
Eşyanın Tabiatı
10 dk
Spor tarihini çoğunlukla büyük maçlar ya da efsanevi sporcular üzerinden ele alırız. Ancak bir de unutulmaz ekipmanlar var...
Erken yaşlardan itibaren spor sevgim ile paralel giden ve zaman zaman onu besleyen bir ilgi alanı daha oluşturdum. Basketbol maçlarında gözüm ayakkabılara takılırdı, futbol izlerken topun markasını görmeye çabalardım. Rengârenk raketler dikkatimi çeker, Formula 1 pilotlarını taktıkları kasklardan tanımaya çalışırdım. Yani en başından itibaren spor eşyaları konusunda epey takıntılıydım ve aradan geçen yıllarda değişen pek bir şey olmadı. Bugün dahi, ünlü bir sporcunun yaptığı en küçük değişikliği hızlıca seziyor, bundan anlamsız bir haz alıyorum. Hâlâ gözüm ayakkabılarda, raketlerde, istekalarda... Dolayısıyla bu dosyayı yapma fırsatını asla kaçıramazdım. Önümüzdeki sayfalarda spor tarihine geçmiş önemli ekipman ve malzemelerin bazılarını bulacaksınız. Zira sporlarını değiştiren, hızlandıran, daha güvenli kılan ya da görselliğini güçlendiren ekipmanların sadece on tanesine yer ayırabildik. Ama kim bilir, belki okuduktan sonra siz de bir şeyler eklemek istersiniz...
1 | Guga'nın İzinde (Luxilon sentetik tel)
Günümüzde polyester raket teli ile oynamak bir istisna değil. Hemen her profesyonel tenisçinin kordaj seti ya tamamen polyester ya da yarısı polyester yarısı natürel tellerden oluşmakta. 1997'nin Mayıs ayı gelene kadar ise polyester, tenis dünyası için tam anlamıyla bir istisnaydı. O sırada dünya 66 numarası olan genç Gustavo Kuerten, henüz tenisteki en büyük teknolojik devrimlerden birisinin kalbinde durduğunu bilmiyordu. 20 yaşındaki Brezilyalı; Thomas Muster, Yevgeny Kafelnikov ve Sergi Bruguera gibi eski şampiyonları saf dışı bırakarak ilk Fransa Açık zaferine ulaştığında değişimin ilk adımlarını attı. Raketi büyük ya da küçükbaş hayvanların bağırsaklarından yapılan natürel telleri içermiyordu. Belçikalı Luxilon firmasının ürettiği sentetik kordajı, Guga'nın geri çizgiden müthiş bir güç ve spin (topun dönüş hareketi) üretmesini sağladı. Başardığı en önemli şey ise birçok meslektaşına verdiği ilham ve sonucunda oyunun değişmesiydi.
2 | Herkesin Seçimi (Converse Chuck Taylor)
Lastik ayakkabı üreticisi Converse'in ilk olarak 1917'de, henüz isimsiz bir şekilde yarattığı yüksek bilekli modelin amacı basketbolcular tarafından giyilmesiydi. Bu yeni model, tarihte sportif bir amaçla üretilmiş ilk ayakkabıydı. Yıllar sonra Converse'te çalışma teklifi alan basketbolcu Chuck Taylor'ın zekice dokunuşları ise popüler modeli bilinen son hâline ve ismine kavuşturacaktı. 1930'lardan sonra çoğu basketbolcu tarafından giyilmeye başlanan 'Chuck'lar, 1949'da kurulan NBA'in de uzun seneler boyunca demirbaşları arasında yer aldı. Hatta 70'lere dek ligdeki neredeyse herkesin ayağındaydı. Converse, basketbol pazarındaki gücünü kaybettiği noktada ise bir popüler kültür ikonuna dönüştü. Ve belki asıl damgasını parkelere değil, rengârenk türevleriyle moda dünyasına vurdu…
3 | Tam Koruma (F1'deki ilk kapalı kask)
Anıtsal pist Nürburgring'de düzenlenen 1968 Almanya Grand Prix'si, Formula 1 tarihinde muhteşem bir pilot performansıyla hatırlanır. Ancak İskoç Jackie Stewart, yağmur sebebiyle daha da zorlaşmış olan 'Yeşil Cehennem'de kazanırken, arkasında kalan rakiplerden birisi de bambaşka bir yoldan tarihe geçiyordu. O esnada 37 yaşında olan ABD'li Dan Gurney, bu yarışta Formula 1 tarihinin ilk kapalı kaskını takmıştı. Daha öncesinde F1 pilotları yüzlerinin tamamını örtmeyen kask ve gözlük kombinasyonuyla yarışmaktayken, Gurney'nin yaptığı öncülük bir devrimin kapısını araladı. Sonraları o günün galibi Stewart da başta olmak üzere birçok pilot Gurney'nin izinden gitti, kask güvenliği konusunda çok önemli bir adım atılmış oldu.

