı. 2012 Londra ve 2016 Rio’da da takım altın madalyaya yürürken ön safhadaki Kevin Durant’ti. 2019 Basketbol Dünya Kupası’ndaki hezimetin ardından ise Rüya Takım, yine Durant önderliğinde olimpiyat yolcusu.
10 Haziran 2019 günü Durant özelinde bu konuyu konuşmaya çalışsak muhtemelen bu biraz hayalperestlik olacaktı. Zira Durant, Warriors forması giydiği son sezonda, NBA finalinin beşinci maçında aşilini koparmış, takip eden sezonda parkelere adım atamamıştı. Bu sezon öncesi 2.14’lük bir oyuncunun aşil sakatlığından eskisi gibi dönemeyeceği konuşulmaktaydı. Ama Durant eski formunda dönmekle kalmadı, sezon ortasında peş peşe 23 maç kaçırdığı periyodun ardından yüzde 55’le 24.5 sayı ortalaması tutturdu, Bucks karşısında seriyi yedinci maçın son topuna kadar taşıdı. Hem de Irving’den yoksunken, sakatlıktan dönen Harden oldukça etkisiz olmasına rağmen...

ABD Erkek Basketbol Takımı, 2020 Tokyo’ya giderken lider yine Durant, hedefse 2019 faciasından sonra altın madalya. Brian Windhorst’un haberine göreyse yıldız kadronun toparlanmasında aslan payı Durant’in. Dolayısıyla, liderliğiyle de muhtemel bir altın madalyada aslan payı onun olacaktır… -Ruhat Akkuş
Bir İhtimal Daha Var
Novak Djokovic, Fransa Açık’taki rüya şampiyonluğuyla beraber tarihe bir kez daha geçti. Dünya 1 numarası, böylece açık dönemde tüm Grand Slam’leri iki ya da daha fazla kez kazanan ilk erkek raket oldu. Zaten eğer Novak gibi attığı adımda rekor kıran veya rekorlara yaklaşan bir sporcuysanız, döneceğiniz sonraki köşede sizi yine tarih kitaplarına geçme ihtimali beklediği şüphesizdir. Siz bu satırları okurken, Djokovic’in Tokyo’da ilk tekler altınını kazanma ve kariyer ‘Altın Slam’ini tamamlama şansı olacak. Ve tabii bir ihtimal daha... 1988 senesinde Steffi Graf tarafından gerçekleştirilen takvim Altın Slam’inin benzeri yok. Efsanevi yıldız, aynı seneye dört slam’in şampiyonluklarını ve 1988 Seul altın madalyasını sığdırarak yapılmamışı yapmıştı. Bugün tenisin en görkemli sezonları arasında ekseriyetle sayılan bu performanslar bütününün, günümüzdeki rekabet standartları içinde tekrarlanacağını düşünmek bir an için kulağa absürt gelebilir. Öte yandan Federer, Nadal ve Djokovic’in diğer rakiplerine kurduğu hâkimiyet de aynı oranda absürt.

Dolayısıyla, halihazırda Melbourne ve Paris’i fethetmiş, Wimbledon’da da şampiyonluğun büyük favorisi olan bir Djokovic’in aklında bu zor ihtimali tuttuğuna şüphe yok. Serena, Nadal, Halep, Thiem gibi önemli isimlerin çekildiği, Federer’in henüz katılacağını deklare etmediği Tokyo'da gözler belli başlı hikâyelerin üzerinde olacak. Djokovic’in tarihi arayışı da bunların başında geliyor… -Aras Yetiş
Tank
Abdulrashid Sadulaev’in müsabakaları, 2016 Rio’da sosyal medyada en çok paylaşılan videolar arasındaydı. Dağıstan doğumlu Rus güreşçinin rakipleri karşısındaki performansı, ona iki dünya, bir Avrupa şampiyonluğundan sonra bir de olimpiyat altını getirmişti. ‘Rus Tankı’ lakaplı güreşçi, 2017’ye farklı bir hedefle girdi. Daha önce serbest 86 kiloda güreşen sporcu, Rusya Şampiyonası’na sıklet değiştirerek 97 kiloda girdi ve altını kazandı. 2017, aynı zamanda yıllar sonra bile anlatılacak bir güreş rekabetinin başlangıcına da sahne oldu. Sadulaev ile sıkletinin o dönemdeki en iyisi olarak gösterilen ABD’li güreşçi Kyle Snyder, dünya şampiyonası finalinde karşı karşıya geldi. Tarihe geçen maçın kazananı, Snyder olmuştu…
72 saniye… Sadulaev, 2018 Dünya Güreş Şampiyonası’nda serbest 97 kg’de altın madalyayı 72 saniyede yaptığı tuşla kazanırken minderdeki rakibi yine Snyder’dı. Tank, artık yeni sıkletine uyum sağlamıştı ve en büyük rakibine sağladığı bu üstünlükle tekrar dünyanın gündemine oturdu…

