Gerçekten Orada Olmak

6 dk

İrem Karamete Baldini, 2016 Rio sonrası konfor alanından çıkması gerektiğini düşünüyordu. Öyle de yaptı… Şimdi, Tokyo'ya çok daha hazır gidiyor.

Karamete, 2016'da Rio Olimpiyat Oyunları'na katıldığında manşetler hazırdı: "Olimpiyat oyunlarında, 32 yıl sonra Türkiye'yi temsil eden ilk eskrimci." Haliyle baskı da vardı üzerinde. Olimpiyat, kendi ifadesiyle, özel bir deneyimdi ama müsabakalarda işler istediği gibi gitmemişti. Aradan geçen beş yılda hayatında köklü değişiklikler oldu. 2020 Olimpiyat Oyunları öncesi hem bu süreci konuştuk hem de Tokyo'daki amaçlarını...

Mart 2020'de ABD'ye gitmiştim bir müsabaka için. Sonra pandemi nedeniyle İstanbul'a döndük. Altı ay İstanbul'da kaldım. Zaten hayat durmuştu. Evimde, sınırlı alanlarda antrenman yapmaya çalıştım. Eşim Andrea (Baldini) aynı zamanda antrenörüm olduğu için şanslıydım. Kampa gitmeye çok ihtiyacım olmadı. İki-üç hafta önce de Polonya'da çalıştım. Şu an videolu bağlantı yaptığımız yer de Rusya'nın Veliki Novgorod kenti. Tokyo'ya gitmeden önce 14 gün burada kampta olacağım. Kota alana kadar ise İtalya'daydım. 2019 Eylül ayından beri zaten İtalya'da yaşıyorum. Frascati diye bir şehirde, dünyanın en iyi eskrim kulüplerinden birindeyim. Böyle bir risk aldım. Çünkü burada çok sayıda antrenman partneri var. Benim Türkiye'deki en büyük eksikliklerimden biri antrenman partneriydi.

2016 Rio'da çok heyecanlıydım ve bu nedenle performans gösterememiştim. Daha önce hiç öyle bir ortamda bulunmamıştım. Hatta bence o dönem yeterli eskrim bilgisine de sahip değildim. Şu an daha hazır ve deneyimli hissediyorum. Hem eskrim hem de yaşam açısından. Rio'ya giderken 23 yaşındaydım, şu an 28'im. Rio'ya katıldığımda Türkiye'nin eskrimdeki son olimpiyat katılımının üzerinden 32 yıl geçmişti. O yüzden Rio benim için -başarısız da olsam- bambaşka bir deneyimdi. Olimpiyat köyünde çok büyük sporcularla eşitsin. Bir yanda Usain Bolt, diğer yanda Rafael Nadal. Mesela Michael Phelps'i izlemiştim, hiç unutmuyorum. Onlara bu kadar yakın olmak inanılmazdı.

Son zamanlara kadar mental sağlık kavramının pek bilincinde değildim. Özellikle Tokyo'ya hazırlanırken çok önem verdim çünkü bu olay eskrimde çok önemli. Bir maçı kazanırken mental direncinin büyük bir etkisi var. Fiziksel olarak hazır olmasan bile mental olarak hazırsan performansını gösterebilirsin. 2016 Rio bittiğinde ben kendimi hem fiziksel hem de mental anlamda çok yorgun hissediyordum. Tükenmiş gibiydim.

Tokyo'ya dışarıda hazırlandığım için şu an daha mutluyum çünkü Rio'ya kota aldıktan sonra çok yoğun bir döneme girmiştim. 32 yıl aradan sonra kota almanın da etkisiyle tabii medyanın da ilgisi olmuştu. Belki o zamanı daha efektif kullanabilirdim. Bu kez daha eskrim odaklı bir süreç geçiriyorum.

2016 Rio'dan sonra aldım bavulumu, ABD'ye gittim. Orada hem eşimi daha iyi tanıdım hem de Boston Üniversitesi'nde pazarlama alanında yüksek lisansımı tamamladım. Özyeğin Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü'nü bitirmiştim zaten. Tamamen o konfor bölgesinden çıkıp yeni bir sayfa açmakla ilgiliydi bu gidişim. Geriye dönüp bakınca "İyi ki yapmışım" diyorum. Ayrıca Rus bir antrenörle çalışıyordum, şimdi Andrea (Baldini) ile çalışıyorum. İngilizcemi ilerlettim. Beynimi şarj ettim. Gerçekten yenilenmiş bir şekilde bu yeni sayfayı açtım. Benim için uzun bir süreydi ama keyifliydi çünkü eskrimi severek yapıyorum. Gerçekten içten ve kalpten bağlıyım. Sevdiğim için de antrenmanlarımı motivasyonlu bir şekilde tamamlıyorum. Bence bu bahsettiklerim bana başarıyı getirdi.

