Mutlak Hakimiyet

3 dk

Procycling'in kapağında yer alan ilk kadın sporcu... Marianne Vos'un kazandıklarının yanında izlerken de insana verdiği bir hissiyat var: Mutlak hakimiyet duygusu.

“Uğruna çabaladığınız şey, kazanmanın getirdiği his. Bu bir bağımlılık.” Nisan 2014’te Procycling dergisinin kapağında dünya şampiyonluğu mayosuyla Marianne Vos vardı ve bu sözleri fotoğrafının yanında yer bulmuştu. Sekiz yaşında ailesinin aldığı Mercier marka yeşil bisikletiyle yarışlara katılmaya başladığında bunu hayal etmemişti muhtemelen ama Procycling’in kapağında yer alan ilk kadındı Vos ve bunu çoktan hak etmişti.

Kazanmak, dediği gibi bir bağımlılık yaratıyorsa bunu en iyi bilen sporculardan biri de Vos’un ta kendisi. Daha 19 yaşında ilk dünya şampiyonluğunu kazandı ve bunu başaran -kadın ya da erkek fark etmeksizin- en genç sporcuydu. Bu, onun kariyeri hakkında sadece ufak bir fikir verebilir. Zira kendisinin, profesyonel bir bisikletçinin emekli olup arkasına baktığında “Sele üstünde çektiğim bütün o acılara değdi” demesini sağlayacak kadar başarıdan fazlasını tek sezonda elde etmişliği var. Yine de bu, onun yarışlar öncesi kendinden şüphe etmesine engel olmuyor. Vos’a göre şüphe, kazandığı onca zafere rağmen hâlâ yeni hedefler için motive olmasını sağlayan şey ve yine onun sayesinde mükemmelliğe ulaşabileceğine inanıyor.

2006’daki ilk dünya şampiyonluğunu takip eden yıllarda elde ettiği 11 gökkuşağı mayo daha, Meeuwen’deki Marianne Vos Müzesi’nde yerini aldı. Bu sayı başlı başına yeterince etkileyici olmayabilir ama Vos’un bu mayoları yol, pist ve kros gibi bisikletin birbirinden çok farklı dallarında kazanması onun bisiklet sporu için yaratıldığının kanıtı. Belki de bu sporun onun için yaratıldığının…

Bisiklette hiyerarşinin önemli bir yeri vardır. Peloton hep birlikte bir şey yapacaksa bu kararı bisikletçiler arasında en çok saygı duyulanlar alır. Artık iyi duygularla anmadığımız Lance Armstrong, yarıştığı dönemde pelotonun patronuydu örneğin. Popülerliğini ve gücünü gerektiğinde sporcuların güvenliği gibi konular için kullanmaktan çekinmezdi.

Günümüzde erkek bisikletinde tam olarak böyle bir figürün olduğunu söyleyemeyiz belki ama kadınlar pelotonunda bu rolü Vos üstleniyor ve bunun yanında getirdiği sorumlulukların farkında.

Kazanabileceği hemen her şeyi kazanan Vos, son yıllarda kadın bisikletinin gelişimi için en fazla çaba gösteren isimlerin başında geliyor. Çalışmalarının karşılığını da yavaş yavaş almaya başladı. Tour de France’ın organizatörü ASO, son iki senedir Le Tour’un son etabı öncesi Champs-Élysées’de tek günlük, La Course adlı bir kadınlar yarışı düzenliyor. Parkur aslında sprinterler için ideal olsa da 2014’te yarışın ilk edisyonunu kazanan yine Vos’tu.

Hollandalının kariyerindeki nadir eksik parçalardan biri ise dağ bisikleti olimpiyat madalyası. Ülke şampiyonlukları olsa da uluslararası alanda dağ bisikleti, rakipsiz olduğu bir yer değil ve 2015 sezonunu sakatlıklarla geçirdikten sonra Rio 2016’ya ne kadar hazır gideceği bilinmiyor. Ama tüm bunlara rağmen Rio’da hem yol yarışı hem de dağ bisikletinde kazanması şaşırtıcı olmaz. Marianne Vos’un kariyerinden bir şey öğrendiysek, bu da onu hiçbir zaman göz ardı etmememiz gerektiği.

Socrates Dergi