Rus güreşçi, 2019 Dünya Şampiyonası’nı yine altınla kapadı. Fakat ABD’li rakibi yarı finalde elenmişti. Onunla karşılaşmadığı için pişman olup olmadığı yönündeki soruya şu cevabı veriyordu: “Hayır, çünkü en önemli final hâlâ bizi bekliyor: Olimpiyat oyunları!” Sadulaev, Tokyo’nun yıldız adaylarından biri ama yeni sıkletindeki ilk olimpiyatında Snyder ile yaşadığı rekabet de en az gücü kadar dikkat çekici… -İlhan Özgen
Yeşilden Sarıya?
Mart 2011’de Japonya’da meydana gelen Tohoku depremi sırasında Hideki Matsuyama, Fukushi Üniversitesi’nde öğrenciydi. Ama deprem sırasında Avustralya’da golf antrenmanındaydı. Yurda döndüğünde yıkımı gördü. Bir aydan kısa bir süre sonra Masters’ta mücadele etmesi gerekiyordu. Zaten turnuva sonrasında kurtarma çalışmalarına katılmak için ülkesine geri döndü.
İlk Masters’ının üzerinden on yıl geçti. Matsuyama bu on yılda harika turnuvalar oynadı, altı PGA Tour zaferi kazandı. Daha birkaç ay önce Masters’ı kazanarak ilk majör turnuva şampiyonluğunu yaşadı. Tabii ki golf otoriteleri, Masters başarısının 2020 Tokyo için ne anlama geldiğini de tahmin ediyorlardı. Öyle ki İngiliz golfçü Nick Faldo, 23 Temmuz'daki açılış töreninde meşaleyi Matsuyama’nın yakabileceğini söylemişti. Brandel Chamblee ise Matsuyama ve Osaka'nın Japonya'nın 2020 Tokyo’da bayrak taşıyan sporcuları olabileceğini dile getirmişti. Japon golfçü, kazanacağı altının ne anlama geleceğini iyi biliyordu: “Umarım bunu başarabilirim. Sadece golfçüler için değil, umarım golf oynamayı düşünen gençler bu zaferi görürler ve bunun harika olduğunu düşünüp benim adımlarımı takip ederler.”

Tokyo’da, Kasumigaseki Golf Kulübü’nde keyifli bir hikâye bizleri bekliyor. Matsuyama ev sahibi ülkenin Tokyo’daki en büyük yıldızlarından biri. O yıldız, nisan ayında yeşil ceketi giydi. Altın madalya için de önemli bir aday. -Kaan Demirel
Unicorn
Yunan jimnastikçi Dimitrios Loundras, ilk modern olimpiyat oyunları olan 1896 Atina’da yarıştığında sadece on yaşındaydı ve bu onu tarihteki en genç olimpiyat katılımcısı yaptı. 12 yaşındaki Nöel Vandernotte, 13 yaşındaki Marjorie Gestring ve Gaurika Singh, 14 yaşındaki Kusuo Kitamura gibi örnekler de tıpkı Loundras gibi zoru başaranlar. 2020 Tokyo’da, bu listeye iki yeni isim katılacak: Suriyeli masa tenisi yıldızı, 11 yaşındaki Zaza Hend ve Britanya’yı çiçeği burnunda olimpik spor kaykayda temsil edecek Sky Brown… Ülkesinin geçirdiği zor günler devam ederken, Hend’in başarısının ne denli özel olduğunu anlatmaya dahi gerek yok; Brown ise büyük bir kişisel mücadelenin ardından Tokyo’ya geliyor.