Ben haftada beş gün antrenman yapıyorum. Dinlenmek çok önemli. Mesela hafta sonları antrenman yapmıyorum çünkü hafta içi o kadar yoğun geçiyor ki. Kulübe sabah 9'da giriyorum, öğlen 1'de çıkıyorum. Çift antrenman yapıyorum ama genelde 09.00-13.00 arası oluyor. Elimden geldiği kadar o süreyi verimli geçiriyorum. Eskiden bunun bilincinde değildim. Antrenmanlar öyle geçiyordu yani. Konuşarak geçiyordu veya hareketi çok fazla hissetmeden yapıyordum. Burada her ânı hissederek yapıyorum. Zaten her antrenman, bir dünya kupası gibi geçiyor. İtalya'daki kulüpte rekabet o kadar fazla ki…

Haftada iki gün kondisyon idmanım var. Ayak çalışması yapıyorum. Flöremi almadan tek başıma yaptığım bir antrenman. Mental çalışmalarımı ısınmada yapıyorum. Nasıl bir antrenman geçireceğimi hayal ediyorum. Ya da geçmişten güzel bir maçımı hayal ediyorum. Bitişte soğuma da çok mühim. Kötü geçen bir maçım veya antrenmanım varsa onu hayal etmeye çalışıyorum. "Nasıl bir hata yaptım? Ne yaparsam onu düzeltebilirim?" gibi sorular oluyor aklımda. Sabah uyandığımda, güne başlarken mental çalışmam oluyor. Geçmişte iki psikologla çalışmıştım. Pandemi sürecinde İtalya'daydım ve kendim devam ettim. Olay illa psikologla çalışmak da değil. Genelde bazı sporcular kendilerini iyi hissetmek için her şeyi yapmak istiyor. Diyetisyenidir, psikologudur... Ama burada önemli olan senin gerçekten orada olman. Her şeyin olabilir ama sen orada değilsen, sırf yapmak için yapıyorsan olmuyor.

Mart 2020'de ABD'de son bir turnuvam vardı. İlk sekize girmem gerekiyordu. 140 kadar sporcu katılıyordu. Eğer bunu orada yapamasaydım o zaman nisan ayında olimpiyat kotası için Avrupa elemelerine katılacaktım. O turnuvayı da kazanmam gerekecekti. Ama pandemi geldi ve turnuvalar iptal oldu. ABD'deki turnuva bundan üç ay önce Katar'da yapıldı. İlk sekize girmem gerekiyordu ve sekizinci oldum. Avrupa kıtasından direkt kota almak çok zordur. Mesela Francesca Palumbo ile antrenman yapıyordum. Tabii ki bir yandan da böyle bir sporcuyla antrenmanda beraber olmak bazen motivasyonunuzu bozabiliyor çünkü ben onun yerinde olacakken dünya şampiyonasında ona 15-14 kaybettim. Bütün bir yıl önümde antrenman yaptı. Ama şimdi "İyi ki de olmuş" diyorum. Belki de bu olay beni o kadar büyüttü. Daha sonrasında Katar'a gittim. Çok rahattım. Bu kadar ay çalışmıştım ve tek amacım en iyi performansımı ortaya koymaktı. Sonuçtan daha çok iyi bir performans ortaya koymaya odaklanıyordum. Gerisi kendiliğinden geldi.

"Rio ilk olimpiyatımdı, şimdi daha deneyimliyim" diyemiyorum. Rio ilkti ama Tokyo da ilk çünkü burada kota almak çok zor. Rio'da kota aldın diye Tokyo'da kota vermiyorlar. Dolayısıyla bu algıyı kırmak istiyorum ama oraya kesinlikle daha tecrübeli bir sporcu olarak gideceğim. Gerçekten mutlu bir şekilde eskrim yapmak istiyorum. O zaman gerçekten iyi performans gösterebilirim.

Socrates Dergi