4 | Zamana Karşı (LeMond ve aerobar'ı)
Laurent Fignon, 50 saniyelik farkla 1989 Fransa Bisiklet Turu'nun son etabına lider girdiğinde artık üçüncü 'Le Tour'unu kazanmasına kesin gözle bakılıyordu. Greg LeMond'un yenilik merakının sonuçlarını ise henüz kimseler tahmin edemezdi. ABD'li LeMond, son etap öncesinde kayak antrenörü Boone Lennon tarafından tasarlanan aerobar tipi gidonu denemeye karar verdi. Bu sayede rüzgâr direncini ve sürtünmeyi azaltarak, bisikletin üzerinde kayakçıvari bir pozisyon alabilecekti. Yani bir ihtimal standart gidonla yarışan Fignon'a karşı, zamana karşı yarışılacak etapta avantaj üretebilirdi. 1986 yılında karbonfiber bisiklet kullanarak Fransa Bisiklet Turu kazanmak gibi bir ilke de imza atmış olan LeMond yine doğru riski almıştı. Dev farkı eritip, Fignon'un sekiz saniye önünde şampiyon olurken bir yandan da zamana karşı yarışın gelecekteki dinamiklerini belirliyordu.
5 | Alman Usülü (Reusch kaleci eldiveni)
Alman otomobilleri, Alman beyaz eşyaları, Alman futbolu ve aynı ulusla özdeşleşmiş niceleri… Hemen hepsinin akla getirdiği ilk imge muhtemelen sağlamlık olacaktır. Futbol özelinde bu sağlamlık unsurunun 1 numaralardan başladığını söylemek mümkün. Zira Sepp Maier, Oliver Kahn ve Manuel Neuer gibi kaleciler yetiştirmiş bir ülkeden bahsediyoruz. Ancak kendi şöhretli kalecileri kadar, Almanların kalecilik teknolojisine yaptığı katkı da son derece önemli. 1973 yılında Sepp Maier ile ortaklaşa ilk modern tip (avuç bölgesinde lateks köpük içeren) kaleci eldivenini geliştiren kişi Gebhard Reusch'du. Maier'in yeni eldivenleriyle 1974 Dünya Kupası'nı kaldırması sonrasında, Reusch'un şöhreti de hızla arttı. Devamında Uhlsport ve Adidas gibi üreticilerin de katılımıyla, kaleci eldiveni pazarında yıllarca Alman hâkimiyeti sürdü.
6 Üç Renk (Mikasa voleybol topu)
Mikasa'nın 1998 yılından beri sarı, mavi ve beyaz renklerde ürettiği voleybol topları için ikonik demek herhâlde yanlış olmaz. Özellikle de 'Filenin Sultanları' ekolünün doğuşuna tekabül etmesi nedeniyle, bu topların yarattığı algı Türkiye sınırlarında da güçlü. Japon üretici, dünyadaki tüm majör voleybol organizasyonlarının resmi maç topu tedarikçisi. Bu; futbol, basketbol, tenis ya da akla gelebilecek birçok toplu sporda rastlanmayacak türden bir hâkimiyet. 2012'den beri piyasada olan modeller ise artık tasarımında beyaz rengi barındırmıyor ve seleflerinden modern yüzey tasarımıyla ayrılıyor. Yine de üç renkli voleybol topları, anılardaki varlığını hep koruyacak. Belki Neslihan Demir'in, belki de bir başka efsanenin ellerinde...