Geçen sene rampadan düşerek geçirdiği antrenman kazasında neredeyse hayatını kaybedecek olan Brown’ın bu sene olimpiyat yarışmacıları arasında yer alabilmesi, yaşından bağımsız ilham verici bir öykü. Kaykay sporunun gelmiş geçmiş en büyük global ikonu olan Tony Hawk, “Tarihin en iyilerinden olma ihtimali var” şeklinde değerlendiği genç sporcudan, onu mitolojik at ‘Unicorn’a benzetecek kadar fazla etkilenmiş. Hatta Hawk, geçirdiği kaza sonrası Brown’la birlikte antrenman yapmış, zihninde oluşabilecek korkuları yenmesine yardımcı olmak için onu mega rampasında konuk etmişti. Şimdi, Brown için ‘En İyi’den öğrendiklerini, en büyük sahnede uygulama zamanı… -Aras Yetiş
Sahne Sırası
ABD’li atletler için olimpiyat mücadelesi oyunlardan iki ay önce başlar. Olimpiyat barajını geçen onlarca atlet arasından ülkelerini temsil edecek sporcuların belirlendiği eleme yarışları, bu yıl da birçok hikâyenin önsözünün yazıldığı yerdi. Bütün gözler beşinci kez olimpiyatta koşmaya hak kazanan Allyson Felix’teydi. Ancak ABD’nin bir büyük sprinter adayı daha var: Sha'Carri Richardson. Atletizmi takip edenler henüz 21 yaşında olmasına rağmen bu isme yıllardır aşina. Ancak Richardson için Tokyo, ilk ana sahne tecrübesi olacak. Ve bir şanssızlık yaşamazsa sahnenin hakkını vereceğine hiç şüphe yok.

Richardson sadece yetenekli bir sprinter değil, aynı zamanda da her yönüyle merak uyandırıcı bir karakter. Annesini kaybettikten bir hafta sonra 100 metrede ABD elemelerini rahatlıkla kazanacak kadar güçlü, aynı yarışta saçlarını turuncuya boyayıp kendi ifadesiyle “koşarken alev çıkıyormuş” görüntüsü verecek kadar da renkli bir karakter. Bu detayları ve daha fazlasını açıksözlülükle paylaşacak kadar da samimi. Kısacası, bir sporcuyu kendinize yakın hissetmek için aradığınız her şeye sahip Richardson. Tokyo’da da kadınlar 100 metre zaferi için tarihin en iyilerinden birkaçıyla mücadele edecek. Altın madalya için her zamanki gibi çok formda olan bir Shelly-Ann Fraser-Pryce’ı geçebilir mi, göreceğiz. Ancak finalde biri kariyerinin sonlarında, diğeri ise başlarında iki güçlü kadının harika bir mücadelesini görmemiz olası. Bu hikâyede iki karakterin de renkli saçlarıyla tanınması jenerasyonlar arası bayrak değişimi açısından kozmik bir tesadüf. -Ali Çolak
Aile Boyu Hâkimiyet
Valent ve Martin Sinkovic kardeşler, ailelerinin kürek sporundaki ilk temsilcileri değiller. Zira en büyük ağabeyleri Matija Sinkovic de bir kürek sporcusuydu. Ancak aileye asıl başarıyı, Valent ve Martin ikilisi yaşatacaktı. Üç kardeşin en ufağı Martin Sinkovic ilk kez televizyonda görerek kürek sporuna merak saldı ve oradan aldığı ilhamla bu yola çıktı. Ortanca kardeş Valent Sinkovic ise kendisini bir süre futboldan uzak tutan bir sakatlığın ardından kürek sporuna geçiş yaptı.
Valent ve Martin, bir yıl sonra beraber kürek çekmeye başladılar. 2008’de 23 Yaş Altı Dünya Kürek Şampiyonası'ndaki ilk gümüş madalyalarını kazandılar. Onlardan söz ederken manşete yazmamız gereken asıl başarı 2016 Rio’da ikili kürekte kazandıkları altın madalya olsa da ikilinin Rio öncesinde ve sonrasında dünya ve Avrupa şampiyonalarının hemen hemen her edisyonunu hâkimiyet altına aldığını söylemek gerekiyor. Üstelik, 2014’te Amsterdam’daki dünya şampiyonasında iki bin metreyi altı dakikanın altında geçen ilk çift olup dünya rekoru kırdılar. Hatta altı saniyelik bu rekor, mevcut rekoru dört saniye geride bırakmaları anlamını da taşıyordu.

İkili, 2012 Londra’da takıma David Sain ve Damir Martin’i de ekleyerek erkekler dörtlü kürekte gümüş madalya kazanmıştı. Rio’daki altın madalya zaten malum. Şimdi sırada 2020 Tokyo var. Kardeşler, Hırvatistan’ın en büyük madalya umudu. Tokyo’da beklentilerin karşılanması, sürpriz olmayacaktır. -Kaan Demirel
İlk
2020 Tokyo’da Yeni Zelandalı beş halterci olacak. Onlardan biri, Laurel Hubbard ise olimpiyat tarihinde iz bırakacak. Zira Hubbard, olimpiyatta yarışan ilk trans sporcu olmaya hazırlanıyor. 35 yaşında cinsiyet değiştiren Hubbard, 2018’de ağır bir sakatlık geçirse de pes etmeyip olimpiyat kotası aldı. 43 yaşında bu ilke hazırlanan Hubbard’a bu yolu açan, Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin (IOC) 2015’te değiştirdiği kurallardı. Buna göre Hubbard gibi sporcular, testosteron seviyeleri en az 12 ay boyunca litrede on nanomolün altında kaldığını kanıtlarlarsa kadınlar kategorisinde yarışabiliyorlar. IOC, bunun dışındaki kısıtlamalar konusunda spor federasyonlarını özgür bıraktı. Örneğin atletizmde yukarıdaki kısıtlama beş nanomol olarak belirlenmiş durumda ve bu sebeple CeCe Telfer, bu seneki ABD olimpiyat seçmelerine katılamadı.

İkili cinsiyet kalıpları gün geçtikçe değişiyor ve ileride cinsiyet dendiğinde sadece iki seçenek akla gelmeyecek. Şimdilik, bu konuya destek olanlar da karşı çıkanlar da mevcut. Biyolojik avantaj kısmındaysa araştırmalar devam ediyor. Yeni yayımlanan, Emma Hilton ve Tommy Lundberg imzalı makaleye göre ergenliğini erkek olarak geçiren bireylerin kemik büyümesi ve kas yoğunluğu gibi konularda testosteron seviyesi düşse de değişmeyecek avantajları bulunabiliyor. Şimdilik, oldukça genç bir araştırma alanı bu. 2020 Tokyo özelindeyse, Hubbard da on bini aşkın diğer sporcu gibi alkışı hak ediyor. -Buğra Balaban
Zirveye Tırmanış
Daha önce altı dünya şampiyonluğu bulunan bir sporcunun ilk kez olimpiyat oyunlarına katıldığını görmek ne kadar olağan, tartışılır. Hele de o sporcu 22 yaşına yeni adım attıysa... Ancak söz konusu Janja Garnbret olunca istisnaları es geçerek konuşma yapmak çok sağlıklı değil. 2020 Tokyo’ya yeni eklenen tırmanma sporu ile yedi yaşında tanışan Garnbret, Slovenya'nın hatırı sayılır rakıma sahip şehirlerinden Slovenj Gradec'te dünyaya geldi.

Evindeki mobilyaların üstüne çıkıp boyunun yetişmediği dolaplardan eşya alarak tırmanışa merak saran yeteneğin ilgisi, okul yollarındaki ağaçlara tırmanarak devam etti. İlkokulda ağaçlarla sıkı bir dostluk kuran Janja, tırmanma sporunun inceliklerini öğrenmeye başladığında on; genç yaş dünya şampiyonlukları kazandığında ise 15 yaşındaydı. Aradan geçen beş senede yeteneklerini keskinleştiren Garnbret, ülkesindeki sporseverleri heyecanlandırdı. Bu heyecanın ‘Sloven Gazeteciler Derneği Yılın En İyi Sporcusu’ ödülü ile birleşmesi üç senesini aldı.
Bugün gelinen noktada ise 22 yaşındaki sporcunun etkisi söz konusu olduğunda değişen bir şey yok. Garnbret, hâlâ çok büyük bir potansiyel ve hâlâ çok büyük bir yetenek. Ve Slovenya’nın en büyük madalya potansiyeli olmasından da öte, olimpiyat oyunlarına yeni eklenmiş bir sporun yüzü olmak için her türlü imkâna fazlasıyla sahip. -Arhan Ata Pilavoğlu