7 | Teknoloji Dopingi (Speedo LZR Racer mayo)
2008 Beijing Olimpiyat Oyunları ve Roma'da düzenlenen 2009 Dünya Yüzme Şampiyonası, kırılan rekorlar bakımında tarihin en bereketli organizasyonları. O müsabakaları da kapsayan süre zarfında kırılan 93 dünya rekorunun ise sporcuların form durumuyla pek alakası yok gibi. Bu durum daha çok, "teknoloji dopingi" olarak anılan Speedo LZR mayoların kullanımıyla ilintili. Kaslara oksijen yayılımını arttıran, vücut şeklini hidrodinamik olarak düzenleyen ve su tutma miktarını azaltan 'uzay teknolojisi' mayolar, 2009 senesinde yasaklandı. FINA'nın yeni regülasyonu; belden dize kadar bir noktayı kaplayabilecek, standart tekstil maddelerinden yapılmış mayoların giyilmesiydi. Geride ise tüm vücudu kaplayan poliüreten mayolarla kırılmış imkânsız rekorlar ve tartışmalar kaldı.
8 | Doğaçlama (Allen Iverson'ın sleeve'i)
Geçmişte Allen Iverson'dan daha iyi oyuncular vardı, sonrasında da ondan çok daha iyileri lige geldi. Ancak Michael Jordan hariç hiçbiri Iverson'ın yarattığı kültürel tesirin yanına yaklaşamadı. Ortalama insan ebatlarına sahip birinin de süper yıldız olabileceği fikrinden başlayıp giyim kuşamla devam eden bir skalada Iverson'ın yaptıkları milyonları etkiledi. Görsel anlamda basketbola bıraktığı en büyük miras ise doğaçlama bir medikal deneme sonrasında doğdu. 21 Ocak 2001 günü şut kolunun dirseğindeki bursitis sakatlığı sebebiyle ve fizyoterapist Lenny Currier'ın önerisiyle taktığı bant, spor tarihinin en ünlü aksesuarlarından birisine dönüştü. Iverson, sonraları sağ kolundaki sevmediği dövmeyi de kapatan bandı hiç çıkarmadı. Şimdilerde ise dünyadaki her ligde, farklı farklı kollarda o bandı görmek mümkün.
9 | Şampiyonların Zemini (Mondotrack atletizm pisti)
100 metrede 9.58 ve 200 metrede 19.19… Usain Bolt kariyerinin en unutulmaz iki dünya rekoru derecesine Berlin'deki 2009 Dünya Atletizm Şampiyonası'nda imza attı. Altındaki masmavi pist zemini, Jamaikalının parlak sarı mayosu ile müthiş bir uyum içindeydi. Bu kuvvetli imgeler, hâlâ varlığını sürdüren iki rekoru görsel olarak da son derece unutulmaz kıldı. İtalyan Mondo firması, geride kalan 39 yıllık süreç boyunca, benzer rekorların üzerinde kırıldığı farklı renklerdeki pist zeminlerin üreticisi. 13,5 milimetre kalınlığındaki lastik bazlı zemin malzemesi, sporcuların ürettiği yere basma kuvvetini daha güçlü bir şekilde geri gönderiyor. Bu da zeminin üstündeki tüm sporcular için daha yüksek bir performans anlamına geliyor.

10 | Çuha'da Devrim (Taom isteka tebeşiri)
Snooker hayli geleneksel bir spor. Bundan elli sene önce üzerinde oynanan masalar, oyuncuların istekaları ve toplarla şimdikiler arasında -en azından ilk bakışta- fark bulmak kolay değil. Yine de irili ufaklı değişiklikler, tıpkı her spor gibi snooker'ın da belli başlı evrimler geçirmesine neden oldu. Bunların en günceli ise açık yeşil renkli Taom tebeşirler. İsteka ucundaki kauçuk malzemenin top yüzeyinden kaymaması için sürülen eski tebeşir, masanın üzerine toz parçaları bırakmak gibi bir handikapa sahipti. Bu partiküller ise topların ufak da olsa yön değiştirmesine, vuruşların sapmasına neden olan 'kik'leri ortaya çıkarıyordu. Yeni tebeşirlerin en büyük alametifarikası toz oluşumunu ve kikleri azaltması oldu. Her ne kadar topu iyi tutmadığı yönünde bazı eleştiriler olsa da çoğu oyuncu Taom'dan memnun. Hatta efsane Jimmy White'a göre bu oyunun başına gelmiş en iyi şey.